19

1.1K 120 107
                                    

evet okullar açılmadan önce bir şekilde yazmaya çlışıyorum o yüzden oy verir misiniz lütfen cidden o kadar emek sarf ediyoruz ama ufacık bir yıldıza basmıyorsunuz (ivet okullar açıldı ilk hafta bitti kontrol edem de atam) yalnız 2 ay geçti gdydyfı movcugjm kaç iki ay amk şandlkşsneşwnwslndldemw

neyse canınız sağ olsun iyi okumalar

—————————————————————

Eun mi'yi alıp eve geldiğimde etrafta göz gezdirdim. Gelmemişti...

"Hadi bakalım sen banyoya git üzerini değiştir, elini yüzünü yıka, saçlarını topla ödevlerinin başına. Ben de yemek hazırlayım." Eun mi bana garip bir şekilde baktıktan sonra söylediklerimi yapmak için odasına geçmişti.

Evet Hyunjin geldikten sonra büyük ısrarlar ile yaptırmadığı odasını açmıştık. Eşyaları zaten hazırdayken hepsini yerleştirip toparlamıştık.

Gereksiz bir çok ürün de atılmıştı. Resmen depo gibi kullanmışız odayı.

Düşüncelerimi kafamdan boşaltıp mutfağa ilerledim.

Yol boyu zaten Eun mi hiç susmamıştı. 'Babam nerde? Neden sen aldın hani hyunjin babam alacaktı, eline ne oldu, dudağına ne oldu, baba neyin var?" Sürekli sorular, cümleler...

Derin bir nefes alıp verdim. Hyunjin geldikten sonra her şey berbat bir hal almıştı.

Eun mi ile birbirimize karşı olan davranışlarımız bile değişiklikler göstermişti.

Geldiğinde aramızdaki bağı daha da güçlendirecek sanıyordum ama aksi şekilde daha da bozulmuştu.

Hızlıca mutfağa gidip yemek hazırlamaya başladım.

...
(2 ay sonra)

Koşarak gelen Eun mi ye sıkıca sarıldım ve o da karşılık verip yanağıma kocaman bir öpücük kondurmuştu.

"Ver bakalım karnemiz nasıl gelmiş."

Heyecanla ellerimin arasına tutuşturmuştu karneyi.

Bildiğim sonuçları şaşırmış gibi yaparak heyecanla tekrar kucaklayıp kucağıma almıştım.

"Bugün baba seni bol bol gezdirip eğlendirecek."

"Yaşasın!" diye sevinçle bağırmıştı.

"Nereye gitmek istersin bakalım."

"Imm, lunaparka gidelim mi?"

Kafamı aşağı yukarı sallayıp Eun mi yi kucağıma aldım.

"Baba yürüyebilirim aslında, yorulma sen."

Nazik sesi içimi ısıtmıştı. Onu yere indirip elini sıkıca kavradım ve otobüs durağına doğru adımladık.

Beklediğimiz otobüse binip sessizce yolu izledik.

Evet, Hyunjin gitmişti. Yine...

Tahmin ediyordum aslında ona kendimi çok kaptırmamaya çalışmıştım ama başaramadım.

İnsan bu, kendine engel olamıyor.

"Baba aslında önce eve gitsek nasıl olur üstümüzü değiştirmiş oluruz hem."

"Oh iyi ki erken söyledin daha da ilerlemeden inelim hadi."

Otobüsten indik ve yakın mesafedeki eve yürüdük.

Eun mi koşarak odasına gitti ve hazırlanmaya başladı ben de salonda oturup beklemeye başladım.

Yarı oturur şekilde uzanıyordum ki telefonum çalınca olduğum yerde dikleşip telefonu cebimden çıkardım.

jeongin arıyor...

"Efendim Yang Jeongin, beni rahatsız etmenizin sebebini öğrenebilir miyim acaba. Daha sabah görüşmüştük." Gülerek söylemiştim. 

"Hyung iyisin değil mi?"

Biraz düşündürmüştü bu cümle. Kaşlarımı çattım.

"Eevet ama niye ki?"

"Seni üzmek istemiyorum ama bunu görmelisin." Sesi biraz titrek gelmişti.

"Korkutmadan düzgünce söyler misin? Bir şey mi oldu."

Kalbim deli gibi atmaya başlamıştı.

"Hyung lütfen telefonu kapatma ve attığım habere bak."

Kalbimde ufak bi sızı hissettim ne oluyordu?

"Tamam hoparlöre alıyorum."

Telefonu hoparlörler'e alıp Jeongin'in attığı mesaja baktım. Bir haber linkiydi.

"Ahh alt tarafı bir haber için bu kadar heyecanlandırmanın anlamı n-"

Sözüm yarıda kesilmişti çünkü yüklenen haber ve gördüğüm fotoğraflar yüzünden kanım donmuştu.

"Hyung, hyung iyi misin? Lanet olsun hiç söylememeliydim."

Telefon ekranına düşen birkaç damla göz yaşı kendime gelmemi sağlamıştı.

"Jeo- jeongin yanıma gelir misin?"

PUAĞAĞAĞAHAHA burda kesiyorum çünkü ben piçim hehehe ve çok uzun zaman geçti beni özlediniz mi zaten 1,5 ay telefonum yoktu bozuldu gibimsi bir şey neyse hay bay

never again/hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin