22

652 76 20
                                    

(flasback)
"Seungmin ben gidicem Eun mi'yi kreşten almaya sen evde kal."

"Aa, işim var demiştin noldu da. Sen işine yetiş ben alırım."

"Sen neden alıyorsun ki?" demişti ters bir tavırla.

Ne oldu ki şimdi.

"Bir sorun mu var Hyunjin?"

"Bilmem var mı Seungmin?"

Ne demeye çalışıyordu.

"Sen niye son günlerde benim kreşe gitmemi engellemeye çalışıyorsun ki anlamıyorum ben seni. Hayır bir yere gitmek isteyince de göndermiyorsun. Ne oluyo ki sana."

Hyunjin sinirle yaklaşmış ve parmağını sertçe sallayıp.

"Ben senin kocanım ve ne dersem o. Saçma sapan insnlarla o arandki gereksiz samimiyetleri görmek veya duymak istemiyorum."

Bir şey söylemeden evden çıkmıştı. Garip davranmaya başlamıştı son birkaç gündür.

(flashback end)

Aklımdakileri Hyung'a anlattığımda başta kıskançlık mı diye düşünmüştük.

"Ama Hyung, Hyunjin bu dünyadaki kıskançlık yapabilecek son insan. Ben şimdiye kadar bir kişiden bile kıskandığını hatırlamıyorum. Yani ya da öyle sanıyordum."

"Peki neden bize anlatmadı acaba. Gelmeden birkaç yakınımı aradım. Fransadan." vurgulamıştı. Neden ki?

"Orda psikolojik tedavilerin daha iyi ve gelişmiş olduğunu duydum. Yani öğrendim. Tedavilerde fazlasıyla gelişmiş bir ülkeymiş."
(salladım skkaslkaakdbjwsl)

Düşünmek istemiyordum. Saçma geliyordu.

"Çokk saçma Hyung çok saçma. Ben onun hayat eşi değil miyim? Biz birbirimize söz vermedik mi? Neden benden saklasın. Niye sırf bi psikolojik sorun yüzünden ülke değiştirip bize terk etsin ki. Tamam bazen sinirlerine hakim olamıyordu ama çocukluğundan beri böyle değil mi o. Yıllardır tanıyoruz biz onu."

Bir anklıma balkondaki o gün geldi.

"Hyung bir dakika bir şey oldu. Birkaç ay önce geldiğinde kriz geçirmişti. Balkonda kötü olmuştu. İlaç felan içmişti birkaç tane."

Changbin Hyung derin bir iç çekti. Ayağa kalktı.

"Sanırım anlaşıldı. Ara Hyunjin'i açarsa konuş. Açmazsa da artık dava mı açacaksın ne yapacaksın bekleyecek misin ne istersen yap onu ama sıkmaya başlamadı mı sence de. Üst üste ve ağır geliyor artık bu olanlar."

"Ah evet Hyung sen istersen artık evine git burda da kalabilirsin istersen sen bilirsin. Bunalttım seni de canını sıktım."

"Üff saçmalama Seungmin. Bunlatmadın da sıkmadın da. En azından sen yapmadın ama Hyunjin daraltmaya başladı. Neyse gidiyim ben sen de düşün karar ver."

...

Changbin Hyung'u gönderdikten sonra sıcak bir duş alıp eski yerime geri oturdum ve telefonumu elime aldım.

Gözlerim yarım kalan kahve bardağında kalmıştı.

Derin bir iç çekip Hyunjin'in numarasını tuşladım.

İlk aradığımda açamıştı telefonlarımı.

Aradım.

Açmadı.

Bir kez daha denedim.

Tekrardan açmadı.

Denemedim. Üstelemeye gerek yoktu değil mi. Sabah avukata gidip boşanma dilekçesi hazırlatacaktım.

Ufak bir açıklama yapma gereği duymayan biriyle neden daha fazla bir evlilik sürdüreyim ki değil mi?

Eun mi için üzülüyordum ama artık kendim için de üzülmem gerektiğinin farkına varmalıyım.

never again/hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin