3

1.5K 148 156
                                        

Eve vardığımızda hızlı bir duşa girdim, ardından hemen ödevlerini yapan Eun mi'nin yanına geçtim.

"Bakalım ne kadar ödevin var."

Bana tek tek ödevlerini gösterdiğinde çok olmadığına kanaat getirdik.

"Baba yetimhaneye gidecek misin bugün?"

"Hayır kızım bugün çağırılmadım."

"O zaman beraber bir şeyler yapalım mı?"

"Tabii ki yapalım, ondan önce baba sana ne yapsın. Ne yemek istersin." diyerek karnını gıdıklamaya başladım.

Gülerek kendini geri çekmeye çalıştığında çok yorulmaması için bıraktım.

"Baba beraber yapalım mı?"

"Imm olur ama sen ödevlerini bitir öyle başlayalım."

Kafası ile onayladı.

"Zaten baksana çok az hemen bitiririm."

"Hadi bakalım ben de malzemeleri çıkartmaya başlayım."

Dolabı açıp baktığımda çok bir şey olmadığını gördüm. Hiçbir zaman tıka basa dolduramamıştım zaten şu dolabı.

Ama bir yandan seviyordum bu durumu sadece sağlıklı ve doyurucu şeyler için para harcıyorduk.

Eun mi hiçbir zaman cips, çikolata, ramen ya da gazlı içecek gibi şeylerden fazla tüketmiyordu. Bu da sağlıklı bir şekilde beslenmesi için çok faydalıydı.

Hâlâ dolaba bakarken sebzeliği açtım. Pırasa olduğunu gördüğümde çok sevinmiştim.

"Eun mi pırasa yapmaya ne dersin."

"En sevdiğim." demişti uzatarak.

Doğruydu ikimizin de en sevdiği yemek olabilirdi.

Kızımın bu yönünün bana alışması çok mutlu ediyordu beni. Sebze yemeklerini hep sevmişimdir.

Ben pırasaları çıkarıp doğramaya başladım. Doğrama işlemi bitene kadar Eun mi de ödevlerini bitirmişti.

"Ben ne yapmalıyım babacım?"

...

Kızımın da yardımı ile hızlıca hazırlamıştık, sofrayı da kurup yemeğe başladık.

"Çok güzel olmuş babacım ellerine sağlık."

"Teşekkür ederim bebeğim senin de eline sağlık çok yardım ettin bana."

Uzaktan bana bir öpücük attığında ben de ona öpücük gönderdim.

"Baba okulda bana bir sürprizin olduğunu söylemiştin."

"Ah doğru ya, bugün gittiğim restoranda patron bana iş teklifi yaptı. Bir de bugün verdiği para her zaman aldıklarımdan fazlaydı. Bunun hakkım olduğunu söyleyip iş teklifinde bulundu."

"Gerçekten mi artık daha az mı yorulacaksın. Çok sevindim."

Neşeli olduğunu belli edecek şekilde bağırıp sandalyenin üzerine çıkmıştı.

"Yaşasın."

Bu halleri beni güldürüyordu.

"Evet ama şöyle bir şey var ki yetimhaneyi de marketi de bırakmak istemiyorum. O yüzden bu iki işimin saatleri dışında bugün olduğu gibi çalışmayı teklif edicem umarım kabul ederler."

"Kabul edeceklerine eminin babacım."

Yemeğimizi bitirip sofrayı toplamıştık. Birlikte biraz televizyon izleyip uyuma kararı aldık.

never again/hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin