5

1.3K 140 52
                                    

"İşte böyle Jeongin, pisliğin teki o."

"Anlamıyorum nasıl sana böyle bir şey söyler cidden para vermeyi mi teklif etti. Adi köpek."

Jeongin'e yemek arasındayken olan her şeyi anlattım. En yakın arkadaşımdı zaten sürekli derdimi dinleyen bana olabildiğince destek olmaya çalışan birisiydi.

"Anlamıyorum ben onda sadece kızını gel ve gör dedim belki vicdan azabı çeker diye ne kadar zorluk çektiğimizi anlattım o piç de para mı istiyorsun dedi. Ahh Jeongin ne yapacağımı bilmiyorum."

"Boşanma davası ile ilgili bir şey dedi mi?"

"Ah bir de o var değil mi? Söz ettim ama bunun hakkında tek bir şey bile söylemedi." belki de yüzüne kapattığım için söyleyememişti.

"Hyung keşke 'şu davayı onayla artık senin soyadını taşımak istemiyorum senden kurtulup kendime yeni birini bulucam en azından zorluk çekmeyiz' deseydin."

Söyledikleri güldürürken düşünmüştüm bu durumu.

"Aslında mantıklı şundan boşanıp kendime düzgün birini bulsam iyi olur ama bu saatten sonra insan kahrı çekemem daha fazla. Kızım dışında kimseyi istemiyorum o evde."

"Haklısın hyung demedim say. Ee şu işi ne yapmayı düşünüyorsun."

"Eğer onaylarlarsa dünki gittiğim saat aralığında istiyeceğim. Çünkü burayı da yetimhaneyi de bırakmak istemiyorum."

"Oyy canım hyung'um benim." diyerek yanaklarımı sıkmaya başlamıştı.

Gülerek ellerini geri çekmeye çalıştığımda inada bindirmiş ve daha da çok sevimli sesler çıkartmaya başlamıştı.

"Ayy tamam yeter hadi geçelim içeri patron kızacak."

"Peki hyung, hadi geçelim."

Yediklerimizi toplayıp pisliklerini çöpe atmış ve masayı silip içerideki yerimizi almıştık tekrardan.

"Hoş geldiniz efendim."

...

Marketteki işim bittikten sonra paramı almak için patronu bekliyordum.

Geldiğinde paramı verdi ve ben markette ufak bir alış veriş yapıp Jeongin'e verdim evlerimiz yakındı o yüzden akşam gidip ondan alabilirdim.

Mesafe çok da uzak olmadığı için 10 dakikalık bir yol yürümüştüm.

Restoran'a vardığımda Felix beyi aramıştı gözlerim.

"Merhaba Seungmin bey sizi biraz bekletsem sorun olur mu?"

"Ahh tabii ki de olmaz."

"O zaman şuraya geçin bir 5, 10 dakikaya geliyorum."

Gülümseyip selam verdikten sonra gösterdiği gibi köşede bulunan çift kişilik masaya oturdum.

Bir süre bekledikten sonra dün geceden beri bakmadığım telefonum gelmişti aklıma.

Telefonu elime aldığımda titrediğini fark ettim.

Numara kayıtlı olmasa bile ezberimde vardı.

Telefonun sesizde olduğunu bildiğim için önce sesini açıp telefonu kapattım.

never again/hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin