21

721 77 15
                                        

Eun mi bir şey yaptığını düşünerek başını aşağı yukarı salladı.

___________________________

"Hyunjin baban gitmeden önce sana bir şey söyledi mi? Yani seninle konuştu mu?"

Eun mi sessiz bir şaşkınlıkla bakmıştı ikimize de.

"Babacım şimdi dürüstçe cevaplamanı istiyorum soruyu? Babanla benim haberim olmayan bir zamanda konuştunuz mu? Gitmeden önce."

Eun mi bir süre düşünmüş ve gözlerimin içine bakmıştı uzunca.

"Ben... hayır konuşmadık."

Yalan söylediği gözlerinden belli oluyordu.

"Babacım yalan söylemek çok kötü bir şey anlayabiliyorum ben seni. Bana ne olduğunu söylemelisin."

"Olmaz ben babama söz verdim kimseye söyleyemem."

Anlaşılmıştı her şey Eun mi'nin gideceğinden haberi vardı ve o yüzden bu kadar normal karşılamıştı gideceğini.

"Babacım söylemezsen babanla bir daha aramız düzelmeyecek ve bir daha bir araya gelemeyeceğiz."

Eun mi gözleri dolduğunda başını omzuma yaslamıştı.

"Ağlama babacım. Lütfen bana söyle ne söyledi?"

"Babam bana hasta olduğunu söyledi."

Gözlerim kısılmıştı. Hasta mı? Ne demek hasta?

"Nasıl hasta?"

"Öyle bir hastalık değilmiş bir şey demişti okulda da duymuştum birkaç kez posikolik bi hastalıkmış."

Gülmüştüm ama sadece Eun mi'nin sözüne.

"Psikolojik mi?"

"Evet ondan olan bir hastalık. Bana sana söylemememi tembihledi. Gideceğini söylememişti ama tedavi için gittiğini anlattı her zaman yanında olacağımızı söyledi. O yüzden geri gelecek baba biliyorum."

Sinirle gülmüştüm.

"Peki neymiş babanın bu psikolojik hastalığı Eun mi? Onu sana söyledi mi abicim."

Jeongin mantıklı bir soru yöneltmişti.

"Babam sinirliymiş. Aslında öyle birisi değil pamuk gibi bir kalbi var onun çok güzel bir kalbi var. Doktorlar öyle söylemiş ama sen sinirlisin insanlara zarar veriyorsun. Sevdiklerini üzersin sen demiş. Birsürü ilaç vermişler ona."

Hepimiz düşünmeye başlamıştık. Neden böyle bir şey varsa bile bize söylememişti ki.

Fark etmem gerekiyordu en ufak şeyde bile yüzünde boynunda beliren damarların neden olduğunu anlamalıydım.

Changbin Hyung ve ben bir süre birbirimize baktık.

"Peki sen babanla ne zaman konuştun bunları?"

Eun mi düşünmeden cevap vermişti.

"Gelip beni 1 saatliğine okuldan aldı. Sonra parka gittik konuştuk ve geri götürdü bunları kimseye söylemememi söyledi. Öğretmenimle de konuştu."

...

Birkaç saat sadece Eun mi ile ilgilenmiş ve işlerini bitirmek için giden Changbin Hyung'u beklemeye başlamıştım.

Jeongin'i de geç olduğu için evine göndermiştim. Çok ısrar etse bile evine gitmeliydi saat çok geç olacaktı.

Kapı çaldığında Eun mi uyanmasın diye hızla gidip kapıyı açtım ve Hyung'u içeri davet ettim.

İçeri girdi ve oturdu birer bardak kahve ile geri geldim.

"Ne düşünüyorsun Hyung. Ne yapmalıyım. Bütün bunlar çok saçma geliyor bana Hyunjin neden böyle bir nedenden dolayı terk etsin ki bizi. Yalan söylüyor olabilir mi?"

Changbin Hyung bir yudum kahve içip arkasına yaslandı.

"Yalan değil."

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun ki?"

"Seungmin onu ikimiz de çok uzun zamandır tanıyoruz sen benden daha iyi tanıyorsun, Hyunjin asla yalan söylemez. Ha bak tamam bir şeyler saklar ama asla yalan söylemez ve..."

Durdu, neden duruyor ki. Konuşsun.

"Ben sanırım biliyordum."

"Nasıl yani?" Yerimde biraz dikleştim. Dikkatlice dinliyordum onu.

"Bu gitmeden biraz süre öncesinde sürekli millete bağırıp çağırıyor istediği olmadığında sorun çıkarıyor. İnsanların kalbini kırıyordu. Bana da çok yaptı. Seninle sorunları olabileceğini düşünmüştüm ama aranız çok iyiydi. Lise zamanlarında da hatırla çok kavga ederdi. Hatırla ergenlik diyip geçiyorduk ama olmayabilir. Bir şey sorucam sana veya Eun mi'ye karşı gitmeden herhangi çıkışları oldu mu?"

Düşünmeye başlamıştım.

never again/hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin