3.3

12.2K 422 12
                                    







🌙


Ayza, en son velisi gelen çocuğu yolcu ettikten sonra kreş'in içerisine girip eşyalarını toparladı ve diğer öğretmenlere iyi akşamlar dileyerek oradan ayrıldı.

Cihangir ile en son sabah işe gelirken görüşmüşlerdi ve birdaha mesaj atmamıştı. Meraklanmıştı. Kolundaki saate baktı göz ucuyla.

18.05'i gösteriyordu. Sıkıntıyla nefesini dışarıya üfledi ve eve doğru yürümeye başladı. Otobüse binmek istemiyordu.

Telefonunun çaldığını işittiğinde heyecanla çantasından telefonu çıkardı ve ekrana baktı. Arayan kişi Belkız'dı. Olan olayları telefondan konuşmuşlardı sadece ve bu sebeple Belkız her şey fazlasıyla merak ediyordu.

"Efendim?"

"Ayza? Çıktın mı işten?"

"Evet. Eve doğru yürüyorum. Noldu?"

"Hayırdır? Sesin iyi gelmiyor?"

"Cihangir sabahtan beri arayıp sormadı da.. Merak ettim."

"Endişelenme, gülüm. Biz de alışığız. Sen de alışırsın."

"Orası öyle ama.."

"Aması falan yok! 1-2 saate ulaşır sana merak etme. Haydi bize gel. Annem döktürmüş yine."

"Peki. Gelirim."

"Öpüyorum seni. Dikkat et."

"Ben de."

Ayza telefonu kapatıp çantasına attı ve adımlarını hızlandırdı. Eve uğramadan direkt Belkızlara geçecekti. Belki Cihangir'i de görebilirdi.

Yarım saat içerisinde mahalleye giriş yapmıştı. Annesine de Belkızlara geldiğine dair bir mesaj atmıştı.

Kapıyı çaldığında saniyeler içerisinde gulen yüzü ile Belkız açmıştı kapıyı. Onun bu surat ifadesine karşılık o da gülümsemişti.

"Hoş geldin!" dedi Belkız ve Ayza'ya sarıldı. Fazla neşeliydi. Sebebi abisinin ve en yakın arkadaşının bir yola girmesiydi.

"Hoşbulduk, kuzum." dedi, Ayza ve ayakkabılarını çıkartıp içeriye girdi. Çantasının içerisinden telefonunu eline aldı ve çantasını da askılığa asıp salona doğru yürüdü Belkız ile.

Mutfaktan gelen kokular Ayza'nın midesinin guruldamasına sebep olmuştu.

"Annen döktürmüş yine." dedi Ayza gülerek.

"Valla.. Patates salatası mı dersin Revani tatlısı mı dersin. Neler neler."

"Nedir bu hazırlık bakayım?"

"Öylesine yapmış. Akşam abim de gelecek ya. Oğlunun midesini doyurmaya bayılıyor." dedi ve güldü Belkız. Ayza da gülümsemişti.

Cihangir'den hala haber yoktu bu sebeple Ayza'nın bir yanı buruktu. Hep böyle mi olacaktı? Cihangir belki günlerce olmayacaktı ve Ayza bu endişeyle nasıl yaşayacaktı ki? Şu an bile 5 yaş yaşlandığını hissediyordu.

Telefonu seslide olmasına rağmen kilidini açtı ve bir umut arama ya da mesaj gelip gelmediğine baktı.

Tabii ki yoktu.

Sıkıntıyla üfledi nefesini. Belkız da Ayza'nın endişesini görebiliyordu ama bir şey diyemiyordu. Ne derse desin Ayza'nın endişesini yok edemezdi. Ama Belkız da biliyordu ki abisi her akşam olduğu gibi bu akşam da gelecekti. Ne de olsa kötü haber tez duyulurdu.

AYZA | YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin