2. İlk İş Günü

23K 1.4K 409
                                    

23.08.2021

***

Sabahın erken saatlerinde, içimde bulunan bu tuhaf hislerle baş etme yöntemim olan uykudan, saat 5'te uyanarak evrene küfürler göndermiştim.

Ayaklarımı zemine basıp bir süre izledim etrafımı.

Bugün ve onun peşinden gelecek günler, belki de haftalar boyunca günlük rutinim böyle geçecek gibiydi. Sihirli bir değenek değmişti evet ama bir peri kızından çok yaşlı ve kötü cadının değeneği gibiydi. Aylardır hayatımda hiçbir şey düzgün gitmiyordu.

Ayağa kalkıp kollarımı iki yana açarak gerdim. Az sonra adımlarımı kapıya yönelttim. Ufuk daha çıkmamıştı ama mutfaktan sesler geldiğine göre çıkmak üzereydi. Adımlarımı oraya yönelttim.

"Günaydın."

"Günaydın kardeşim. Geç otur sen de." Hazırladığı kahvaltı sofrasına göz gezdirdim. Bu hallerini görmek bile ağlamama sebep olabilirdi. Aylardır işsizdim. Evet, biriktirdiğim paralardan da harcamıştım sonuçta ama zor durumda kalıp Ufuk'tan borç aldığım da olmuştu. Hâlâ iş bulamamış, ona zorluk çıkarttığım halde bana bu kadar iyi davranması sinirlerimi bozuyordu. Tamam şimdi abartmayalım öyle iyilik meleği falan değildi ama işte... Yaptığı her iyi harekette vicdan azabı çekiyordum.

İş görüşmesinin üzerinden bir hafta geçmişti. Ve beni arayabilecekleri tarihin üzerinden ise 2 gün...

Yani artık bir şansım yoktu. En son pazartesi arayabileceklerini söylemişler, ancak çarşambayı görmüş olan ben, umudunu iyice yitirmiş ve bitik haldeydim.

Kahvaltı sofrasına oturup bir tane zeytine çatalımı batırdım. O da üzerime gelmek, beni sinir etmek istiyorcasına çatal darbesinden kaçıyordu. "La bir dur!" Ufuk bana gülerken benim şalterler daha da attı.

"Bir zeytin kalmıştı konuşmadığın." Evet, bu birkaç günde kafayı yiyecek kıvama geldiğim için eşyalarla bile konuşmaya başlamıştım. Evi temizlediğim elektrik süpürgesi, sinyali ara ara gidip gelen televizyon ve beni daha da çileden çıkaran çamaşır makinesi...

"Senin psikolojin bozulmuş. İşsizlik yıpratmış seni." Alayla birkaç saniye güldüm bu dediğine. Bunun için psikolog olmaya gerek yoktu. Maalesef dışarıdan anlaşılıyordu.

"Bunun farkındayım maalesef." Bir süre önündeki peyniri didikledi. Ardından pes etmiş bir sesle çatalı kenara bırakıp yüzüme baktı. "Acaba İstediğin işi bulana kadar başka bir yerde mi çalışsan? Market, mağaza vs-"

"Ben mühendisin Ufuk! Markette falan çalışamam." Bana bıkkınlıkla bakıp göz devirdi.

Markette falan çalışmazdım. Hayır, asla küçümsediğimden değildi. Sadece büyük bir çabayla bitirdiğim okulumdan aldığım eğitimi gösterebileceğim bir yerde çalışmak, kendi mesleğimi icra etmek istiyordum.

"Şu an işsiz olduğun için sinirlerin bozuk. En azından eline para geçip biraz toparlayana kadar demek istiyorum. Ki emin ol derdim para değil, ama senin paraya ihtiyacın var." Sinirle yutkundum, ellerim yumruk şeklini almıştı. Derdim para mıydı? Evet zor durumdaydım şu an, mecburen para olacaktı.

"Parasız olduğun için bu durumdasın. Hem bak, bir işte çalışırsan başka iş aramak çok daha rahat olacaktır. Bırak şu şirkete-"
"Hayır!" diye bağırıp sözünü kesmiştim. Kafamı iki yana salladım. O iş yerinde çalışacağım. Benim hedeflerim için oradan daha iyi bir yer yok.

Kafasını iki yana sallayıp güldü aynı şekilde. "Sen kafayı yemişsin. Başka bir sürü şirket var Devrim!" Sinirle ellerimi masaya vurup ayağa kalktığım esnada çalan telefon sesi içeride yankılandı. İkimizinde bakışları oraya değdi. Zira bir haftadır operatör şirketleri veya saçma reklam aramaları dışında heyecanla, şirketin aramasını bekliyorduk. Bu bir hafta içerisinde numaraları bile ezberlemem sonucu, arayan numaranın yabancı olması içimde tarifi imkansız bir sevinç oluşturmuştu. "Sence onlar mı?" dedi Ufuk, daha ben bile heyecanımı atamazken. Stresle titreyen elimi uzatıp telefonu aldım elime. Hızla ekrana dokunup yanıtladım ve kulağıma koydum.

HIRS | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin