23. Emir

13.8K 941 196
                                    

13.10.2021

***

Yazardan

Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerini araladı genç adam. Derin bir nefes alıp yatakta hafifçe gerindi. Doğrulup ellerini yatağa yaslamış ve boynuna iki yana yavaşça yatırıp gerinmeye devam etmişti. Kafasını sağındaki komodine çevirip üzerindeki telefonunu aldı. Alarmdan önce kalkmıştı. 5 dakika erken kalktığı alarmı kapatıp yataktan sarkıttı ayaklarını.

Günlerden cumartesiydi. Normalde yoğun geçen haftanın verdiği yorgunlukla öğlene kadar dinlenmek, akşama doğru ise sevgilisiyle buluşmak istiyordu ancak işi dolayısıyla bu planı ertelemek durumunda kalmıştı.

Birkaç saniye daha oyalandıktan sonra çıplak ayaklarını banyoya yöneltti. Elini yüzünü yıkayıp kendine gelirken aynadaki görüntüsüne baktı. Tıraş olması gerekiyordu.

Dolaptan gerekli olan şeyleri çıkardıktan sonra hızlıca tıraş olmuş ve duşa girmişti.

Duş sonrası üstünü değiştirip merdivenlerden hızlı hızlı inmeye başladı. Vakti azdı. Evde olan seslerle anne ve babasının da çoktan uyandığını anladı.

''Günaydın.'' dedi donatılmış kahvaltı sofrasının başındaki babası ve hemen yanındaki annesine bakarak. ''Günaydın oğlum. Gel kahvaltını yap hadi.''

''Geç kalırım. Bir kahve alacağım mutfaktan.'' Etrafa bakış atıp annesine döndü. ''Mete nerede?''

''Uyuyor hâlâ. Gece geç saatlere kadar bilgisayar oyunları oynadı.'' dedi sitemle.

''Tamam bırakın oynasın. Zaten bu aralar huysuz, bir de iyice bilenmesin.'' Torunlarının huyuna alıştıkları için sinir olsalar da seslerini çıkarmadı yaşlı çift.

Az sonra: ''Neyse, size afiyet olsun.'' diye devam etti Kıvanç. Mutfağa ilerlerken sertçe çekilen sandalyeyle kaşlarını çattı ancak arkasını dönmedi. Az sonra babası seslendi, oldukça yüksek bir tonda. ''Kıvanç! Bekle.'' Yine ne hakkında kafa patlatacağını düşünürken göz devirdi. Artık onların nasihat adı altında emir veren konuşmalarını dinlemek istemiyordu.

Mutfağa ilelerken babası da peşinden geldi. Mutfakta kimse olmadığı için dolaptan termosu alıp yeni yapılan kahveyi içine doldurdu Kıvanç.

''Bazı duyumlar aldım.'' Kıvanç alayla güldü. Arkası dönüktü ancak babası sesini duyduğu için homurdanmıştı. ''Sevim hanıma gerekli ilgiyi göstermiyormuşsun.'' diye devam etti yaşlı adam.

''Daha ne kadar ilgi göstereyim baba.'' dedi arkasını babasına dönerken. Kaşları çatılmış, gözler kısılmıştı genç adamın. Ellerini tezgahın iki yanına yasladı. ''Önemli bir proje olduğunu biliyorsun. Diğerlerine göre daha sıcak davran.''

''Ne yapayım? Koynuma mı alayım?''

''Terbiyesiz!''

Dilini dudaklarında gezdirmiş, sakinleşmek adına büyük bir çaba sarf etmişti. Ellerini sertçe tezgaha vurup birkaç adımda babasının önüne gelmişti. ''Ne bu şimdi? Yeterince toleransı, diğerlerine yapmadığım yakınlığı gösterdiğim kadına daha ne yapmamı bekliyorsun baba? He bir de bunu yapmadığım için gelecek olan bu tehdit nedir?''

''Seni tehdit etmiyorum Kıvanç.''

Alayla kahkaha atmış ve tezgaha tekrar ilerlemişti. Kahvesini alıp kapağını kapattıktan sonra mutfak çıkışına ilerlemişti. ''Öyle seziyorum.'' demiş ve çıkmadan önce babasına dönmüştü. ''Bu işin senin için ne kadar önemli olduğunu bildiğimden her zamankinden özen gösterdim ama benim de bir sınırım var. Karşıma geçip ucuz yaz dizilerindeki despot baba figürünü oynamaya kalkma. Tehditlerini başkasının üzerinde kullanabilirsin.'' demiş ve kahvesini kaldırıp babasına bakmıştı. Az sonra alayla gülüp salona doğru ilerledi. ''Kıvanç! O kadına daha yak-'' Bir anda arkasına dönüp aynı alaylı ifadeyle baktı babasına. ''Sen neden daha yakın davranmıyorsun baba?'' Babası bunu duyduktan sonra sinirle kızarırken, oğlu daha da gülmüş ve çıkış kapısına ilerlemişti. ''Madem bu kadar önemli ve etkisi olacak bir şey bu yakınlık, o zaman sen yap.'' dedi kahvenin kapağını açıp bir yudum alırken.

HIRS | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin