20. Trip

14.7K 1K 80
                                    

29.09.2021

***

Evet başlığı çok düşündüm, zaten belli de oluyor üzerinde çok düşünüldüğü fmkfmkfsm Neyse alışkınsınız çok takmazsınız siz ☺️✌🏻

Keyifli okumalarr...

Yeni bir proje, yeni bir yoğunluğa adım atmıştım. Sevim hanımın oteli için dün yapılan toplantı sonrası çizimlere başlamıştım. Her şeyin en iyisi olmalıydı.

Gözlerimi çalışan ekipte gezdirdiğimde pek tabii benim kadar özverili çalışmamaları dikkatimden kaçmadı. Bana fazla çalışmakla alakalı atıflarda bulunsalar da kendilerine bakmadan bu yorumlarda bulunmalarına gülmeden edemiyordum.

Önümdeki çizime son kez bakıp diğer bir kağıdı önüme aldım. Kaba bir taslak hazırlıyordum. Henüz eksikleri hakkında veya değişiklikler üzerinde konuşmamıştık.

Telefonun odanın içerisinde yankılanmasıyla bakışlarımı kağıtlardan kısa süreliğine çekip Ayça'ya baktım. ''Pekala Kıvanç bey.'' Onun adını duymam bile kalbimin dışarıya çıkacak şiddette atmasına neden oluyordu.

Telefonu kapattıktan sonra bakışlarını bana çevirdi. ''Devrim, Kıvanç bey seni bekliyor. Taslağı da yanında götürmen gerekiyormuş.'' Söyledikleriyle kaşlarım şaşkınlıkla havalandı. Henüz erkendi, daha bitirmediğimi tahmin etmiş olmalıydı.

Ancak bunu umursamamış ve ayaklanmıştım. Yalan değildi, fazlasıyla özlemiştim onu. Gün içerisinde görme fırsatı bulamamıştım.

Odadan çıktıktan sonra heyecanla titreyen vücuduma lanetler ettim. Ne kadar zaman geçse de onu göreceğim bu anlarda fazlasıyla heyecanlanıyordum. Elim ayağımın birbirine dolaşması muhtemelen gözünden kaçmıyordu. Bundan eğlenir bir tonda söylenmesi veya bakışlarında belli etmesiyle daha da yerin dibine giriyordum. Onun karşısındayken gardımı bu kadar indirmemeliydim belki de. Her şeye yabancı olmuş gibiydi. Halbuki bu işlerden çok uzak olduğum söylenemezdi. Bir kazanova olmasam da ilişkilerim olmuştu pek tabii. Ancak onun yanında yeni yetme ergenler gibi bir hale bürünüyordum.

Odanın önüne geldiğimde derin bir nefes alıp kapısını iki kere tıkattım. İçeriden sesler geldiğini işitmiştim. Muhtemelen bazı görüşmeleri vardı. Komutu duyduğum an içeriye girdim. Bakışlarım hızla onun irisleriyle buluştu. Gözlerine kadar ulaşan gülümsemesi ve akabinde beni baştan aşağıya süzmesiyle yerimde rahatsızca kıpırdanmış, gözlerimi kısa süreliğine ondan başka her yerde gezdirmiştim. Ne kadar aşmaya çalışsam da az da olsa çekiniyordum işte. Pekala, azdan biraz daha fazla olabilirdi...

''Beni çağırmışsınız.'' Diğerlerinin de kısa süreli bana dönen bakışları ve ortamda oluşan sessizlikle konuşmak durumunda kalmıştım. ''Taslağı getirdiniz değil mi Devrim bey?''

''Evet.'' Yanımdaki dosyayla ona doğru adımlamışken hızla diğer çalışanlara çevirdi bakışlarını. ''Gerisini öğle yemeğinden sonra konuşuruz.''

''Tamamdır Kıvanç bey.'' Odada bulunan iki çalışan hızla kapıya doğru ilerlerken ben de masasına doğru yaklaştım. Onların kapıdan çıkmasını bekler gibi bakışları bir süre daha bana değmemiş, kapıda sabit kalmıştı. Az sonra yalnız kalmamızın vermiş olduğu rahatlıkla olacak ki, arkasına yaslanıp elini masaya koymuştu. Parmaklarıyla ritim tutarken birkaç saniye onun bedeninde gezindi bakışlarım.

Dosyayı açıp çizdiğim görselleri sunmaya başlarken bir anda ayağa kalkmasıyla yutkundum. Masaya doğru hafifçe eğilmiştim. Onun ayağa kalkmasıyla ben de yerimde doğruldum. Enseme konan öpücükle birkaç saniye nefes almayı unutmuştum. Dudaklarımı gerginlikle ısırdım. Hâlâ dokunuşlarına alıştığım söylenemezdi.

HIRS | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin