5. Sarhoşluk Sebebi

17.4K 1.2K 366
                                    

31.08.2021

***

Medya: Yaşlı Amca - İstanbul Beyefendisi

İşten döndükten sonraki o yorgunluk sonrası giyilen pijamalar, yenen yemeğin ardından içilen bir sigara, koltuğa kurulup, şanslıysan sevdiğin bir programın televizyonda verilmesi... İşte beni mutlu eden küçük şeylerden biriydi bu.

Haftalardır olan proje yoğunluğum sonrası bu dinlenme çok iyi gelmişti bana. Üstelik bugünün cuma günü olması da mutluluğuma mutluluk katıyordu.

Tabi bu hafta sonu tatilleri şu an için geçerliydi. Henüz benim de destek verdiğim, içerisinde olduğum bir proje almamıştık. Bu nedenler diğer çalışanlar gibi cumartesi çalışmıyordum. Ama yeni proje için haber gelmişti. Eğer tahminler doğrultusunda ilerlerse haftaya ben de, bu geçen haftalardan çok daha yoğun bir tempoya girecektim.

Ufuk'un eve giriş yapmasıyla düşüncelerimden sıyrılmış, peşine, yüksek volümde bağırmasıyla yüzümü buruşturdum. "Ey ahali! Ben gelmişem."

"Hoş gelmişsen. Ancak bir ahali beklentisi içerisine girme, sadece ben varım." Sırıtarak yanıma ilerleyip yüzümü avuçlamış ve alnıma öpücük kondurmuştu. "Bu, helalinim demek mi oluyor?" dediğimde yüzünü buruşturmuştu.

"Hayır tabi ki, sana kaç defa umutlanmamanı söylemiştim halbuki..." dedi koridora ilerlerken. Bakışlarımla onu takip etmiştim. Koridorda, kapının hemen yanındaki aynadan tipini kontrol etti. "Şu perişan halimle bile seksapalitemden bir şey kaybetmiyorum." dedi göz kırparak. Göz devirmiş ancak tebessüm etmiştim.

"Yemek yaptın mı?"

"Makarna yaptım, marketten köfte de almıştım ama geç gelirsin diye seninkileri kızartmadım." O sırada ayağa kalkmıştım. Ne kadar yorgun olsam da, o daha çok yorulmuştu. Bu nedenle yemeği hazırlamakta sakınca görmemiştim.

"Otur sen, hallederim ben."

"Saçmalama." dedim omuzunu sıvazlayarak. Az sonra mutfağa girip işe koyulmuştum. Ben sofrayı hazırlamayı bitirirken, Ufuk da duşunu almış ve soluğu mutfakta bulmuştu. Sandalyeye oturup ellerini birbirine sürttü. "Off aşırı açım, sağ olasın."

"Afiyet olsun." dedim karşısına oturmuş, sevdiğim programı izlerken içmeyi planladığım koca kupa kahvemi yudumlarken.

Köfteden bir çatal aldı. Beğenmişti. "Pahalıdır bu köfteler." dedi, dana eti köfteyi gösterirken.

Özellikle bu parasız kaldığımız dönemlerde maalesef ki tavuk köftenin dışına çıkamıyorduk. Hazır, avans almışken midemiz bayram etsin istemiştim.

"Nereden buldun parayı? Avans mı aldın?" Kahvemden bir yudum daha alıp başımı usulca sallamış ve kupayı masaya koymuştum. Konunun açılmasına sevinmiştim. Dirseklerimi masaya dayayıp ellerimi birleştirmiştim. Ciddi bir ifadeyle yüzüne bakmaya başlamamla kaşları çatılmıştı. Koca köfteyi soktuğu ağzı, çiğnemeyi durdurmuş, yanağı şişmişti. Kaşlarını çatıp, sorgular bir ifade takınmasıyla da bu komik görüntü karşısında güldüm.

"Hayırdır?" dedi kafasını oynatmış, çatal olan elini bana tutmuştu. "Bu vaziyetin sebebi?" dedi göz kırparak. Ancak hâlâ komik olan görüntüsüyle geriye yaslanmış ve büyük bir kahkaha atmıştım. "Ulan ciddi bir şey de konuşamıyoruz seninle."

"Ne konuşacaksın oğlum?" dedi merakla. Gülüşümü durdurup hafifçe öksürmüş, kahvemden bir yudum daha alıp boğazımı ıslatmıştım. Az sonra cebimden çıkardığım bir miktar parayı masaya koydum. "Bu para?"

HIRS | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin