- caneeeeeer!
Diye bağırarak koşuyorum evin bağcesinde. Heyecandan patlamak üzereydim. Ben bugün neler yapmıştım öyle. Rüzgar beni evime bırakarak diğerlerini almaya gitmişti. Bense geldiğimden beri canere olanları anlatmamak için zor duruyordum. Ve cıkar yolu cığlık atarak koşmaktan bulmuştum.
-caneeeeeer!!!
-ay biraz daha bağırırsan güvenlik seni kestiğimi sanacak. Dur be kızım başım döndü. Anlatamıyorsun da bişey.
Caner takmayarak olduğum yerde zıplayıp duruyordum. Tabi kapı caldığında kalbim ağzımda atmayana başlıyana kadar. Çünkü o ratteden zonra yerimde mıhlanıp kalmıştım. Benim kımıldamadığımı gören Caner söylenerek kalkmış kapıyı acmak için eve girmişti. Bağceye hep birlikte girdiklerinde anca kendime gelmiş ama bu seferde elim ayağım birbirine dolanmıştı. Herkes koltuklara oturmuş bana tuhaf tuhaf bakarken rüzgar bir anda yanıma gelip elimi tutmuştu. Önce anlamayan arkadaşlarım birkaç dakika sonra idrak etmiş olmalı ki aynı anda ayağa kalkmış ve onaylamamız için ellerimizi göstermişlerdi. Kafamı salladığımda önce güneş olmak üzere hepsi bağırarak üzerimize koşmuştu. Tab 6 öküz, pardon düzeltiyorum 3 öküz, 3 kuzu üzerinize atarsa sizde de geniz kaybeder düşersiniz. Tabi bizim şansımıza arkamızda çimen yerine havuz vardı. Dolayısıyla rüzgar ve ben altta diğerleri üzerimizde suyu boylamıştık. Sonunda havuzun üzerine cıktığımda hepimiz kahkaha atıyorduk. Çağla bir anda herkesi susuturarak konuşmaya başladı.
-peki size bir şey açıklamalıyım. Yani yız. Aslında biz yani oğuz ve ben bir süredir cıkıyoruz.
Dediğinde sanki ortama bir bomba düşmüştü. Oğuz caktırma dan havuzdan cıkmaya çalışırken Çağatay oğuzu tişörtünden yakalamış suya geri cekmişti. Kafasından tuttuğu gibi suyu bastırdığı oğuz cırpınmaya çalışırken biz gülmekle meşkuldük. Çağla abisinin sinirinden pay almamak için araya girmiyodu. Ama korkuyla onları izliyordu. Caner ve rüzgar çağtayı tutup cektiklerinde, oğuz suyun içinden cıkıp derin derin nefes almay başlamıştı.
-piskopatmısın oğlum sen ölüyordum.
-yürü git lan. Benim kardeşimle cıkıyomuşmuş şuna bak.
-abi yapma işte. Biz birbirimizi seviyoruz diyerek araya girdi cağla.
-yürü git kızım. Başka kimse kalmadımıda bu ayaklı belayı seçtin kendine.
-abi ayıp oluyor ama...
Dakikalarca çağtaya dil döken çağla ve Oğuz sonunda ikna etmişlerdi. Aslında çağtay ne kadar kızmış gibi davransada kardeşi için en dağru insanın oğuz olduğunu biliyordu. Birlikte büyümüşlerdi sonuçta. Oğuzu en iyi o tanıyordu.
Bir anda havaya kalkmamla cığlık attım. Rüzgar beni sırtına almıştı. Tabi oğuz da çağlayı. Oğuz,
-deve güreşi!!!
Diğerek bize koştuğunda oyun başlamıştı bile. Saatlerce üzerimizde kıyafetlerle havuzda oynamıştık. Açıkcası bu sıcak havada iyide gelmişti. Havuzdan cıktığımda kızlara benim kıyafetlerimden verdim. Erkeklere ise babamın kıyafetlerimden vermiştim. Odama çıkarak üzerimi değiştirdim. Saçlarımı kurutup elime telefonnumu alarak aşağı indim. Bizimkiler bağçede oturuyolardı. Ama çağtay ortalarda görülmüyodu. Diğerlerine çaktırmadan evin ön bağcesine geçtiğimde çağtayı elinde sigarayla bir bankta otururken buldum. Yanına gidip oturarak elindeki sigarayı işaret ettim.
-bizimkiler biliyomu?
-hayır bilseler kendimi zeyirliyorum diye gebertirlerdi beni.
-eee haklılarda sanki.
-sende yapma be dolunay.
-sen onu bunu bırak da neye dertlendim bu kadar anlat bakıyım.
-hiç!! bir tuhaf oldum sadece. Ne biliyim ya ben bu bağçedeki 5 kişiyle birlikte büyüdüm. Sonra büyüdük. Sonra sizinle tamamlandık. Ama baksana şimdi rüzgarda, çağlarda sevgili yaptı. İki kardeşim diğer iki kardeşimle sevgili oldu. Ne biliyim.
-gerçekten bağçede de ki herkes senin kardeşin mi?
-ne?
-diyorum ki belki de aralarından biri seni kardeşten öte görüyordur belki. Aç biraz alıcılarını.
-kim?
-bunu ya o söylemeli yada sen farketmelisin bence?
-nasıl?
-zor değil biraz bakış açını değiştirirsen kim olduğunu anlarsın.
-sen nasıl anladın?
-gördüm. Kimsenin bakmadığı anlarda sana baktığını gördüm. Hep arkada kalıp seni izlediğini fark ettim.
Ama şimdi bırak bunları at şu elindekini de. Gel hadi bizimkileri daha fazla bekletmiyelim.
Arka bahçeye geçip bizimkilerin yanına gittik. Rüzgarın yanına oturarak kafamı göğsüne yasladım.
-gençler hadi Bir şeyler yapalım. Dedi oğuz.
-ne gibi. dedi rüzgar.
-yarın hafta sonu birlikte adalara gidelim ne dersiniz.
- olur. Dedik hepimiz aynı anda. Olur...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
çakıl taşları
Romanzi rosa / ChickLitBir avuç taşı sallamışlar ve atmışlar yere, Her bir taş düşmüş bir başkasının önüne. Bir müzik başlamış, müzik kutusu içinde, Aşk ve arkadaşlık hissedilmiş yürekte, Geçmişe mazi denilmiş, dayanmış yinede birleşmiş her taş ve kaymış gökyüzünde...