Korkular

40 4 0
                                    

Kendimden nefret ediyorum şuan. Hani sürekli somurtan, girdiği ortamın enerjisini düşüren insanlar vardırya, aynen öyleydim şu an. Ve ben böyle insanlardan nefret ederdim. Eminim şu an bu masadaki insanlarda sırf güneşle geldim diye ses cıkarmıyolardı. Ben olsam bende kızardım kendime. Ama işte insan hep sevmediği şeylerle sınanmazmıydı? Ahh fazla düşünüyordum. Hiç bir şeyi oluruna bırakamıyorum.
-hey!
Karşımda oturan rüzgar bana seslenince meyve suyuma gömdüğüm kafamı kaldırıp yüzüne baktım.
Herkes konuşmaya dalmıştı. Ve düşündüğüm gibi kimsenin umurunda değildim. Yanlız rüzgar seslenmişti. Fısıltıyla konuştuğundan  kimse bizi duymuyodu. Bende kısık sesle cevap verdim.
- efendim?
-iyimisin fazla dalgın görünüyorsun.
  Şaşkınca rüzgarın yüzüne baktım düşünceli, dalgın mı? Bana. Sorsanız somurtgan huysuz derdim. Herkes öyle diyordu zaten. İlk defa rüzgar gercekten hissettiğim şeyi farketmişti.
- şey b - ben dalgın deyilim.
- eminmisin?
-evet.
-pekala konuşmak istersen dinlerim seni.
-tm ama gercekten iyiyim.
   Biz sessizce fısıldaşmaya dalmışken cağla kolumu dürtüp,
-siz fısır fısır ne konuşuyorsunuz. Dedi.
- hiç. Dedim.
    Masada dönen konuya  odaklanmaya başladım. Ama ne yaparsam yapıyım odaklanamıyodum. Aklım sürekli karışıyodu. Nefes alışlarım sıkıştığında daha fazla dayanamayacağımı farkedtim. Caner yeni arkadaşlarıyla konuşmaya dalmıştı bile. Tuvalete gideceğimi söyleyerek ayağa kalktım. Önce tuvalete ilerlesemde, adımlarım istemsizce arka kapıya yöneldi. Kapıdan cıkıp yan binanın merdivenlerinde oturdum. Nefesim düzene girdiğinde kafamı duvara yaslayıp gözlerimi kapadım. Tabi kulağımın dibinde duyduğum nefesle  yerimden sıcrayana kadar. Rüzgar gelmişti yanımda oturmuş öylece yüzüme bakıyordu.
- iyi olduğunu söylemiştin.
- i-iyiyim zaten
-öyle görünmüyorsun.
-sadece kalabalık ortamlardan pek hoşlanmam. Biraz daraldım o kadar.
-anlıyorum. Soru sormıycam.
-teşekkürler. Yalnızca eve gitmek istiyorum.
-kalk o zaman.
-ne?
-eve gitmek istemiyomuydun bırakıyım seni.
- ama Caner...
-önemli değil ben güneşe mesaj atarım o söyler canere. Hadi.
-peki.
Rüzgarın uzattığı elini tutarak ayağa kalktım. Yolun karşısındaki siyah spor arabaya ilerleyen rüzgarın peşinden gittim. Arabaya bindiğimizde hiç konuşmadan yola koyulduk. Eve geldiğimizde, rüzgara teşekkür ederek arabadan indim ve eve girdim.
Anneler daha gelmemişti kardeşim odasında olmalıydı. Ben direk odama cıkıp üzerimi değiştirdim. Kendimi sıkıp duruyordum ama artık dayanamadım ve ağlamaya başladım. Alışmak istiyordum ama olmuyodu.
Atlatamıyodum. Gözyaşlarım hıckırıha döndüğünde yatağın kenarına cöküp kaldım. Kafamı yatağa yaslayıp gözlerimi kapadım. Yanağımda hissettiğim elle gözümü actığımda Caner yanıma oturmuş beni izliyordu . Akan burnumu cekip, göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim. Canere dönüp,
-senin ne işin var burda.
- rüzgar kötü olduğunu söyledi.
-iyiyim ben.
- özür dilerim ay.
-neden?
-kalabalık ortamları sevmediğini bildiğim halde seni öyle bir ortama soktum.
-sorun sen değilsin ki benim yüzümden insanlarla arana mesafe koymak zorunda değilsin. Ama ben ben yapamıyorum Caner. sanki biri beni tutup tekrar o fabrikaya atıcak gibi hissediyorum. Caner ben cok korktum o gün. Cok acıdı canım. Ben Atlatamıyodum.
      Hıckırıklar tekrar ağzımdan fırşarken kafamı canerin omzuna gömüp ağlamaya devam ettim. Caner saclarımı geri itip beni dikleştirdi. Gözlerimin içine bakıp,
-sakinleş ay. Sorun yok. Hem şimdi derin bir nefes al bakıyım. Sen güçlüsün atlatacaksın. Hem artık ben varım. kimsenin sana zarar vermesine izin vermiycem tamammı?
-yapamam.
-yaparsın. Korkularının üzerine gidicez birlikte. Bu hafta sonu hep beraber lunaparka gidicez sen ne zamandır gitmiyorsun bakalım?
-en son küçükken gitmiştim.
- tamam şimdi güneşlerede haber vercem. Hafta sonu gidicez. Ayrıca bundan sonra bu korkunuda yenicez tamammı.
-tamam. Caner!
-efendim?
-teşekkür ederim....

çakıl taşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin