Utanmıyorum

1.4K 167 123
                                    

Araz'ın şirketine geldiğimde asistanına "Araz'ı buraya çağırabilir misiniz?" diye sordum.

Kadın şaşkınlıkla bana bakarken yine kibarlığıma şaşırdığını anlayıp derin bir nefes verdim.

"Hemen, bir saniye." diyerek Araz'a telefon açan asistanı, "Araz Bey, Erva Hanım geldi. Sizinle görüşmek istiyor." dedi.

Araz yanına gelmemi söylemiş olmalı ki asistanı, "Tamam, gönderiyorum." dedi.

Asistanı telefonu kapatacağında telefonu aldım ve kulağıma götürdüm.

"Seni küçük bokcuk. Buraya kadar gelmişim, bir zahmet gel ve karşıla." dedim.

"İlla uğraştıracaksın, Erva." diyen Araz'a "Bekliyorum." dedim ve telefonu kapattım.

Araz ofisinden çıkıp yanıma geldiğinde sırıtarak taktığım maskeye baktı.

"Neden maske taktın, Erva?"

Bu sorduğu soruya sinirle "Bir şerefsiz yüzümü boyamış." dedim.

"Bakayım, nasıl durmuş?" diyerek maskemi aşağıya indiren Araz sırıtarak "Çok güzel olmuş." dedi.

"Araz sana şuradan bir tane vururum. Neye uğradığını şaşırırsın." dedim.

Araz bu dediğime gülerken cebime koyduğum cüzdanını ona uzattım.

"Yatağın kenarına düşürmüşsün. Sabah uyandığımda fark ettim." dedim.

Yanımızdan geçen iki kadın çalışan bu dediğimi duymuş, fısıldayarak uzaklaşmışlardı.

"Kızım dediklerine dikkat etsene. Yanlış anlaşılıyor." diyen Araz'a omuz silktim.

"Yanlış anlaşılması beni ilgilendirmez." dedim.

Araz cüzdanını aldıktan sonra "Benim işim var, görüşürüz." dedi.

"O kadar geldim, bir ofisine falan davet etmeyecek misin?" diye sordum.

Araz, "Hayır." deyip arkasını dönüp yürümeye başladığında sırıttım.

"Ne? Benimle yatmak mı istiyorsun?"

Bağırarak söylediğim bu cümle ile koridordaki herkes bana şaşkınlıkla bakmıştı.

Araz hızla yanıma geldi kolumdan tutup en yakın odaya götürdü.

Kapıyı sertçe Kapattıktan sonra "Kızım sen aklını mı kaçırdın?" diye bağırdı.

Sırıtarak "Aklımı değil de hafızamı, evet." dedim.

"Herkes yanlış anladı. Herkes beni sapık sanacak. İyi bok ettin, Erva." dedi.

"Aman! Birkaç kez konuşur, unuturlar." dedim.

"Tabii senin şirketinde değiliz." diyen Araz ile sırıtarak "Öyle." dedim.

"Erva sırıtmayı kes. Yoksa fena olacak." dedi.

Araz'a doğru bir adım attım ve "Ne yapabilirsin? Kaç yıldır beni tanıyorsun." dedim.

Araz bir anda bana doğru emin bir adım attığında fazla yakın durduk diye utanarak geriye doğru bir adım attım.

Bunu fark ederek bana doğru adımlar atmaya devam eden Araz yüzünden sırtım kapıya değince sessizce yutkundum.

"Kafanı nasıl çarptın, bilmiyorum ama bu sen değilsin." dedi Araz.

"Ne demek ben değilim?" diye sordum.

"Utanmaz, kendine laf söyletmez, gülümsemez ve hep sert konuşurdun. Erva, kafanı nasıl çarptıysan tüm kişiliğin değişmiş." dedi.

"Utanmıyorum." dediğimde Araz bir elini yanıma koyarak kapıdan destek aldı ve bana doğru eğildi.

Köşeye pıstığımda Araz, "Benden bile bu kadar utanıyorsan kesinlikle kafanı iyi çarpmışsındır. İşin komik yanı herkesin içinde seninle yatmak istediğimi bağırdın, utanmadın. Şimdi utanıyorsun." dedi.

"Benimle uğraşmayı kes. Bu bir emirdir." dedim.

Araz bu dediğime sırıtarak kolunu omzuma attı ve "Hadi seni ofisime götüreyim." dedi.

Beraber odadan çıktığımızda herkes bize bakıyordu.

Araz, "Gösteri bitti, herkes işine!" diye bağırdıktan sonra birlikte ofisine girmiştik.

Odası kadar karışık ofisine bakarak "Nasıl şirket yönetiyorsun? Burası çok karışık." dedim.

"Karışık değil, dolu. Fazla eşya var sadece." dedi.

Onu onaylamayarak ofisinde yürürken "Açım. Kahvaltı yapmadan geldim." dedim.

Araz, "Malsın işte." diyerek masasının arkasındaki koltuğa oturunca "İnsan bir kibarlık yapar, bir şeyler ısmarlar." dedim.

"Vıdı vıdı yapma." diyen Araz şirket telefonunu mutfağı tuşlayıp "Ofisime bir tost ve iki çay gönderin." dediğinde gülümsedim.

"Teşekkürler." dedim.

"Rica ederim." diyen Araz yüzüme bakarak kahkaha atmamak için duruyordu.

"Of, Araz! Silemedim çizdiklerini." dedim.

"Salak." diyerek gülen Araz ayağa kalkınca yüzümü buruşturdum.

BilinmezlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin