Hazırlan

1K 144 34
                                    

Teşkilata geldiğimizde Tolga bizi kapıda karşılamıştı.

Birlikte içeri girdiğimizde arabada aklıma gelen anıda olan amiri gördüm.

"Elçin." diyen amirimize "Amirim, Rasim'in nasıl kaçacağını buldum." dedim.

"Sen ne zaman işe döndün?" diye sordu amir.

"Hiçbir zaman gitmemiştim." dedim ve Araz'a döndüm.

Kucağında Elvan ile bana bakıyordu.

Tolga, "Elvan'ı ben alayım. Onu güvenli bir yere götüreyim." dedi.

Araz dikkatlice Elvan'ı Tolga'nın kucağına bıraktığında amir, "Bu beyefendi kim?" diye sordu.

"Benimle gelen bir sivil." dedim.

Amir birine el işaretiyle gel dedikten sonra "Bu sivili güvenli bir yere götürün." dedi.

Araz tam bir şey diyecekti ki "Yanına ilk fırsatta geleceğim." dedim.

Araz beni kafasıyla onayladıktan sonra gidince amire "Rasim denizden kaçacak." dedim.

Amir, "Emin misin? Bu bilgiyi nereden edindin?" diye sordu.

"Evet, eminim." dedim.

Bilgiyi nereden edindiğimi söyleyemezdim. Bu ikiz kardeşimin daha önce mafya olduğunu söylemek olurdu.

Amir bir tuhaflık olduğunu sezse de "Peki denizden nereye kaçacak? Nereden yol alacak?" diye sordu.

"Bilmiyorum." dedim.

Tolga yanımıza gelirken telefonum çaldı. Arayana baktığımda kayıtlı olmayan bir numaraydı.

Telefonu açıp kulağıma götürdüm. "Efendim."

"Erva." diyen Erva'nın sesi ağlamaklı geliyordu.

Telefonda bahsettiği şey bu olmalıydı. Kendi kafasında kurduğu bir planı uyguluyordu.

"Sesin niye kötü geliyor? İyi misin?" diye sordum.

"Rasim beni yakaladı. Seni istiyormuş." derken derin bir nefes verdim.

Kendisini Elçin diye yakalattırıp beni Erva diye yanlarına getirtecekti.

Bu sayede Rasim'i yakalayacaktık.

"Neredesiniz? Yanınıza geleceğin." dedim.

"Yarım saat sonra sana atacağım konumda ol." diyen Rasim telefonu kapatmıştı.

Tolga, "Kiminle konuştun?" diye sorunca "Rasim'in yerini buldum. İkiz kardeşimi kaçırıp tek başıma gelmemi söyledi." dedim.

"İkiz kardeşin mi var?" diye şaşkınlıkla soran amir kısa bir süre sonra "Onun elinde olduğundan başka bir şey biliyor musun?" diye sordu.

"Konum yollayacak. Ayrıca çok önemli bir şeyi bilmiyor. Kız kardeşim onun elinde değil, o kız kardeşimin elinde." dedim.

Tolga, "Tanıştığımızda sert bir kadına benziyordu." dedi.

"Sert az kalır." dedim.

"Konuşacağınıza gidin hazırlanın." diyen amir ile Tolga, "Elçin'in hafızası yerine daha gelmedi. Operasyona çıkmaya hazır olduğunu düşünmüyorum." dedi.

"İşimizi tehlikeye atamayız. Rasim, Elçin'i orada göremezse bu işten şüphelenir. Şimdi hazırlanın." diyen amir ile Tolga, "Emredersiniz amirim." dedi.

Tolga yürümeye başlayınca peşine takıldım.

Tolga ile dolapların olduğu bir odaya girdiğimizde Tolga dolaplardan bir çelik yelek çıkardı.

"İçine bir şey giydin mi?" diye sorunca "Evet." dedim.

"Üstünü çıkarır mısın? Dinleme cihazı yerleştirmem lazım." dedi.

"Tamam." dedim ve üzerimdeki tişörtü çıkardım.

Tolga hazırladığı dinleme cihazını üzerime yerleştirirken "İşler ters gitmeye başlarsa benim fark edebileceğim bir kelime söyle. Hemen baskını başlatırım." dedi.

"Tamam." dedim.

"Çelik yeleği kendin giyersin, değil mi?" diye soran Tolga'ya "Tabii ki." dedim.

Çelik yeleği giydikten sonra tişörtümü geri üzerime geçirdim.

Tolga dolaplardan birini açtı ve "Bu senin dolabın. İçinde ceket olması lazım. Onu giy, yelek fark edilmesin." dedi.

Onu kafamla onaylayıp dolabın içindeki ceketi aldım.

Üzerime geçirdiğimde Tolga, "İçim hiç rahat değil." dedi.

"Merak etme, her şey yoluna girecek." dedim.

"Araz ile evlendikten sonra Elvan ne olacak?" diye soran Tolga'ya "Velayet meselesini daha sonra mı konuşsak ki?" diye sordum.

"Sadece Elvan'dan uzaklaşma ihtimali bile canımı yaktı." diyen Tolga'nın gözleri dolmuştu.

"Ondan hiçbir zaman uzaklaşmayacaksın. Onun babası sensin. Hem yakın yerlerde otururuz. Her gün görürsün onu." dedim.

Tolga bana hızla sarıldığında  gülümseyerek ona sarıldım.

"Şimdi kendini toparla ve hazırlan."

BilinmezlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin