Düşemezdim

1.3K 151 225
                                    

Araz benden ayrıldığında "Erva, ne halt ediyorsun? Şimdi bu da neydi?" diye sordu.

Sorusunu takmadan "Benimle sevgili olur musun? Senden hoşlanıyorum." dedim.

"Erva, saçmalıyorsun." dediğinde "Birisinden hoşlanmak ne zamandır saçmalık?" diye sordum.

"Erva, Denis seni ilk gördüğünden beri aşık. Sen de ona karşı bir şeyler hissediyorsun. Bu da şimdi nereden çıktı?" diye sordu.

"Ne yani bana karşı hiçbir şey hissetmedin mi? İtiraz edemezsin. Senin de bir şeyler hissettiğin belli." dedim.

"Erva sadece kafanı vurduğunda bir şeyler oldu ve benden neden hoşlandığını bilmiyorum. Hafızan yerine geldiğinde neler hissettiğinde, Denis'i sevdiğini anlayacaksın. Lütfen, hislerimi bir süreliğine karşılık vereceksin diye üzme beni." dedi Araz.

"Kafamı çarpmış olabilirim ama bu dediklerim kalp ile ilgili." dedim.

"Seveceğin insanı beynin seçer, sana kim lazımsa onu seçer." diyen Araz'a "Peki daha sonra? Hiç mi olmaz?" diye sordum.

Araz "hayır" anlamında kafasını sağa sola sallayınca "Neden?" diye sordum.

"Erva senin çocukluğunu dahi biliyorum. Sana lazım olan kişi ben değilim, Denis." dedi Araz ve kilitlediği kapıyı açıp dışarı çıktı.

Ne yapacağımı bilemezken sırtımı duvara verdim.

Niye kendimi tutamayıp adamı öptüm ki?

"Denis'in en yakın arkadaşının seninle olacağını mı sandın, geri zekalı!" diye kendime bağırırken aynada halime baktım.

"Daha küçük bir hale düşemezdim." diye mırıldanırken tuvaletin kapısı tıktıklandı.

"Gel!" dediğimde Denis kapıyı araladı.

"Güzel gülüşlüm." diyen Denis ile bir şey olduğunu anlamasın diye tebessüm ettim.

"Uzun süre gelmeyince merak ettim. İyi misin?" diye soran Denis'e "İyiyim herhalde." dedim.

Denis içeri girdi ve elini alnıma koydu.

Kaşları çatılırken diğer elini yanağıma koydu.

"Ateşin mi var senin?" diye soran Denis'e "İyiyim, bir şeyim yok." dedim.

"Erva, ben ciddiyim. Ateşin var." diyen Denis, cevap vermeme izin vermeden beni kucağına alınca şaşkınlıkla kollarımı boynuna doladım.

"Hiçbir şey senden önemli değil, eve gidelim." diyen Denis'e "Tamam." diye mırıldandım.

Birlikte tuvaletten çıktığımızda masaya dönmüş olan Araz'a baktım.

Kardelen, Araz'ın koluna sarılmış, ona bir şeyler anlatıyordu.

Araz ise bize bakıyordu.

Daha fazla bakmanın olmayacağını düşünürken kafamı Denis'in göğsüne gömdüm.

Niranur lokantaya girerken biz çıkıyorduk.

Niranur arkamızdan ne kadar "Nereye?" diye sorsa da ikimiz de cevap verecek durumda değildik.

Denis beni arabanın önünde yere indirdiğinde cebinden anahtarını çıkarıp arabanın kilidini açtı.

Birlikte arabaya bindiğinizde kemerimi taktım.

Kafamı cama yaslarken Denis arabayı çalıştırdı.

Camları açarken "Sahil yolundan gideceğim. Az hava al. Eğer kötüleştiğini hissedersen hastaneye sürerim." dedi Denis.

Denis'i inandırmak için "Gerçekten iyiyim." dedim.

"Erva, çocukken havale geçirdiğinde de iyiyim demiştin." dedi Denis.

"Oha ama! Kaç sene geçti. Yetişkin bir kadınım. Sen de unut, o boş anıları." dedim.

Denis, "Seninle ilgili hiçbir anı boş değil, güzel bakışlım." dediğinde içimde tuhaf bir his oluştu.

Sanki onu aldatıyor gibi hissettim kendimi.

Resmi bir ilişkimiz yoktu ama karşılıklı bir şey hissettiğimiz gerçeğini herkes bilirler başkasını öptüm.

Başkasını hayal edip başkasını istemek bile oldukça yanlıştı.

Kafayı yiyeceğim! Araz'ı sevdiğime eminim, peki niye daha önce Denis'i sevdim?

Bu imkansız, değil mi?

Sonuçta iki kişiyi birden sevemezsin. Acaba eskiden yalan mı söylüyordum?

Peki bunu niye yapayım?

Kafam daha da karışırken camdan dışarı baktım. Sahile gelmiştik.

Açık hava almak oldukça iyi gelirdi.

"Denis bence şu an açık hava almaya ihtiyacım var. Sahilde dolaşabilir miyiz?" diye sordum.

Denis tam itiraz edecekken "Lütfen." dedim.

Denis bir elini yanağıma götürdü ve "Ateşin bir tık dahi artarsa hastaneye gideriz." dedi.

"Tamam." dedim gülümseyerek.

BilinmezlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin