Anlamıyorsun

1.2K 161 43
                                    

Ofisimde otururken şirket telefonu çalınca açtım ve "Efendim." dedim.

"Araz Bey burada olduğunu söylememi istedi, sizi bekliyormuş." diyen asistanıma tam cevap verecekken Araz telefonu almış olmalı ki "Seni bekliyorum ve gelene kadar gitmiyorum." dedi.

"Keyfine bak. Gelmeyeceğim." dedim.

"Çok mu ateşliydim?" diye fısıldayan Araz, "Bunu bağırarak da söyleyebilirim. Bir dakika içinde burada ol, çirkin ördek yavrusu." dedi.

Oflayarak telefonu kapattım ve ayağa kalktım.

Ofisimden çıktığımda koridorun ortasında beni bekleyen Araz'ı gördüm.

Ellerimi geride birleştirdim ve emin adımlarla yanına gittim.

"Ne için gelmiştiniz, Araz Bey?" diye sordum.

"Dün seni bir yere götürecektim. Şimdi gideceğiz." dedi.

"Gördüğün gibi çalışıyorum. Daha sonra hep birlikte gideriz." dedim.

"Yaklaşık on gündür şirketin başında değilsin, bir gün daha olmasan şirket batmaz. Şimdi benimle geliyorsun." diyen Araz'a "Bak bunu dedin diye hemen geliyorum." dedim ve arkamı döndüm.

Ofisime doğru geri yürürken Araz, "Ne? Benimle yatmak mı istiyorsun? Çok arsızca!" diye bağırdı.

Hiddetle Araz'a döndüğümde bana sırıtarak bakıyordu.

Bize şaşkınlıkla bakan onca çalışana "Herkes işine baksın! Size benim özel hayatımı izleyin diye maaş vermiyorum!" diye bağırdım.

Herkes önüne dönünce Araz'ın yanına geri gittim.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun? Bir ilişki şansımız vardı ve bitti. Sevgilim var, uzak dur." dedim.

"Sevgilin ile sevdiğin adam aynı kişi mi peki?" diye soran Araz'a yaklaştım ve fısıldayarak "Aynı olsun olmasın, bu seni ne ilgilendirir ne de yardım eder." dedim.

"Bu kadar hızlı karar verme. Bence sevdiğin adam ile olacaksın." dedi Araz.

Sırıtarak bana bakmaya devam edince "Sevdiğim kişi, adam olsaydı zaten onunla olurdum." dedim.

Araz'ın yüzündeki sırıtış son bulurken "İşime dönüyorum. İstersen bağır, istersen tüm ülkeye duyur. Yine de seninle değil, Denis ile birlikteyim." dedim.

"En azından telefonun yanında mı, iki saniye kullanayım." diyen Araz'a telefonumu çıkarıp verdiğimde "Teşekkürler." dedi ve cebine koydu.

"Telefonumu verir misin, Araz?" diye sordum.

"Kural bir, kaçırdığın kişinin telefona ulaşmasına izin verme." diyen Araz bir anda belimden tutup omzuna attığında sinirle "Araz!" dedim.

"Kural iki, onu sıkıca tut. Yoksa kaçma girişiminde bulunabilir." dedikten sonra yürümeye başlayan Araz ile derin bir nefes verdim.

"İndir beni!"

Araz asansöre binip kapıyı kapatma düğmesine basınca beni yere indirdi.

"Ne yaptığını sanıyorsun?" diye sordum.

Araz sırıtarak "Seni kaçırıyorum." deyince "Araz güzel bir ilişkim var, burnunu sokup bozma." dedim.

Araz boy farkından dolayı bana doğru eğildi ve "Güzel diye adlandırdığın ilişkinin sırrı ne? Bizim birlikte olmayışımız mı? Erva kendini kandırma. Güzel bir ilişki değil ve sonu hüsranla bitecek." dedi.

"Anlamıyorsun!" diye bağırdım.

"Denis'i başta reddettim! Seni üzerim, bu ilişki olmaz, diye söyledim. Denemek istedi. Senin aksine benimle bir ilişki yaşamak için cesur ve kararlıydı. Ne kadar aşık olmasam da bir ilişki yaşamaktan çekinmiyorum. Denis'e dedim, deneyeceğim diye. Sonuna kadar da deneyeceğim." dedim.

Asansör zemin katta durunca "Denerken benimle de uğraşmak zorundasın." dedi.

"İstediğin kadar dene, şansını kaybeden sensin." dedim.

"Tekrar şansımı elde edecek kişi de benim." diyen Araz, elimi tutup yürümeye başlayınca gitmemek için uğraşmadım.

Nereye götüreceğini merak ediyordum.

Galiba onunla birlikte vakit geçirmek de istiyordum.

Birlikte otelden çıktığımızda Araz arabasının kilidini açtı.

"Binecek misin? Zorla mı götüreyim?" diye soran Araz'dan elimi zorla çektim ve  arabaya bindim.

BilinmezlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin