Sıcak

1.4K 173 128
                                    

Araz, "Gel buraya, yüzünü silelim." dediğinde yanına gittim.

Araz belimden tutup kaldırdığında ne yapacağımı bilemedim.

Beni masasına oturttuğunda "Boyun kısa, turunç kafa." dedi.

"Kısa falan değilim. Bir yetmişe yakın boyum vardır. Belki daha fazla." dedim.

"Ben, bir seksen altıyım. O yüzden kısasın turunç kafa." diyen Araz'a "Sen uzun değilsin, kazık gibisin." dedim.

Araz bu dediğime gülümseyerek çekmecesinden bir şişe çıkardı.

"O ne?" diye sorduğumda Araz, "Sır." dedi.

Bu dediğine gülümseyerek ona bakarken Araz maskemi ve şapkamı çıkardı.

Suratıma gülerek bakmaya devam ederken "Yanında toka var mı?" diye sordu.

Cebimden çıkardığım lastik tokayı ona uzattığımda saçlarımı geride topladı.

"Tamam, şimdi gözlerini kapat. Yüzünü temizleyeyim." diyen Araz'ı dinleyerek gözlerimi kapattığımda fotoğraf çekme sesi geldi.

Gözlerimi açtığımda Araz sırıtarak telefonuna bakıyordu.

"Araz, gerçek bir şerefsizsin." dedim.

Araz, "Teşekkürler." dediğinde "En azından nasıl çıkmışım, ver de bakayım." dedim.

"Güvenmiyorum ama al, bak." diyen Araz telefonunu verdiğinde fotoğrafıma baktım.

Oldukça komikti.

Merak ederek daha önceki fotoğrafa kaydırdığımda Araz'ın ben uyurken komik pozlar vererek fotoğrafımızı çektiğini gördüm.

"Bari uyurken çekmeseydin." dedim.

Araz bu dediğime gülerek "Taze taze yüzünü karalamışım, tabii fotoğraf çekeceğim." dedi.

Şişedeki sıvıyı pamuğa döken Araz'ı umursamadan fotoğraflara bakmaya devam edecekken saat dörtte uyurkenki bir fotoğrafımı çektiğini gördüm.

Bu yaptığı kafamı karıştırırken telefonu kapatıp masaya koydum.

"Maşallah, hepsinde çok güzel çıkmışım." dememe gülen Araz, "Kapat gözlerini, çirkin ördek yavrusu." dedi.

Gözlerimi kapatırken "Turunç kafadan çirkin ördek yavrusuna mı geçtik?" diye sordum.

"Evet, çünkü ördek yavrusuna benziyorsun." dedi.

"Nerem benziyor benim?" diye sordum.

"Çünkü ördeğin gagası senin saçın turuncu."

Bu verdiği cevaba onaylamazca kafamı sallarken Araz çenemden tuttu ve "Yüzünü siliyorum şurada, kıpırdanma." dedi.

Bu dediğine yüzümü asarken "Peki neden çirkin ördek yavrusu? Sadece ördek de diyebilirdin." dedim.

"Çünkü çirkin ve küçüksün." dediğinde yüzümü buruşturdum.

"Daha kaç kez diyeceğim? Yüzünü kıpırdatma." diyen Araz ile "Umarım silinir. Yoksa benden çekeceğin var." dedim.

Araz, "Çıkıyor, laf yetiştirmeyi bırak." dedikten sonra çenemden tutup yüzümü yukarıya kaldırdığında yüzümü silmeyi bıraktı.

Nedenini öğrenmek için gözlerimi açtığımda Araz'ın gözlerinin dudaklarıma kaydığını gördüm.

Oldukça yakınımda durması da utandırırken kapı tıktıklandı.

Araz benden bir adım uzaklaştıktan sonra "Gel!" dedi.

İçeri elinde tepsi ile giren bir adam, "Bunları nereye koyayım, Araz Bey?" diye sordu.

"Masaya koy, lütfen." diyen Araz ile masadan aşağıya indim.

Çalışan tepsideki tostu ve iki çayı masaya koyduktan sonra "Başka bir isteğiniz var mı, Araz Bey?" diye sordu.

"Yok, teşekkürler. Çıkabilirsin." dedi.

Adam ofisten çıktığında "Yüzüm temizlendi mi?" diye sordum.

"Evet, geçti." diyen Araz ile telefonumu çıkarıp ekrandan yüzüme baktım.

Hiçbir şey kalmamıştı.

"Teşekkürler." dedim ve masanın önündeki siyah deri koltuğa oturdum.

Tostumu önüme aldığımda Araz, "Bugün hava çok sıcak." dedi.

Araz'a baktığımda kulağına kadar kızarmıştı.

"Domates gibi olmuşsun. Cam falan açayım mı?" diye sordum.

"Sen tostunu ye, ben açarım." diyen Araz cama giderken tostumu elime alıp ısırdım.

Araz camın önünde uzun bir süre durunca "Çayın soğuyacak." dedim.

"Doğru." diyerek geri gelip oturunca ona baktım.

Basbaya gözleri, yüzümü sikerken dudağıma takılmış ve utanmıştı.

Bunu düşünmek bile beni utanmamı sağlarken kapı açıldı.

İçeri giren Denis, ikimize baktı ve "Hayırdır? Güreşe falan mı tutuldunuz? İkinizin de yüzü kıpkırmızı olmuş." dedi.

Araz ile kısa bir süre bakıştıktan sonra aynı anda "Hayır." dedik.

Denis bu dediğimize gülerek "Yine bir haltlar yemişsiniz." dedi.

BilinmezlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin