Sorun

1.4K 150 60
                                    

Denis oturduğum koltuğun koluna oturduğunda kolunu omzuma attı ve "Yüzünü silmeyi başarmışsın." dedi.

"Araz ölmek yerine yüzümü silmeye yardım etti." dedim sırıtarak.

Araz kaşlarını çattı ve "Daha fazla ağlama diye yardım ettim. Yoksa kendini yere atıp tepine tepine ağlayacaktın." dedi.

Denis, "Nasıl olduğunu aşağı yukarı tahmin ediyorum." dedi.

"Ee sen bir şey içmiyor musun?" diye sordu Araz.

"Aslında size harika(!) bir haberim var." diyen Denis ile gerilmiştim.

"Ne oldu?" diye sordum.

Denis, Araz'ın masasının üzerinde duran televizyon kumandasını aldı ve televizyonu açtı.

Magazin programı açtığında hep birlikte televizyona döndük.

Hastaneden çıktığımız anların fotoğrafları ekrana yansıyınca kaşlarımı çattım.

"Ünlü tasarımcı, tekstil şirketlerinin sahibi Erva Kaya, dün hastaneden çıkarken görüntülendi. Çocukluk arkadaşı Araz Yılmaz ve aşk haberleri ile gündeme geldiği Denis Hakanoğlu ile hastaneden çıkarken oldukça yorgun gözüküyordu. İçeriden aldığımız bilgilere göre Erva Kaya hafıza kaybı geçirmiş."

"Aşk haberleri ile gündeme geldiği Denis Hakanoğlu." denildiği yerden Denis utanarak kızarmıştı.

"Hastaneden çıkarken hiç kameraman falan görmemiştim." dedim.

"Ben yanına gelirken görüp uyarmıştım ama gizlenip çekmiş olmalılar." dedi Araz.

"Çekerlerse çeksinler. Sorun yok." demiştim ki Denis, "Aslında sorun var." dedi.

"Güzel bir haberin yok mu?" diye sordum.

"Milhan bugün akşam yemeği için bir lokantada yer ayırtmış." dedi.

"Merak ediyorum da Milhan ve Niranur bu mafya işinin neresindeler?" diye sordum.

"Dışındalar." diyen Denis ile "Tahmin etmiştim." diye mırıldandım.

"Ee senin kötü haberin ne?" diye sordu Araz.

"Erva'nın hafıza kaybı duyulduktan sonra Rasim'in mekanında hareketlenme olmuş. Erva'nın iki kat dikkat etmesi lazım." dedi Denis.

"Ne yapmalıyım?" diye sordum merakla.

"Mesela hafıza kaybından yararlanıp senin dostunmuş gibi davranabilirler." dedi Denis.

"Anlıyorum." diye mırıldandım.

"Şimdi senin şirketine gitmem gerekiyor. Akşam yemeği için gideceğimiz lokantanın konumunu size atacağım. Gelirsiniz." dedi Denis.

"Niye benim şirketime gidiyorsun ki?" diye sordum.

"Yavrum sen yokken işlerin yürümesi lazım. Senin işlere de göz kulak oldum. Kendini iyi hissettiğinde çalışmaya devam edersin." dedi ve ayağa kalktı.

"Teşekkürler." dedim gülümseyerek.

Denis yanağımdan öptükten sonra "Hadi görüşürüz." dedi.

Araz, "Görüşürüz." dediğinde Denis ofisten çıktı.

Araz ile baş başa kaldım diye ne yapacağımı bilemezken "Ee daha daha nasılsın?" diye sordum.

Araz soruma cevap vermeden ayağa kalktı ve "Hadi, kalk. Seni en sevdiğin yerlerden birine götüreceğim." dedi.

"İşin yok muydu, senin?" diye sordum.

"Boşver, boşver. Hadi kalk ayağa." diyen Araz'ı dinlediğimde "Nereye gidiyoruz?" diye sordum.

"Bak bu meraklı hallerin hiç olmuyor. Ses etmeden yürü." diyen Araz'a "Peki." dedim ve arkasından ofisinden çıktım.

"İki dakika bekle, ufak bir işi halledip geliyorum." dedi Araz ve yanımdan ayrıldı.

Sıkıntıyla duvara yaslandığımda iki kadının bana bakarak fısıldaştığını gördüm.

Kaşlarımı çattım ve yanlarına gittim.

"Bir sorun mu kızlar?" diye sordum.

"Yok, ne olabilir ki?" diye soran kız ile ellerimi arkada birleştirdim.

Yavaşça çevrelerinde yürürken "Bana baktığınızda konuşunca ben de bir sorun var sandım." dedim ve tam arkalarındayken kollarımı ikisinin omzuna attım.

"Bir daha aynısı olmasın, kızlar." diye fısıldadım.

İkisi de gerilirken gülümseyerek "Şimdi söyleyin bakalım, ne konuşuyordunuz?" diye sordum.

Sarışın kız kekeleyerek "Si...sizi Denis Bey ile birlikte sanıyorduk. Araz Bey ile görünce şaşırdık." dedi.

"Peki bundan size ne?" diye sordum.

Esmer kız "Şey." dedikten sonra susunca sırıttım.

Esmer tenine rağmen yanaklarındaki kızarıklık belli oluyordu.

"Demek Araz'dan hoşlanıyorsun."

BilinmezlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin