Kırpamadım

1K 154 18
                                    

Atlıkarınca durunca Araz, "Metehan'ı alıp geliyorum." dedi.

"Tamam, bekliyorum." dedim.

Araz yanımdan ayrılınca derin bir nefes verdim.

Acaba hatırladığım anım ne zamana aitti?

Bir kızım vardı ve ben onun adını bile bilmiyorum.

Kendi adımı değil de çocuğumun adını bilmemek daha çok canımı yakmıştı.

Araz, Metehan'ı alıp yanıma geldiklerinde ayağa kalktım.

Araz, Metehan'a "Şimdi ne yapmak istersin?" diye sordu.

Metehan parmağı ile oyuncak tüfekler ile hedef vurularak oyuncak kazanılan yeri gösterdi ve "Bana oradaki oyuncaklardan kazanabilir misiniz?" diye sordu.

"Hangisini istediğini söylemen yeter." diyen Araz'ın ardından Metehan kısa bir süre düşündü.

"Şuradaki büyük ayı." diyen Metehan'a "Senin için onu ben alacağım." dedim.

Metehan sevinçle yerinde zıplarken birlikte dükkanın oraya gittik.

Araz ücretini verdiğinde oyuncak tüfeği aldım.

Kartondan olan hedeflere bakarken görevli "Toplamda beş atış hakkınız var." dedi.

Derin bir nefes verdikten sonra beş hedefin beşini de tam on ikiden vurdum.

Bu duruma sırıtırken Metehan, Araz'a "O çok havalı! Onunla evlen." dedi.

Bu denilen beni güldürürken Metehan kahverengi renkteki, peluş, büyük oyuncak ayısını almıştı.

Metehan peluş ayısına sıkıca sarılırken tüfeği yerine koydum.

Metehan ile yürümeye başlayacaktık ki Araz görevliye tekrar para verip oyuncak tüfeği eline aldı.

"Hayırdır? Kıskanıp kendine oyuncak mı alacaksın?" diye sordum.

Araz bu dediğime gülümsedikten sonra hedefleri aynı benim gibi vurdu.

Görevliden beyaz, peluş ayıyı aldığında bana uzattı ve "Hadi al, çirkin ördek yavrusu." dedi.

"Eyvallah." dediğimde Araz, "Odun." dedi.

"Sanki senin hediyeni verme şeklin çok romantik." dedim.

Araz bu dediğime sırıtırken telefonum çaldı.

Araz ve Metehan el ele tutuşup yürürken telefonumu cevaplandırdım.

"Efendim."

"Ben Erva. Daha numaraları kaydetme fırsatın olmamıştır diye düşünüyorum." dedi

"Doğru düşünmüşsün." dedim.

"Ee şu an neredesiniz?" diye soran Erva'ya "Lunaparka geldik. Metehan ile eğleniyoruz." dedim.

"Peki." dediğinde "Niye sordun?" diye sordum.

"Rasim'in mekanında bir işler dönüyor. Sizi kontrol etmek istedim." dediğinde "Ne olur ne olmaz diye eve döneriz. Aradığın için sağ ol." dedim.

"Senin hafıza ne durumda? Yeni şeyler hatırlayabildin mi? Mesela ismini." dedi.

Beni merak edip konuşmaya çalışıyordu. Bunu yapması oldukça hoşuma gitmişti.

"Aslında yeni bir şey hatırladım. Çocuğum var, yani sanırım. Bana anne diyordu ve benziyor gibiyiz." dedim.

Erva, "Yeğenim olduğuna göre bir eniştem de var mı? Hatırlıyor musun?" diye sordu.

"Maalesef hatırlamıyorum ama şu an Araz ile birlikte olduğuma göre evli dahi olsam sevmiyormuşum." dedim.

"Çocuk kaç yaşında gibi gözüküyordu? Cinsiyeti falan ne?" diye sordu Erva.

"Gördüğüm anıda üç, dört yaşlarında bir kız çocuğu. Beyaz tenli, bize göre açık turuncu saçlı ve açık kahverengi gözleri vardı." dedim.

Erva, "Senin hakkında hiçbir şey olmayabilir fakat çocuğunu araştırabilirim. Böylece senin de kimliğin ortaya çıkmış olur." dedi.

"Süper! Teşekkür ederim, kardeşim." dedim.

Erva, "Duygusallaşma, işim var. Kapatıyorum." dedi.

"Tamamdır. Görüşürüz." dedim.

Erva telefonu "Görüşürüz." demeden kapatınca gülümsedim.

Sertti ama kalbi yumuşacıktı.

Araz'a "Dönmemiz gerekiyor." dedim.

Araz merakla "Niye?" diye sorduğunda "Tedbir amaçlı eve dönmeliyiz. Rasim'in mekanında bir şeyler olmuş, Erva aradı." dedim.

Araz, "Tamamdır." derken lunaparkın girişinde eli cebinde bir adam dikkatimi çekti.

Cebinden çıkardığı tabancayı Araz'a ya da bana doğrultacağını düşünürken Metehan'a doğrulttuğunu fark ettim.

Adam tabancayı ateşleyeceğinde Metehan'ın önüne geçtim.

Kurşun ona denk gelmesin diye tüm bedenini sarmalarken sırtımda hissettiğim acı ile birkaç saniye gözümü dahi kırpamadım.

BilinmezlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin