"İleriye ve geriye...sonumuz yine sağ tarafta."BÖLÜM YİRMİ BEŞ: ÇIKMAZ SOKAK
Biz kadınlar sadece bir demet çiçekle mutluluğu hissedebilirdik. Çok saçma geliyor olabilir kulağa ancak bizi mutlu eden çiçekler değildi, onları bize alan kişilerdi. Hediyenin maliyatından çok maneviyatı gurur duydururdu insana. Bizim istediğimiz az biraz değer görmek, sevildiğimizi bilmekti. Bu serüvenin hızlı geçişlerinde kendimi kaybederken ise güvendiğim insanlar durduramadığım bir hızla değişiyordu.
En ihtiyaç duyduğum zamanda yanımda olmayan insanları benimsemek istemiyorum. Uzun bir zaman boyunca korkup saklandığım kişi bana avuç açıyordu. Bu acıtmıştı. Arkamdaki onca kişiye rağmen çaresiz hissedebilmek çok fazla yakıyordu canımı.
Parmaklarımı doladığım kupadan birkaç yudum daha kahve aldım. Kaçırdığım bakışlarım arada bir Kuray'a değse de uyanarak tekrar önüme dönüyordum. Onu sapık, psikopat ve ruh hastası bir birey yerine koymuştum. Sevgisini aşagılamış ve belki de ona şans tanımamıştım. Aslında daha iyi bir gelecek hak ettiğini biliyordum.
"Bundan emin misin?"
Başımı salladım.
Bakışları sorgu dolu ve dudakları konuşurken ne kadar mutlu olduğunu kıvrıldığında kanıtlıyordu. "Umarım yanlış anlamadım. Yanlışsa düzelt lütfen. Benimle kalmak mı istiyorsun? Benimle. Aynı evde."
Tekrar salladım başımı.
"Mahru..." Mucizevi bir tılsım gibi söylemişti ismimi.
Kararsızlıkla hareket eden parmakları ellerime uzanırken gözlerindeki ışıltıyı fark edebiliyordum. Bir dizini kırarak önümde durduğunda koltukta oturmama rağmen benden uzun kaldı.
"Seninle geçireceğim her bir saniyeyi hafızama kazıyacağım."
"Yalnız hissetmek istemiyorum. Güvende hissetmek istiyorum. Bu bencilce mi bilmiyorum ama kendimi düşünmek istiyorum."
"Sen hayatımda gördüğüm en iyi insansın. Bencil birisi varsa o ben olmalıyım. Her şeyi kenara itip seni istemek bencillik olsa gerek."
Yutkundum. Elimin üst yüzeyini okşayan baş parmağı bana sahiplik hissini tattırırken gerildim. Gözlerine bakarken dudaklarımdan çıkan nefes onun yüzüne doğru çarptı. Yüzü yüzüme eşitti.
"Sana haksızlık yapıyor gibi hissediyorum."
"Bana en büyük hediyeyi veriyorsun. Kendini kötü hissetme ama..." Durduğunda yüksleip alçalan göğsüme yön veren kalbimle onu izledim. Alt dudağını diliyle ıslatırken gözleri hafifçe kısıldı bir şüphe parıltısı beraberinde.
"Bundan diğerlerinin haberi olacak mı?"
"Duyacaklarına eminim."
"Tepki gösterirlerse...yani Alkın. Seni benden uzak tutmak ister."
"Kuray..." Avucumdaki kupayı sol tarafta koltuğa yaslı sehpaya indirdim ve ona baktım. "Herkes bir şeyler ister. Sende, bende ve diğer herkes. Önemli olan istekleri yerine getirmek değil midir? Sadece bana ne istediğini söyle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAL EHVENİŞER
ChickLitSessizliğin esaretine mahkum kalmış bir kız, geçmişin sisli hayalleriyle mücadele ederken ona uzanan ilk yardım eline sımsıkı tutunacaktı. Kişiliklerinin kurbanı olan yaralı adam masumiyete hayran kalıp, sessizliğine ses olarak bütün ehvenişerlikle...