BÖLÜM ON DÖRT: ZİHİN YARIŞI

282 34 37
                                    

"Zaferler kadar kaybetmek de insan için birer armağandır."

BÖLÜM ON DÖRT: ZİHİN YARIŞI

Küçük ümitler ve hayatın zorluklarıyla parçalanan kırık kalplerimiz. Sessizliğe gömülsek ve kişiliklerimiz arasında mekik çeksek de biz hayata karşı mücadele etmeye devam edecektik. Pes etmek bu sayfalar arasında yoktu. Bizim satırlarımızda her zaman ayağa kalkmanın ve direnmenin çabası bulunuyordu. İnsan pes ederse son bulurdu. Bizim hikayemiz henüz yeni başlıyordu.

Kendimi bir ormanın ortasındaymış gibi görüyordum. Ağaçlar solmuş ve kuru yapraklar toprakla buluşmuştu. Her adımımda yapraklar, ayaklarımın altında paramparça oluyordu. Onlar tıpkı benim kalbim gibiydi, paramparça...

Bir çıkış yolu ararken kendimi bilmediğim çıkmaz sokaklarda buluyordum. İsmimi unutuyor ve benliğim gittikçe sarsılıyordu. Gözlerim kalabalıkta gezinmeye başlarken merak zihnimin en kuytu köşelerine yerleşti.

Ateş ile geçmişten bulmaca gibi konuşmaya başladıktan bir süre sonrasında onu görmemiştim. O, onu görmemi istememişti. Fazla üzerine giderek anılarını zedelemek istemiyordum. Bazen yalnız kalmak en iyisi olabilirdi. Bunu kendimden biliyordum. Yalnız kalınca kafamı toparlıyordum. Belki onun için de bu iyi olabilirdi.

Bir çok kez telefonuma bakarken onu armaka istedim. Zihnimden bu düşünceler geçerken hep de vazgeçtim. Kafasını tamamen toparlamalı ve benimle o şekilde konuşmalıydı. Konuşmaya başlar ve onun duyguları tavan yaptıgı anda değişime uğrarsa en başa dönerdik. Kendisini hazır hissrtmeliydi. Ne kadar sürerse sürsün onu beklerdim.

O benim için çok önemliydi.

Hayır, sadece ona bir hasta olarak bakıyordum. Yani ileri düşüncesi aklıma hiç yerleşmemişti. Ateş ve ben olmazdı zaten. Farklıydık. Bir gece ve gübdğz gibiydik. Olmazdı.

İnsanlar zaman ilerledikçe mekanda azalmaya başladı. Neredeyse seyrekleşirken dinlenme odasına geçtik. Cemre karşıma geçip bir sigara yakarken bana da uzattı. Onu karşı çevirmedim.

Çakmağı alıp sigarayı ateşleyip iki dudağım arasına aldım. Duman odayı sarmaya başlarken ciğerlerime parfüm kokusu farklı o koku nüfuz etmişti. Bir nefes alıp başımı koltuğa yaslarken gözlerimi kapattım. Aklımdan bişnlerrce soru ve düşünce geçti.

Ateş'e ne olmuştu?

Mahzen dediğini hatırlıyordum. Benliğini kaybettiğini ve annesi ile ilgili bir kaç şey. Bana anlatmadığı başka şeyler olduğunu biliyorum. Anlatmadığı harici, anlattıklarında da bazı eksik parçalar vardı. Annesi ve babasının tartışma konusunu biliyordu ama o detaya girmemişti. Merak beni sarıyordu ve bunu öğrenirken Ateş'e zarar vermemeyi çabalıyordum.

Onun zor bir çocukluğu vardı. Babasına özenmiş ve onun gibi olmuştu. Katı ve otoriter. Babasına tıpa tıp benzerken kendinden kattığpı şeyler neredeyse sonunu getiriyordu. X harici diğer her kişilik babasına benzemek istemesi, mahzen olayı ve daha bilmediğim olaylardan doğmuştu.

Bana anlatırsa, ona sonuna dek yardımcı olacaktım. İyileşmesi ve sadece tek bir kişilikte kalması içişn her şeyi yapardım. Öz benliğine dönmesi çok da iyi olmasa da, onun için iyiydi. İ.M. kötüydü. Her an ölebilme ihtimali vardı ve bunu aklımdan siliyordum. Diğer kişiliği ise İdeal Adamdı. İ.A. Oldukça kibar ve genel düşenen bir tip.

LAL EHVENİŞERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin