BB (BaekYeol)

x

Bölümlere satır arası yorum yapın!

•••

SeHun, kafayı yemek üzereydi.

Haftalardır sözde koruma altına aldığı çocuğu BB'ye göz göre göre kaptırmıştı ve bunu ruhu bile duymamıştı.

ChanYeol'den iki gündür haber alamıyorlardı. Telefonlarına ulaşılamıyordu ve en son gittiği bardan sonra nereye gittiklerini bile bilmiyorlardı çünkü o sırada takip görevi verdiği elemanları işten kaytarıyordu. Bunun için yıllardır birlikte çalıştığı arkadaşlarını azarlasa da yapabilecek bir şeyleri yoktu. Olan olmuştu ve suçlulardı.

'BB' denen seri katille konuşabilseler dahi bulamıyorlardı onu. Sanki gözlerinin önündeki bir adamdı da her hareketlerinden haberi oluyordu ve kimse onun kurnazlığıyla baş edemiyordu.

Bu vakayı almak istediğinde tüm emniyet onlarla dalga geçmişti. Şimdi anlıyordu ancak sebebini. Aradığı herif yeryüzünde yürümüyordu sanki. Ya uçuyordu ya da yer altında geziyordu. Başka açıklaması olamazdı hiçbir delillerinin olmamasının. En ufak bir ipucu bile bulsa belki de BB'yi yakalayacaktı ama yok, o bile yoktu. Herifin yüz hatlarını geçin, fiziksel herhangi bir özelliğini bile bilmiyorlardı. Kimdi bu BB? Nasıl böyle kusursuz olabiliyordu?

-Kusursuz suç yoktur Amirim. Bulacağız o it herifi.

Odaya girdiğinde sinirden burnundan soluduğunu anlayan ekip üyesi Jongİn'den duymuştu bu sözleri. Ona katılmak istiyordu. Kusursuz suç olamazdı. İlla ki bir yerde unuttuğu bir ayrıntı olmalıydı BB'nin. İki yıldır kimsenin bulamadığı bir şey bulabilirlerdi. O da yaratılışta insandı; unuttuğu, gözden kaçırdığı ya da hata yaptığı bir şeyler olmalıydı.

-Beni dinleyin! Bugün ne yapıp ediyor, elinizde bir bilgiyle bana geliyorsunuz. Eğer tek bir ipucu bile bulamazsanız bu gece eve gitmek yok. Bulacaksınız!

-Amirim, bu biraz fazla değil mi? Nerden bulalım biz?

-Size ne dediysem o! Başlayın!

Kendi odasına girdiğinde ardından Jongİn kapıyı tıklatmış ve dikkatini çekmişti onun. Masanın arkasındaki koltuğuna geçtiğinde Jongİn'e önündeki koltuğu işaret etmişti.

-Amirim, en son ChanYeol'e mesaj attığınızda da takip edemiyorduk. Muhtemelen o saatlerde kaçırılma olayı gerçekleşti. Bu yüzden mesajdan iki saat öncesinden MOBESE kameralarını inceledik.

-Defalarca izledim Jongİn, bir şey yoktu.

-Evet, haklısınız. Ben de bir şey görmedim ama bu işlerden anlayan bir arkadaşım vardı. Birkaç videoyu kopyalayıp ona gönderdim ve az önce bana sonuçlarını gönderdi. BB'nin '13. cadde'nin bir kamerasında saat sıfır iki kırk ikiden sıfır üç on iki arasındaki kayıdı sildiğini ve yerine başka bir kayıt yapıştırdığını buldu. Daha sonra biraz daha inceleyince aslında saat bir buçuk ile biri elli bir arasında da bir oynama olduğunu söyledi. Elimizde iki farklı saat dilimi var. Bunların birinde ChanYeol'ü kaçırmıştır.

-Hemen gidip o yoldaki bütün iş yerlerinin kameralarını kontrol ediyoruz. Bakalım bizi R.O.D'a götürecek mi?

-Anlaşıldı Amirim.

Beraber odasından çıkıp diğer ekip üyelerini de yanına almış ve emniyeti ayağa kaldıracak bir hızda yola koyulmuşlardı. Kısa sürede tüm kameraları kontrol etmeliydiler.

.
.
.

-Bakın, bahsettiğim saat aralıklarının sadece birinde bir cızırdama var.

-Haklısın. Demek yaklaşık yirmi dakikada onu kaçırabilmiş. Acaba tanıdığımız biri mi? Kısa sürede bunu başarması bize birçok şeyi söyler, değil mi Jongİn? İyi ki bu ekiptesin.

-Teşekkür ederim Amirim, namınızı duyarak burayı istemiştim. Beni ekibe aldığınız için ben teşekkür ederim. Ve siz de haklısınız. Katil'imiz ya çok güçlü ve ChanYeol'ü hemen etkisiz hale getirmiş, ya da tanıdığı biri ve ChanYeol, ona güvenerek onunla gitmiş. Tabii daha farklı senaryolar da yazılabilir ama gerçekçi olanlar bu.

-Aynı fikirde olmamız hoş. Tebrik ederim.

Omuzlarından patpatlayarak Jongİn'i tebrik etmiş ve yol boyunca onlarca mağazaya girerek o saat aralığında kamerası cızırdayanları bulmuşlardı. Cızırtılı kayıdı olan her iş yerinin çevresini kontrol edip uzaktan da olsa herhangi bir kamera orayı görüyor mu diye incelemişlerdi. Ekibin bir yarısı ChanYeol'ün sinyalini aldıkları en son konumdayken git gide SeHun'un da içinde bulunduğu ekibin diğer yarısı son konuma doğru ilerliyordu.

ChanYeol'ün son gittiği barın çevresinde kaçırıldığı belli olmuştu. Herhangi bir görgü tanığı veya kamera kaydı arıyorlardı şimdi. Olay yeri inceleme ekipleri, sinyalin kaybolduğu günün sabahına karşı görevlerini yapmış olduğundan ve şimdi de iki gün geçmiş olduğundan herhangi bir kalıntı bulamazlardı. Bu yüzden tek duaları vardı: Herhangi bir yerde bu herifin görülmüş olması.

-Amirim, resmen samanlığın içinde iğne arıyoruz. Gece yarısı oldu bile.

-Elimizde hâlâ bir kanıt yok, soruşturmaya devam ediyoruz.

-Merhaba Memur Bey.

SeHun, onun yanına gelen yüzü zımbalarla dolu gence baktı. Yüzünün yamulmasına bakarak hem bağımlı hem de sigara içtiğini anlamıştı hemen. Kaşlarını çatarak yanına gelen baktığında "Buyrun, bir sorun mu vardı?" diye sormuştu işi gereği.

Genç, uzun kollu elbisesinin kolunu biraz yukarıya kaldırıp kolunu kaşıdığında SeHun'un gözü birkaç saniye dövmelerinde oyalanmıştı. Daha sonra yanına ekip arkadaşı Jongİn gelmiş ve gence hitaben konuşmuştu.

-Buyrun, ben ilgileneyim sizinle.

-İlgi istemiyorum sizden. Sanırım geçen gece burdaki siyahlar içindeki adamı arıyorsunuz. Size bir şeyler söyleyebilirim...

SeHun ve Jongİn heyecanla birbirlerine baktıklarında şaşkın oldukları belliydi. Sonunda bir şeyler bulabilecekler miydi?

•••

Y:

Biraz da adalet bekçilerinin gözünden bakalım, dedim.

Düzenlenme tarihi:  30.08.2021   19:29