Bölüm 22

1.3K 767 219
                                    

Rüyamda sürekli kan görmüştüm. Vücudumun çeşitli yerlerinden şişlenmiştim ve Giray, bana suni teneffüs yapmaya çalıştıkça deliklerden kan fışkırıyordu. En son, ona pes etmesi gerektiğini söylüyorum. Şeytani gözlerini benim su yeşili gözlerime dikip "Asla!" diye bağırıyor.

Sıçrayarak uyandım. Ani kalkışım yüzünden hem ameliyat yerim hem de sağ kolum ağrımıştı. Güneşin doğmak üzere olduğunu penceredeki tatlı kızıllıktan anlamıştım. Ve manzarayı bir hastane camından izleyen Giray Komiser vardı. Sıçrayarak uyanmam dikkatini çekmişti.

"Şşşt sakin ol Can Kız!" dedi.

Cümleyi söylerken yanıma gelmişti. Psikolojik durumumum iyi olduğunu düşünüyordum ama travma sonrası stres bozukluğu yaşadığım belliydi. Yine de günümün Giray'la başlaması çok güzeldi. O, bana böyle içten bakmaya devam etsin. Benim tüm yaralarım iyileşir gider.

"Erkencisin."

"Biraz uyku problemi çekiyordum da."

Bunu daha önce de söylemişti. Ne zamandan beri uyuyamıyordu acaba? Şırnak'tan beri mi? Daha öncesinden mi?

Giray Komiser'in yardımıyla ayaklandım ve lavaboya gittim. Tek elimle yüzümü yıkadım ve olabildiğince toparlandım.

Odaya geçtikten sonra ise her şey çok hızlı olmaya başladı. Ameliyatımı yapan genel cerrah, dikişlerimi kontrol etti. Başarılı bir ameliyat gerçekleştirmişti ve operasyonu laparoskopik splenektomi* yöntemiyle yaptığı için akşama taburcu olabilecektim.

Başıma aldığım darbelerden dolayı hâlâ sersem gibiydim ama herhangi bir kafa travması yoktu. Yine de başım ve kolum için tekrar bir bilgisayarlı tomografi istemi yapıldı. Tomografi sonucu temiz çıkmasına rağmen sağ kolum için ortopediye yönlendirildim.

Saldırıda çıkan omzum, yerine yerleştirilmişti ama görünen o ki kas ezilmesi yaşıyordum ve bir hafta sonra fizik tedaviye başlayacaktım. O zamana kadar sağ kolum omuz askısı içinde kalacaktı.

Dünkü anaç hemşire yerine gelen genç hemşire, bacağımdaki on dikiş olan kesiği ve irili ufaklı kollarımda bulunan kesikleri temizledi ve tekrar bantladı.

Kahvaltımı yapmış tam kafamı dinleyecekken kızlar geldi. Gözlerindeki endişeyle hepsini bir arada görmek hem duygulanmama hem de mutlu olmama neden olmuştu. Elif, daha odaya girer girmez ağlamaya başlamıştı. Tam bana sarılacağı esnada korumam Giray Komiser tarafından engellendi.

"Hastaya temas etmeyelim lütfen."

Sesi gayet net ve itiraza açık olmadığını gösterir gibiydi. Bu hareketine gülesim gelmişti.

Elif, biraz geriledi ve "Haklısınız komiserim," dedi. "Ben sadece hormonlar yüzünden çok hassasım,," diye açıklama yaptı.

Herkes benden olayı anlatmamı istiyordu ama şimdiden ne diyeceğimi bilemiyordum. Amirlere ifade vermeden önce ilk yalan provamı yapmak için hazırlandım. O sırada Serap'ın bakışlarının Giray Komiser'in üstünde olduğunu fark ettim. Ortada bir şey olmamasına rağmen kıskançlık tohumları tüm damarlarıma hücum etti. Giray'ı sadece kendime saklamak istiyordum.

Derya, bir anda "Üstünüzdeki kan mı komiserim?" diye ciyaklayınca herkes Giray Komiser'e dönüp baktı.

Dünden beri üstünü değiştirmemiş ve doğru düzgün uyuyamamıştı. Tekrar sakallarını uzatacak mıydı bilmiyorum ama tıraş olma vakti de gelmişti.

"Komiserim," dedim. "Siz gidin artık. Ben iyiyim. Her şey için teşekkürler."

Zeynep beni onayladı.

İlk Korku #Aşk-ı Polisiye I#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin