Bölüm 15

1.4K 777 447
                                    

Sitenin güvenliğinden geçip Kalamış Sahili'ne yerleşmiş lüks evlerin önünde durduk. Denizden gelen esinti tüm günün hararetini almıştı ve hoşuma gitmişti. Sadece bir anlığına gözlerimi kapatıp doğanın güzelliğini hissetmeye çalıştım.

"Hiç heveslenme Canfeza. Senin maaşın buraya yetmez."

Anlık romantizmimi bozmayı başarmıştı. Gözlerimi açıp başımı önüme eğerek konuştum.

"Zengin olmak ya da buradan ev almak gibi bir hayalim yok komiserim. Sadece denizin tadını çıkarıyordum."

Giray Komiser, neredeyse cevabımı bile duymadan evin kapısını çalmaya başlamıştı. Çantamı boynumdan geçirip yan şekilde taktım ve yoklayarak silahımın içinde olduğundan emin oldum. Bazen silahımın verdiği güven duygusuna ihtiyacım oluyordu.

Kapıyı kırklı yaşlarında zarif bir kadın açtı. Siyah, düz bir elbise giymesine rağmen şık görünüyordu ya da zenginlerin ev içi kıyafetleri bana abiye gibi geliyordu. Evde kapri şortum ve atletimle oturmanın rahatlığını hiçbir şeye değişmezdim.

Kadının şaşkın bakışları arasında Giray Komiser'in sadece kendisini tanıtmasına izin verdim. Polis olduğumuzu öğrendiğinde kadının söylediği ilk şey, kocasının başına bir şey gelip gelmediğiydi. Anlaşılan olaylardan haberi yoktu. Bu durum işimize yarayabilir, kadının ilk tepkilerini ölçme fırsatı yakalayabilirdik.

Ayakta konuşmanın uygun olmadığını hatırlatınca kadın bizi içeriye davet etti. Çocuklarının ikisi de salonda televizyon izliyordu ve kadının bavulları hâlâ evin girişinde durmaktaydı. Çocuklar bize anlık bir bakış attıktan sonra biz evin mutfağına geçtik. Sanırım mutfak, benim evimin toplamından bile büyüktü.

"Konu neydi komiserim? Kalbime inmek üzere."

Giray Komiser, çapkınlıkla kibarlık arası gülüşünü takındı ve "Gülzade Hanım, eşiniz çifte cinayet şüphesiyle tutuklandı," dedi.

Kadının tepkisini ikimiz de yakından izliyorduk. Ağlamasını beklerdim ama ağlamadı. Yüzü bembeyaz oldu. Sağ elini iman tahtasının üstüne koydu ve bir süre öylece kaldı. Araya ben girdim.

"Gülzade Hanım, su ister misiniz? İyi misiniz?"

Hangi soruma baş salladı bilmiyorum ama sürahiden bir bardak su doldurup eline verdim. Bir yudum aldıktan sonra konuştu.

"Kimi öldürmüş? Yani kimleri?"

Yapmaz, yapmamıştır gibi kelimeler yok. Öldürdüğüne inanıyor ve tek merak ettiği bunların kim olduğu. Bu durum dikkatimi çekmişti.

Giray Komiser, büyük bir soğukkanlılıkla "Eşinizin metresi olduğunu biliyor muydunuz?" diye sordu.

Kadın, Giray Komiser'in altın sarısı gözlerine odaklanmıştı. Kaşları birbirine yaklaştı. Gözlerinin nemlendiğini hissettim. Gururu incinmiş gibiydi. Bir kadına aldatıldığını sesli bir şekilde dile getirmek için daha nazik bir tavır içinde olmamız gerekiyordu.

"Olduğundan şüpheleniyordum ama kim olduğunu bilmiyorum."

Telefonumu çıkardım ve Özge Yeğin'in resmini gösterdim. Eğer ejderhaların gerçek olduğuna inansaydım şu an onlardan biriyle birlikte olduğumu söyleyebilirdim. Kadın fotoğrafa tiksintiyle ve gözlerinden alevler çıkararak baktı.

"Layığını bulmuş. Her ikisi de."

Açıkçası beklemediğim bir tepkiydi. Kocası için ağlamasını ve kadını suçlamasını umuyordum. Çünkü bizim toplumumuzda kadın kuyruk sallayan aşiftedir. Erkek ise doğru yoldan kazara saptırılmış bir kurbandır.

İlk Korku #Aşk-ı Polisiye I#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin