"Jungkook..."
Sessiz mırıldanışım açtığı su yüzünden duyulmadı bile. Homurdanarak ona yapıştım ve kafamı iki yana salladım. Bardan çıkıp doğrudan onun evine gelmiştik. Zaten babası da evde yoktu, tek başına kalıyordu. Bu yüzden rahattım ama şimdi en son istediğim şey duş almaktı.
Beni kendinden uzaklaştırıp ellerini üzerimdeki tişörtün eteklerine attı ve kaldırıp kafamdan çıkardı. "Sıcak bir duş iyi gelir. Miden bulanıyor mu?" Bu sefer elleri pantolonumun düğmesine gittiği sırada dengemi kaybetmemek için onun omuzlarına dokundum. Çıplaktı. Kendi tişörtünü de çıkartmıştı.
"Çok içmedim." dedim zorlukla. Pantolonu bileklerime kadar indirdiğinde ayaklarımı kaldırarak ona yardımcı olmaya çalıştım ama tek yaptığım sendelemek oldu. Düşmek üzreyken beni sıkıca tutup kendine yasladı.
"Çok içmediğine eminim." diye mırıldanması beni güldürdü. Üzerimdeki her şeyi çıkartıp kabine girmemi sağladı ve hemen arkamdan geldi kaçmamı engellemek için. Doğrudan yüzüme gelen su sıcak olsa da irkilip kaçmak istedim.
"Şştt, uslu dur."
"İstemiyorum ama..."
Gözlerimi kapatarak ona sarıldığımda aniden ağır geldiği için sırtımı soğuk fayansa yaslayarak dengemi sağladım. Kafamı onun omzu ile boynu arasındaki noktaya gömerek soluklandım.
Ona sarılmama izin verdi fakat çok geçmeden beni olduğum yere sabitledi ve önce vücudumu sonra da saçlarımı güzelce yıkadı. Zar zor ayakta duruyordum. Çok fena uykum gelmişti. Ayrıca ona yalan söylemiştim. Midem bulanıyordu.
Üzerime tuttuğu suyla beni temizledikten sonra belime bir havlu sararak kabinden çıkmamı sağladı. Bunu bekler gibi eğilip kapalı duran klozet kapağını açtım ve titreyen ellerimi nereye koyacağımı bilemeden dakikalardır bulanan midemdekileri çıkarttım.
Jungkook aynı şekilde yanıma çöktü ve panik içinde sırtıma dokundu.
"Midem bulanmıyor demiştin bana!"
Kusmaktan nefret ediyordum. Kendimi zorladığım için ve birazcık da o bana bağırdığı için gözlerim dolmuştu. Beni düşündüğünü biliyordum ama bu kafayla ne dediğimin farkında değildim.
Ayağa kalkmama yardım ederken "Tamam," dedi yumuşak sesiyle. "Bir şey yok. Geçti. Bir daha kusmazsın, tamam mı?"
Kafamı eğip ağzıma su doldurdum ve tükürdüm. Birkaç saniye daha sırtımı sıvazladı ve çıplak omzuma bir öpücük bıraktıktan sonra benim için diş fırçama biraz macun sürdü. Uyuşuk bir şekilde onun elinden aldığım fırçayı ağzıma soktum.
Dişlerimi fırçaladıktan sonra beraber odasına döndük. Beni bir bebeğe bakıcılık yapar gibi giydirdi, saçlarımı kuruttu ve yatağa yatırdı. Onu kendime çekip yanıma yatmasını sağladım. Ona sarılmadan uyuyamazdım.
"Yarın okula gitmeyeceğiz." diye mırıldanırken saçlarımı okşadı. Gözlerim kapalı olduğu için onu onaylayan mırıltılar çıkarttım. Uyuduğumu düşünmesini istemiyordum. Gerçi uykum gelmişti ama...
"Jimin mutsuzdu." dedim açıklama isteğiyle. Ona haber vermeden kaçar gibi bir yere gitmek şimdi düşününce saçma gelmişti. Aslında sadece peşimizddn gelmeyeceklerine emin olmak içindi bu yaptığımız.
Saçlarımı okşamaya devam ederken "Neden?" diye fısıldadı. Tenime çarpan nefesi beni gülümsetti. Elimi uzatıp onun yanağına koydum.
"Yoongi'yle araları bozukmuş. Dışarı çıkmak istedi, ben de reddetmedim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
class b ✓
Fiksi PenggemarHerkesin zorba diye tanıdığı Jeon Jungkook yalnızca sevgilisine karşı hassas davranan bir aşıktı. - Taekook ve diğer Kore idollerini içerir.