Yanağıma, çeneme, burnuma, alnıma ve gözlerime yapılan ufak baskılarla yavaş yavaş gözlerimi aralarken tek elimi de istemsizce kaldırdım ve bu baskının kaynağı olan adamın yanağını tuttum.
"Günaydın uykucu." diye mırıldandı dudaklarımın üzerine doğru. Mızmız bir çocuk gibi sesler çıkararak yan dönmeye çalıştım.
Artık eğitimim bittiği için de geçtiğimiz sınavlar ve testler sonucunda çalışmaya başlayan üç kişi arasında ben de bulunduğum için dün ikimizin arasında ufak bir kutlama yapmıştık. Elbette bir şişe şarap devamında sevişmemiz kadar normal bir şey yoktu.
Tam da bu nedenle şu an uyanmaya hiç niyetim yoktu. Hâlâ yorgundum. Çalışmaya başlamadan önce iki haftalık bir dinlenme sürecim olduğundan önümüzdeki iki haftayı dolu dolu geçirmem gerekiyordu.
"Taetae~"
"Hmm..."
"Uyan hadi."
Homurdanarak onu itmeye çalışsam da ben gözlerimi tamamen açana kadar vazgeçmedi benimle uğraşmaktan. Sonunda ona istediğini verip zorlukla da olsa gözlerimi tamamen açtım.
Aynı anda oldukça şık kıyafetler içindeki sevgilimle göz göze gelince kaşlarımı çattım. Saatin kaç olduğunu bilmiyordum ama ben hâlâ yataktan çıkamamışken o böyle şık bir şekilde hazırlanıp nereye gidiyordu?
İki elimi birden onun yanaklarına atıp herhangi bir rüyanın içinde olmadığıma emin olmak adına yumuşak tenini sıktım. "Nereye?"
"Seni kaçırıyorum. Tabii uyandırabilirsem."
Gülümseyerek "Dur," diye mırıldandım. "Beynimdeki hiçbir hücre çalışmıyor şu an. Doğru düzgün anlat."
"Bebeğim, bir haftalık izin aldım ve sana bir sürpriz yapmak için seni kaçırıyorum. Kaçırılan insanlar çoğu zaman nereye gittiklerini bilmezler."
Her şeyi tek tek ve kelimelerin üzerine basa basa konuşması beni yine güldürdü. Sabahları onunla uyanmak kadar keyifli bir şey yoktu bu dünyada. Yaptığı lezzetli pankeklerin kokusu ya da içinde bir sürü meyve olan smoothielerin tadı da başka hiçbir şeyde yoktu. Jungkook bana özel bir adamdı ve onun yaptığı her şey de bana özel oluyordu aynı hesapla.
"Seni ısırırım." dedim sevgi dolu bir sesle. Gülümseyerek yüzüme doğru eğildi. Ağırlığını vermeden üzerimde durmaya devam ediyordu.
"Memnun olurum."
Ağzımı aralayıp burnunu dişlerim arasına sıkıştırdım hızla. Dişlerimi tamamen tenine saplamak üzereyken kapısı açık olan yatak odasına koşarak giren ikili dikkatimi dağıttı.
Bam hızla yatağa atladı ve Jungkook'un üzerine çıkarak onu yanıma devirmeyi başardı. Küçük Tan ise boyu yatağa yetmediği için partilerini kaldırmaya çalışıyor ve havlıyordu. Tek elimle uzanıp onu tuttuğum gibi göğsüme yerleştirdim.
"Günaydın benim aşklarım." diyerek ikisini de kollarım arasına davet ettiğimde karşılığında aldığım salyalı öpücükler dışında somurtarak bana bakan bir de koca bebek vardı.
"Hayatım sen kocamsın, biliyorsun."
"Aşkın?"
"Bir numaralı aşkım sensin."
"Tamam o zaman." Kafasını yana eğerek konuştuğunda ikimiz de güldük. Tan ve Bam'ın yanına sıkışan Jungkook'la beraber dördümüz kocaman bir kucaklaşma gerçekleştirdik.
Dünkü yorgunluğum uçup gitmişti onlarla beraber.
-
"Hangi ara yaptın bu planı?"
![](https://img.wattpad.com/cover/258457768-288-k816260.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
class b ✓
FanfictionHerkesin zorba diye tanıdığı Jeon Jungkook yalnızca sevgilisine karşı hassas davranan bir aşıktı. - Taekook ve diğer Kore idollerini içerir.