-1-

91.2K 4.5K 3.8K
                                    

üç ay sonra

"O kızı buraya getirin."

Önünde yürüyen kızın bağırışlarından dolayı gözlerini deviren Jeon Jungkook elinin altındaki beli sıkıca kavradı ve kendine çekti. Açılmaz zannedilen okullar açılmış, malum videonun hesabını sormanın vakti gelmişti. Tabii videonun sahibi okulda olsaydı bu mümkün olurdu.

Okulun bahçesindeki çardak tarzı yere ilerleyen grup başlarına gelen şeyin sinirini atlatmaya çalışıyordu. Aylar önce yaşanmış olmasına rağmen şimdi öğrencilerle yüz yüze gelmek ve o yargılayıcı bakışlara maruz kalmak hiç hoş değildi. Namjoon'un tahmin ettiği gibi videonun sahibi olan kız okuldaki kaydını sildirmişti. Fazlasıyla basit bir kaçma yönetimiydi.

"Onu bulamayacağımızı mı zannediyor?"

Lisa'nın öfke dolu sesiyle kafasını ona çeviren kişi Taehyung oldu. İlk defa hepsi bir araya geliyor ve hepsinin de ne kadar sinir bozucu olduğunu daha yeni fark ediyordu. Yine de bu işte beraber olmak zorundalardı. Tüm okul onları konuşuyordu. Bu belanın içinden tek başlarına sıyrılmaları biraz zor gibi görünüyordu.

"Bulsan ne yapacaksın? Kızı öldürseniz bile hakkımızda söylenenleri değiştiremezsiniz." dedi Seokjin oldukça sakin bir sesle. Onun yaptıkları diğerlerinin yanında daha hafif kalırdı doğrusu. Yine de sakinleştirme görevini bir süreliğine üstlenmek istemişti. Yoksa işler daha da kızışacak ve istenmeyen şeyler olacaktı.

"Hakkımızda söylenenler değil, gerçekler." diyerek onu düzelten Yeonjun elini ortadaki ahşap masaya yasladı. "Sahi," Kaşlarını kaldırarak karşısındaki yüzleri süzdü Hoseok. Doğrusu onlar hakkında bilmediği çok fazla şey olduğunu yeni fark ediyordu.

"Hepiniz boktan şeylere karışmışsınız. Babanın ortağının arabasını neden yaktın? Okulla alakası olmayan bir olay neden okula ulaştı?" Yeonjun meraklı bir tavırla kaşlarını kaldırarak karşısındaki mavi saçlı çocuğa baktı. Ancak onun yerine dikkatini çektiği kişi hemen yanında oturan ve tek kaşını kaldırarak yüzüne bakan kişi oldu.

"Seni ilgilendirmeyen işlere burnunu sokma derim."

Taehyung yerine konuşan Jungkook oldukça sert ve netti. Tüm okulun gerçek anlamda korktuğu tek kişi olduğundan bu cümlesi ile sessizlik oluşmuş, bakışlar ona dönmüştü. Onun hakkında yayılan haberler de pek temiz sayılmazdı.

"Bir şey yapmalıyız. Tüm bunlar bizim geleceğimizi de etkileyecektir."

"Ne, yoksa burdan mezun olup üniversite okumaya mı gideceksin Rosé?"

Taeyong'un alaylı sesine aldırmayan Rosé ona bakma gereği bile duymadı. Şu an aralarından biri sakin davranmayıp kavga çıkartırsa bu olay asla çözülemez ve hepsi bu dedikodular ile yaşamaya devam ederdi. Dedikodu değil, bilinen gerçekler.

"Bir hafta uslu davransak ve bizim hakkımızdaki şeyleri unuttursak?"

Jimin'in fikri ile kocaman gülümseyen Taehyung elini uzatarak onun yanağını sıktı. "Ya sen çok mu tatlısın acaba? Yanaklarını ısırırım." Ciddiyetin bozulması hoşlarına gitmemelerine rağmen keskin bakışlarını etrafa sunan Jungkook karşısında sessiz kaldılar.

"Bu olayı fazla büyüttünüz bence. Ne olmuş ki, zorbayız evet ama kime ne? Ya da o onu dövmüş, o onunla sevişmiş, kimin umrunda?"

"Ah, canım Seokjin. Keşke herkes senin gibi düşünse..."

Jimin gözlerini kırpıştırarak Seokjin'e bakarken Yeonjun araya girdi. "Müzik hocasıyla yatmak senin suçundu Jimin." Taehyung kıkırdayarak arkasına yaslanırken elini Jungkook'un bacağına koydu ve hafif bir dokunuşla okşadı. Jimin ise homurdanarak dikleşmiş, "Oğluna nispet olsun diye yattım." diye mırıldanmıştı.

"Olayı dağıtıyorsunuz."

"Lisa üvey abisini merdivenlerden itmiş. Bu abartılmadı da benim müzik hocasıyla yatmam mı abartıldı?"

"Müzik hocası seni taciz etseydi sende yuvarlardın merdivenlerden."

Jimin ona dil çıkarttı ve tekrar arkasına yaslandı. Böyle birbirlerine sataşmaya devam ederlerse bir sonuca varamayacaklardı. Yetmezmiş gibi bahçedeki herkesin bakışları onlardaydı.

****

"Sana okulu gezdirmemi ister misin?"

"Çok güzel olur." diyen kız karşısındaki sarışın kıza gülümsedi ve onunla beraber yürümeye başladı. Bahçeyi dolaştıkları sırada bakışları köşedeki çardağa kaydı. Oldukça kalabalık bir grup orada oturmuş yarı gülerek yarı kavga eder hâlde konuşuyordu.

"O kim?"

Bakışlarını tuttuğu kişiyi tanımasına rağmen sordu. Çünkü bu okulda nasıl tanındığını bilmek istiyordu. Böylece onu daha kolay elde etmenin yollarını bulacaktı.

"O mu? Jeon Jungkook, okulun kâbusu diyebilirim. Bu hayatta sesini yükseltmediği tek kişi sevgilisi."

"Sevgilisi?"

"Evet. Kim Taehyung, yanındaki mavi saçlı çocuk."

Kız, mavi saçlı çocuğa bakarken karnının kasıldığını hissetti. Çocuk kahkahalar atarken sırtını Jungkook'un göğsüne yaslamıştı ve Jungkook onun bu görüntüsüne hafifçe tebessüm ediyordu.

"Yakışıyorlarmış."

"Tüm okul onların aşkına aşık. Ne kadar Jungkook buz gibi bir insan olsa da Taehyung tersine çatmadığın sürece pamuk gibi biridir."

"Sanırım onları seviyorsun?"

"Herkes zorba olduklarını ve kötü işlere bulaştıklarını söylüyor ama bana karşı hiç bir kötülükleri olmadı. Duyduklarımla değil yaşadıklarımla onlara kılıf uydurmak istiyorum."

****

****

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
class b ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin