-41-

12K 994 806
                                    

Buna hazır mısınız bilmiyorum ama ben değilim.

...

-Dört yıl sonra-

"Jungkook, hazır mısın?"

Gerginlikle dudaklarını çiğnerken kravatını bağlamaya çalışan sevgilimi kendime doğru çektim ve tek eli belime indiği an karavatını tutarak güzelce bağladım. Ardından eğilmesinden faydalanarak dudaklarına bir öpücük kondurdum.

"Sakinleş. Çok iyi olacaksın. Ben sana güveniyorum."

"Böyle söylediğinde daha çok heyecanlanıyorum. Seni hayal kırıklığına uğratamam."

Gülümseyerek yanağını okşamaya başladım bu defa. Sanki buna ihtiyacı varmış gibi kafasını hafifçe yana doğru eğdi.

"Ne olursa olsun sen beni asla hayal kırıklığına uğratmazsın. Hadi şimdi çıkalım."

Dudaklarımız çok kısa bir anlığına yeniden birleşti. Bulunduğumuz odanın kapısı açıldığında panikle ayrıldık. Bayan Jeon, Jungkook'tan farksız bir halde heyecanla odaya adımladı.

"Her şey hazır çocuklar. Sanırım şu an iyi bir sakinleştiriciye ihtiyacım var."

"Birisi sakinleştirici mi dedi?"

Bu defa içeri Bay Jeon girdiğinde istemsizce sırıttım. Jungkook'un sakinleştiricisi bendim, annesinin sakinleştiricisi ise babasıydı.

İkiliyi odada yalnız bırakmak amacıyla dışarı çıktık. Bayan Jeon'un büyüyen butiği bir defileye davet edilmişti ve Jungkook da model olarak hem amcasının şirketinde hem de annesinin butiğinde çalıştığından bugün ilk defilesine çıkıyordu. Hem de Bayan Jeon'un tasarımlarını üzerinde taşıyacaktı.

Elbette bu heyecan verici anı kaçıramazdım. Haftalar öncesine bile anne oğulu sakinleştirmek fazlasıyla zor olmuştu. Bay Jeon ve ben bu konuda ustalaşmıştık artık.

"Taehyung." diye fısıldayan sevgilime döndüm kaşlarımı kaldırarak. Gergin bakışlarını etrafta gezdiriyordu. Saniyeler içinde yüzüme bakmak için bana döndükten sonra eğildi.

"Gözüme çok güzel geliyorsun şu an."

"Sadece şu an mı?"

"Sorunun cevabını çok iyi biliyorsun bebeğim."

Dudaklarımız birleştiğinde tek elimle ensesini kavradım. Saçlarını veya makyajını bozmamaya özen gösteriyordum yoksa burda azar işitirdim. En iyisi uslu durmak ve kimsenin görmeyeceği alanlarda öpüşmekti. Aksi takdirde ikimiz de yakalanacaktık.

Kendimi tutamayıp kıkırdayarak geri çekildiğimde Jungkook'un somurtkan suratıyla karşı karşıya geldim.

"Niye güldün şimdi?" derken alıngan bir ses tonuyla konuşmasına daha fazla gülmek gelse de içimden, kendimi tutmak zorunda kaldım.

"Çünkü çok sevimlisin. Uzun zamandır seni böyle utangaç görmemiştim."

"Tabii, genelde seni utandırıyorum ya alıştın sen."

"Utangaçlığın da buraya kadarmış." dedim kaşlarımı kaldırarak. Uzanıp burnumun ucuna da bir öpücük bıraktı.

Şu an o yakışıklı yüzünü ellerim arasına alıp her yerine dudaklarımı bastırmamak için zor duruyordum. Dediğim gibi makyaj ve saç konusunda çok ciddi olmaları beni korkutmuştu.

"Jeon."

Sağ taraftan gelen sesle ikimiz de o tarafa döndük. Çabucak aramıza bir adımlık mesafe koydum. Bayan Jeon'a bu işi ayarlayan ve adını duyurmuş bir moda tasarımcısı olan bu adamla daha önce tanışmıştık.

class b ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin