-31-

20.7K 1.3K 1.8K
                                    

"Ne bakıyorsun?" derken tek kaşımı kaldırarak baktığım kız önüne döndü ve çabucak görüş açımdan çıktı. Aynı anda kafasını dizlerime koyarak oturduğumuz yere uzanmış olan Jungkook kıkırdadı.

"Rolleri mi değiştirdik?"

Elimdeki zippo çakmağı çevirmeye başladım. Kafamı iki yana sallarken bakışlarımı onun yüzüne indirmiştim. "Şahsen üstte olmayı tercih etmiyorum."

"Yataktan bahseden kim?" dediğinde bu sefer ben de gülmüştüm. Ona takılmayı seviyordum. Son günlerde gerçekten de rolleri değiştirmiş gibi görünüyorduk. Jungkook alışılmışın dışında sakin davranıyordu ve bu sefer benim öfkem açığa çıkmıştı. Onun yapmadığı şeyleri yapıyordum. Bakana laf atıyor, laf atana bir yumruk sallıyordum. Genellikle sevgilim beni çabucak kargaşadan kurtarıyordu ama bu başımı belaya sokmadığım anlamına da gelmiyordu işte.

Bay Jeon'un ameliyat olması üzerinden bir hafta geçmişti. Hastaneden çıkıp eve gelmiş, Bayan Jeon da bizimle kaldığı için oldukça hızlı bir şekilde iyileşmeye başlamıştı. Belki de Jungkook'un dinginliği bu yüzdendi. Mutlu görünüyordu, rahat davranıyordu. Bunun için onu asla yargılayamazdım. Hakkıydı.

"Çocuklar arkadaki sokakta takılıyor, yanlarına gidelim."

Elimde tuttuğum çakmağı bir kez daha çevirirken eğildim ve dakikalardır gözüme çarpan tatlı pembe dudaklarını öpmek için uzandım. Ama o beni reddetti.

"Beni dinle. Hadi gidelim."

"Tamam ama önce bir tane öpeyim?" Kaşlarımı kaldırarak ona baktığımda pes ederek hâlâ yakınında durmamdan faydalandı ve enseme koyduğu eli sayesinde kolaylıkla dudaklarımızı birleştirdi. Alt dudağımı emip basit bir öpücükten sonra geri çekildiğinde hâlâ gözlerim kapalı duruyordum.

"Çok arsız oldun sen. Bak bir daha öpmem."

"Ya haksızlık!" diye isyan ettim. Kafasını dizlerimden çekti ve oturur pozisyona geldi. Somurtarak ona bakıyordum ama beni görmezden geliyordu.

"Arsız olan sensin bir kere. Belim ağrıyor benim."

"Ben miyim sebebi?"

"Sensin tabii lan. Kimin neyi giriyor bana? Senin si-"

"Lan-" derken elini ağzıma siper etti. Dehşetle açılmış büyük gözlerini görünce içimdeki gülme isteğimi bastıramadım. Dudaklarım üzerindeki baskıya rağmen kıkırdadım. "Olur olmadık şeyler söylüyorsun. Tek arsız sensin."

Daha fazla uzatmadan kabullenerek omuz silktim. Bir noktada haklı olabilirdi. Kabul etsem bile o da arsızın tekiydi işte, ben biliyordum.

"Kalk, gidiyoruz."

Elimi tutarak ayaklanmamı sağladı. Parmaklarımızı birbirine kenetledim ve okulun çıkışına yöneldim onunla beraber. Kapıdan çıkıp hemen sağ taraftaki araya girdik ve genellikle okuldaki öğrencilerin takıldığı çıkmaz sokakta ilerledik. Çok geçmeden Jimin'in sesini duydum.

"Biz geldik!" diyerek zıpladığımda "Sonunda!" dediler hep bir ağızdan. "Ne sonunda lan? Döverim sizi, bekleyeceksiniz."

"Şey derler ya, körle yatan şaşı kalkarmış... Bunun kanıtlanmış modeli Taehyung sanırım."

"Namjoon," derken yüzümdeki gülümsemeyle ona baktım. "Laf soktuğunu fark ediyorum ben. Henüz o kadar salak değilim."

Bu sefer gülen Jimin oldu. Benimle alay ettiğini düşündüğüm için, ki zaten öyle yapıyordu, ona bir tekme savurdum. Canını acıtmayacak bir şey olmasına rağmen büyük bir oyunculuk sergileyerek kendini Yoongi'nin kollarına attı.

class b ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin