-32-

23.6K 1.3K 957
                                        

FLASHBACK

(BU BÖLÜM GERİYE DÖNÜŞ YANİ GEÇMİŞ ANLATILIYOR.)

-

Kolları arasındaki sevgilisini öpücüklere boğan Taehyung bir kez daha "İyi ki doğdun." diyerek onun yanağını okşadı tek eliyle. Jungkook her seferinde olduğu gibi kocaman bir gülümsemeyle karşılık verdi ona. Kucağına kafasını koyduğu sevgilisi büyük bir ilgiyle onun saçlarını okşuyor ve yüzünün her yerini öpüyordu. Bundan daha keyifli hiçbir şey yoktu dünyada.

"Karnım acıktı. Bir şeyler yemeye gidelim mi?"

Taehyung'un ortaya attığı fikir hoşuna gitti. Jungkook onu onayladı ve oturur pozisyona geldi. El ele bir şekilde okulun bahçesinden çıktılar.

Bu akşam sürpriz bir doğum günü partisiyle Jungkook'un doğum gününü kutlayacaklardı. Jimin bu konuda çok yardımcı olmuştu. Taehyung sevgilisini oyalarken o da kalan her şeyi hallettiğinde akşam onu arayıp yanlarına çağıracaktı. Sonra Taehyung'un bir sürprizi daha vardı. En çok da bu yüzden heyecanlıydı. Jungkook'u evine götürecekti ve ona gerçek hediyesini verecekti.

Beraber yürümeye devam ettiler. Jungkook yanında bu oğlan varken kendini güvende ve huzurlu hissediyordu. Taehyung hayatına girmeden önce sokakta yürürken bile öfkeli bir hâli olurdu. Sataşmaya yer arar, durduk yere kavga bile çıkarırdı. Ama şimdi yanında mavi saçlı sevgilisiyle beraber her şey toz pembe gibi gelmeye başlamıştı. Babası bile ondaki bu değişimi çabucak fark etmiş ve onunla Taehyung hakkında konuşmuştu.

Jungkook uzun zaman sonra mutluydu. Onu yargılayan ya da kötü bakışlara maruz bırakan insanları düşünmüyordu. Sadece Taehyung'a odaklanıyordu. Olması gereken de buydu.

Taehyung onunla bebeği gibi ilgileniyordu. Bazen ilgi isteyen taraf o oluyordu ama çoğunlukla Jungkook'u kucağına yatıran Taehyung onu sevmeyi seviyordu.

Sevmeyi sevmek...

"Pizza yiyelim mi?" Jungkook parmağıyla ilerideki dükkanı gösterdiğinde Taehyung kafasını onaylar anlamda salladı. İkili beraber o tarafa ilerledi. Parmakları birbirine kenetliydi.

Okulun içinde ya da dışarda tuhaf bakışlara maruz kalmak onlar için umursanılacak bir durum değildi. Bu tarz mağarada büyüyen insanlara özgü düşünce yapılarını iyi biliyorlardı ve birbirlerine olan sevgilerinin önüne geçebilecek bir şey değildi kesinlikle.

Beraber pizza dükkanın içine girdiklerinde boş masalardan birine oturmuş, sipariş vermiş ve telefonlarından birbirlerine bir şeyler gostererek vakit geçirmişlerdi. Jungkook tüm gününü ona ayırmak istiyordu. Farklı hiçbir şey olmamasına rağmen onca yıllık hayatının en iyi doğum günü kesinlikle buydu. Ya da bundan sonrakiler olacaktı.

Elindeki dilimden son bir ısırık alan Taehyung kaşlarını kaldırarak "Çok yedim." dedi ağzındaki lokmayı umursamadan. Karşısında Jungkook varken çekineceği hiçbir şey yoktu. Çünkü o çok yakın ve güvenli hissettiriyordu.

"Kuş kadar yedin. Bari dilimini bitir."

Uzanıp onun ağzındaki sosu parmağıyla sildi ve ardından parmağını yaladı. Bu hareketi Taehyung'u gülümsetti. Jungkook'un ona uzattığı bardağın içinde olan pipeti dudakları arasına aldı ve birkaç yudum içti gazlı içecekten. Buradan çıkınca ne yapacaklarını bilmiyordu ama iki saat sonra hava kararmaya başlayacaktı. O zamana kadar oyalanacak bir şeyler bulmaları gerekiyordu.

class b ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin