-11-

28.7K 2.1K 1.7K
                                    

- Kim Taehyung -

"Bebeğim konuşmamız gerek."

Kafamı eğip Jeon'a baktığım sırada elimdeki elmadan bir ısırık aldım. Haftasonu olmasına rağmen basketbol antrenmanı için okula gelmiştik. Yapacak hiçbir işimiz yoktu ve en azından maç izlemek keyif veriyordu.

Ama Jungkook iyi hissetmediğini söyleyerek oynamak yerine bizimle beraber oturuyordu. Kesinlikle bir şeyler olduğunu anlayabiliyordum.

"Konuşalım."

"Burda olmaz."

"Beni korkutuyorsun." Oturduğu yerden kalkarken elimi sıkıca tuttu. Elmamı Hoseok'un eline turuşturdum ve onunla beraber ilerledim. Fazla uzaklaşmadan durdu. Merakla ona baktım.

"Üzülmek yok, tamam mı?"

Ellerini yanaklarıma koyduğunda kafamı onaylar anlamda salladım. Üzüleceğimi düşündüğü bir şeydi demek. Duymak istemiyordum.

"Babamın bir süreliğine Japonya'ya gitmesi gerekiyor, işi gereği. Beni de götüreceğini söyledi. Birkaç ay burda olmayacağım."

Kaşlarımı çatarak "Ne?" derken ellerini tutup yanaklarımdan indirdim. "Aniden nerden çıktı bu? Nasıl birkaç aylık iş olur?"

"Ben gitmezsem daha da uzayacak. Orda ona yardımcı olmam gerekiyor. Biliyorum uzak kalacak olmak berbat ama..."

"Jungkook." diyerek lafını kestim. Bana açıklama yapmasını istemiyordum. Ayrı kalacak olma düşüncesi bile içime tarifsiz bir üzüntüyle dolduruyordu. Yine de ona karışma hakkına sahip değildim. Babası yerine beni tercih edemezdi. Her şeyden önce aile gelirdi.

"Sorun değil. Önemli olan işleriniz. Açıklama yapma."

"Böyle aniden ortaya çıkmasa başka bir çözüm arardım ama bir hafta içinde gitmiş olmamız gerek."

Bir hafta içinde...

Yutkunarak ona sarıldığımda bana karşılık verirken saçlarımı öptü. Daha önce ondan uzun süre ayrı kalmamıştım. Onunla tanışmadan önceki hayatımı hatırlamıyordum bile. Jeon Jungkook yokken ne yapıyordum ben?

"Diğerlerine söyledin mi?"

"Hayır. Önce sana söylemek istedim."

Geri çekilip yüzüne bakarken kendimi gülümsemeye zorladım. Ona yansıtmak istemiyordum. Beni merak etmemeliydi. Gidip kendi işlerine bakması gerekirdi.

"Tamam. Onlara da söyle."

"Sorun değil, değil mi?"

Herkese kaba davranan çocuk önümde pamuk gibi olduğundan gülümsedim. Onun da beni bırakmak istemediği apaçık belliydi. Nasıl sorun olabilirdi ki?

"Sorun yok, Gguk. Seni özleyeceğim ama orda iyi çalış."

Eli boynuma çıktığı sırada parmak uçlarıma yükselerek dudaklarımızı birleştirdim. Kafasını eğerek bana kolaylık sağladı ve karşılık verdi.

Birkaç ay boyunca dudaklarını öpemeyecek ya da ona dokunamayacaktım. Böyle düşününce daha berbat bir his oluyordu.

"Gidelim."

Kafasını salladıktan sonra yeniden elimi tuttu ve geldiğimiz yere, izleyici kısmına yöneldi. Jimin alkışlayarak ve ıslıklar çalarak Yoongi'ye tezahürat yapıyordu. Taemin ile öpüşme meselesinden sonra kendini affettirememişti.

"Bir sorun mu var?"

Hoseok'un uzattığı elmayı alırken "Sağol." dedim. Yiyemeyecektim, iştahım kaçmıştı.

class b ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin