"Ne işiniz var burda?"
Bana ve yanımdaki Jungkook'a bakan annemin kendini gülümsemeye zorladığı her halinden belliydi. Babam ise onun aksine gerçek duygularını göstermekte ısrarcı gibiydi. Kaşlarını çatıyordu her zamanki gibi.
Ağlayacakmış gibi hissettim.
Ne düşünerek buraya geliyorlardı? Yaşadığım onca zorluktan sonra tam her şeyi düzene sokabilirim diye düşünürken yine hayatımın ortasına çöküp her şeyi mahvetmek zorunda mıydılar? Yorulduğumu nasıl anlatabilirdim ki onlara?
Beni buraya çağıran kişi, rehberlik öğretmeni elini Jungkook'un omzuna attı ve "Taehyung'u ailesiyle yalnız bırakalım." dedi her zamanki yumuşak sesiyle.
"Hayır. Ben burda kalıyorum. Çok istiyorsanız siz gidebilirsiniz."
"Jeongguk saygısızlık etme. Ailesi onunla görüşmek istiyor."
Jungkook elini tuttu. O an içimden defalarca kez onun varlığı için teşekkür ettim. Hâlâ önümde dikilen bu kadın ve adamdan kurtulduğum an ona en güzel şekilde teşekkür edecektim.
Bakışlarımı annem ve babamda gezdirdim. İkisi de hiç değişmemişti. Babamı en son Jungkook ile olan ilişkim yüzünden beni dövdüğü gün görmüştüm. Annemi ise görmeyeli aylar olmuştu. Özledim demeye gururum izin vermiyordu ama anne sevgisine olan açlığımı inkar edemezdim.
"Ne konuşacaktınız Bay Kim?" dedi Jungkook sert sesiyle. Babama gücü yeterdi, hatta onu döverdi, buna emindim. Yine de bunun olmaması için çabalayacaktım.
Henüz karakoldan yeni kurtulmuşken bu defa babası yaşındaki adamı dövdüğü için dava açılmasını istemezdim. Bizim gibi ailesi de oldukça yorulmuştu.
"Herkesin işine burnunu sokar mısın sen böyle? Oğlumuzu evimize götürmeye geldik."
Kaşlarımı çatarak "İstemiyorum." diye mırıldandım. Korkuyordum. Jungkook'un elini sımsıkı tuttum. Okulun kapısından giren güvenliği görünce daha çok çattım kaşlarımı. Bunlar ciddydi.
"Jungkook sorun çıkarma. Aksi takdirde hem uzaklaştırma alırsın hem de polisi çağırırım."
Rehberlik öğretmeninin izniyle güvenlik Jungkook'u sert bir hamleyle etkisiz hale getirdi. Kollarını arkasında birleştirerek kendisine saldırmasını engellediğinde "Yapma," diye soludum. "Bırak onu. Bu yaptığınız öğrenciye şiddet uygulamak."
"Onun yaptığı da bir öğrenciyi ailesinden alıkoymak."
"Ben istemiyorum ki ailemle görüşmek?"
Dehşet içinde baktığım öğretmen kafasını iki yana sallayarak itirazını belli etti. Kolumdaki baskıyı hissettiğimde omuzlarım çöktü. Şimdi ne yapacaktım ki? Dün yokluğunun acısını çektiğim ailem gelmişti ve şimdi beni zorla yanlarında götüreceklerdi.
Jungkook arkasında duran adamdan kurtulmak için çırpınırken "Taehyung!" diye bağırdı. Babamın beni kapıya doğru sürüklediğini o zaman fark edebildim. Ayaklarım birbirine dolaşıyordu ancak o hiç yavaşlamadan yürüyordu.
"Bırak lan onu!" diyen sevgilime baktım kapıdan çıkmadan önce. "Jungkook?" diye fısıldadım yalnızca. Diyebileceğim bir şey yoktu. Beni kurtarabilecek kimse de yoktu şu an. Belki Bay ve Bayan Jeon yardımcı olabilirdi ama onların olup bitenden haberleri olana kadar çok geç de olabilirdi.
Arabanın arka koltuğuna oturdum. Kaçmamam için kapıyı kilitledi. Annemle göz göze geldik. Nasıl bir insan çocuğuna bunu yapardı ki?
"En başından sözümüzü dinlemeliydin Taehyung."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
class b ✓
FanfictionHerkesin zorba diye tanıdığı Jeon Jungkook yalnızca sevgilisine karşı hassas davranan bir aşıktı. - Taekook ve diğer Kore idollerini içerir.