"Çok güzel görünüyor."
Bir çocuk gibi ellerimi çeneme yaslamış hayranlık dolu bakışlarla Jungkook'un boynuna yapılan dövmeyi izliyordum. Çalışan çocuk kısa bir anlığına bana bakıp gülümsedi. Ama benim dikkatim elini bacağımda tutarak pantolonun üzerinden tenimi okşayan sevgilimdeydi. Hemen yanında oturuyordum ki canının acıdığını düşünürsem elini tutacaktım.
Boynunun sol tarafına yaptırdığı için kafasını hafifçe sağ tarafa yani bana doğru çevirmişti. Yüzümde dolaşan gözlerine baktım ve sabretmeyi bir kenara bırakıp dudaklarına uzandım.
Çalışan çocuk bir kez daha azarladı beni şikayet eder bir ses tonuyla. Jungkook gözlerini devirirken bakışlarımı yere indirdim. Hareketsiz kalması gerektiğini anlayabiliyordum ama yirmi dakikadır öpmemiştim ki onu.
Elimi Jungkook'un elinin üzerine attım ve parmaklarıyla oynamaya başladım. Yaptığım hareketleri izlerken ara sıra gülümsedi, kendimce kurduğum ufak ve saçma oyunuma eşlik etti. Beraber gülüştük.
Sonunda on beş dakika içinde çalışan çocuğun işi bitti. Jungkook ayağa kalktığında onunla beraber hareketlendim. Boynundaki dövmeyi inceledim birkaç saniye.
Çalışan çocuğa parasını verdi ve oradan çıktık. Eve fazlasıyla uzak bir sokaktı burası. Tamamen barlar ve dövmeci dükkanlarıyla doluydu.
Jungkook'un uzattığı elini tutup arabayı park ettiği yere ilerledim onunla beraber. "Acıdı mı?" diye sorduğumda hâlâ önüne bakarken kafasını iki yana salladı. İnanamayarak "Hiç mi?" diye sordum bu sefer.
"Hiç acımadı."
"O zaman ben de bir şeyler yaptırabilirim."
"Dövme mi istiyorsun?" Kaşlarını kaldırarak bana baktığında omuz silktim. Aklımda bir model yoktu ve nereye nasıl yaptırırdım hiç bilmiyordum. Bedenimle ilgili kararlar alma konusunda biraz kararsız kalıyordum.
"O zaman emin olduğunda geliriz, yaptırırsın."
"Tamam," Koluna sarılmam onu güldürdü. Eğilip saçlarımı öptü. "Gel bakalım."
Arabanın sürücü koltuğuna geçip beni kucağına çektiğinde özlem giderme isteğiyle dolu olduğum için itiraz etmedim. Kapıyı da kapattı ve hiç beklemeden kafasını kaldırarak dudaklarımızı birleştirmeme yardımcı oldu. Büyük bir iştahla alt dudağını emdim ve çekiştirdim. Son günlerde ona karşı dayanılmaz bir çekimim vardı. Her an daha da arzuluyordum bedenini.
Belimde duran ellerini kalçama indirip hafifçe vurduğunda güldüğüm için dudaklarımız ayrıldı. Öpücükleri boynuma doğru taştı ve avuçları arasına aldığı tenimi sıktı. Dudaklarımı dişleyerek ses çıkarmamaya çalıştım. Elim henüz yapılmış olan dövmeye, boynuna gitti.
"A-akşam oluyor." dedim zorlukla. Boynuma bıraktığı izlerin üzerine tüy hafifliğinde öpücükler kondururken "Hmm?" diye bir ses çıkardı. "Annen bizi davet etti."
"Doğru."
Sessiz mırıldanışı ardından beni serbest bıraktı. Son defa dudaklarını öptüm ve kendimi yan koltuğa attım. Hava kararmaya başlıyordu. Gitmemiz gerekliydi. Yoksa onunla tüm gece burda kalıp arabada sevişebilirdim bile. Ama annesi bizi davet etmişti ve Bay Jeon da orada olacaktı. Bu Jungkook için önemli bir şeydi.
Bacaklarımı karnıma çekerken arabayı çalıştırıp sokağın çıkışına sürmesini izledim. Telefonu çalmaya başlamıştı ama sessize almayı tercih etmişti. Ekran bir süre sonra siyaha döndü. Fakat uzun sürmeden yeniden çalmaya başladı. Jungkook bıkkınlıkla ofladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
class b ✓
FanfictionHerkesin zorba diye tanıdığı Jeon Jungkook yalnızca sevgilisine karşı hassas davranan bir aşıktı. - Taekook ve diğer Kore idollerini içerir.