Bölüm 6- Farkına varmak
******
"Yani anlayacağın bu iki günde olanlardan sonra hala hayatta ve sağlıklı olduğum için kendimle gurur duyuyorum. Çünkü ölmeye yada aklımı kaybetmeye çok yaklaştığım anlar oldu."
Duyduklarımı sindirmek güç olduğundan, ona öylece bakmayı sürdürdüm. Ne demem gerektiği konusunda pek emin değildim aslında. Böyle bir durumda ne denirdi ki? Derin bir nefes almış ve beynimin tekrar işleve dönmesini ummuştum. Neyse ki beynim yardım çağrıma çabuk cevap vermişti.
"Çizimdeki kadınların, benim rüyamdaki kadınlar ile aynı olduğuna gerçekten emin misin?"
"Bak garip geliyor farkındayım ama eminim. Sadece tek bir boşluk var. Babamın odasındaki çizim renklendirilmişti ve kadınların üçünün de saç renkleri farklıydı ama senin çizimin renkli değildi. Eğer saç renkleri de aynıysa yüzde yüz emin olabiliriz. Renkler hakkında bir fikrin var mı?"
Silikleşmeye başlayan rüyamdan sorduğu soru ile dudağımı dişlemiştim. Böyle şeyleri çabuk unuturdum ve aslında tamda bu yüzden not almıştım.
"Şey, sanırım birinin siyahtı, biri kumral ve diğeri de kahve-kızıl gibiydi. Üzgünüm tam olarak emin değilim."
"Çalışma odasında bulduğum çizimde de aynı tarif ettiğin gibiydi. Bu bağlantıları çözmeliyiz, Amelia. Tesadüf olamaz."
"Bu gerçekten çok garip. Yani, rüyamda gördüğüm kadınların çiziminin babanın odasından çıkmasını belki sindirebilirim ama baş rahip ve babanın bir cinayeti örtbas ettiğini bilmek, özellikle de ormanda bir katil olduğunu bilmek biraz korkunç."
Güler gibi bir ses çıkardığında çatık kaşlarımla ona baktım. Komik olanda neydi?
"Oh, şimdide korktuğum için benimle dalga mı geçiyorsun. Ne kadarda olgun bir hareket(!)"
Gülmemek için dudaklarını içe büktüğünde, kaş çatmaya devam ettim. Tavrım komiğine gitmiş gibiydi. Yavaşça omuzuna vurduğumda, sanki bu hareketim onu tetiklemiş gibi gülmesi daha da artmış ve kocaman bir kahkahaya dönüşmüştü. Hala bana bir cevap vermemiş olduğu gerçeği ile göz devirip, bakışlarımı tekrar göle çevirmiştim. Gülmesi birkaç saniye daha şiddetini korusa da, en sonunda yavaşça sona ermişti.
"Tamam asma suratını. Komik olan kibar davranıyor olman. Bu olanlar biraz korkunç değil, çok korkunç. İlk öğrendiğimde nasıl bocaladım haberin var mı? Resmen oradan koşarak kaçtım."
Gülen suratına baktığımda, kıkırdamamı tutmakta oldukça zorlanıyordum. İnsanlara enerjisini bulaştırmakta uzman olduğu açıktı.
"Hey, notlarım ve çizimim nerede?" Sahte olduğu belli olan, abartılı bir şaşkınlıkla konuşmaya devam ettim. "Ah, doğru ya! Sen onları çalmıştın."
"Hayır, ben onları ödünç aldım ve şu an seni götüreceğim sürpriz yerde tamamen güvendeler. Her şeyi anlattığıma göre artık gidebiliriz değil mi?" Ayağa kalkmış ve bana da elini uzatmıştı. "Beni tekrar reddetme, Amelia."
Emin olmayarak suratına baktım. Nereye gideceğimizi bilmiyordum ve etrafta bir katil geziyordu. Aslında tereddütte kalmış olmam fazlasıyla normaldi.
Luke hiç bir tepki vermediğimi görünce göz devirmiş ve beklemeye daha fazla dayanamamış olacak ki, kolumdan tutmuş ve hiç zorlanmadan beni ayağa kaldırmıştı. Bizim hareketlenmemiz ile Prenste uzandığı çimenlerden kalmış ve yanımıza gelmişti. Luke, Prensi de yanına alıp yürümeye başladığında aptal gibi arkalarından bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amelia | Kutsal Cadı - 1
FantasyKutsal Cadı Serisi - 1 | Amelia ~Rowallmoon kasabasındaki küçük bir cinayet, büyük ve olağandışı kapıları açmıştı.~ Dünyaya gelme sebebinizi hiç sorguladınız mı? Bu bencil, adaletsiz ve kesinlikle acımasız olan dünyaya gönderilmemizin bir nedeni olm...