BÖLÜM 16| Teslimiyet

24 8 0
                                    

Bölüm 16- Teslimiyet

*****

Alice Carter;

"Tanrı aşkına, sus artık!"

Duvara çarpan saksının sesi ile birlikte gelen bağırtım, Daniel'i birkaç saniye afallatsa bile sonrasında sinirle kaşlarını çatmasına sebep olmuştu. Başım ağrıyordu. Öyle çok ağrıyordu ki, beynim kendimi öldürmem ve bu acıya bir son vermem için tüm vücuduma sinyaller gönderiyordu.

Sabahtan beri kavga ediyor, yıllardır çözemediğimiz problemlerimizi son birkaç günde çözmeye çalışıyorduk. Bu öyle saçmaydı ki, her seferinde elimizde kalan tek şeyler fazlaca yara alan ruhlarımız oluyordu.

"Alice, işin içine şiddeti karıştırma. Eşyaları fırlatmak kolay ama oturup benimle düzgünce konuşmak mı zor gerçekten?"

Sinirden çenesi kasılıyor olsa da, yavaş ve akıcı konuşuyordu. Belki de saatler süren hararetli tartışmamızdan bir verim alamadığımızı henüz fark etmişti. Daniel ve babası Papaz Carter çok farkı olsalar da, Daniel en pis yönlerini ondan almış gibi geliyordu bazen.

"Bana sakın kavganın sorumlusuymuşum gibi davranma, Daniel! Sürekli aynı konuları açan ve yeni bir tartışma yaratan sensin. Ben bugün seninle konuşmak bile istemiyordum."

"Sorun da bu ya! Konuşmamız gerek, evliyiz biz."

"Tabii ya, mükemmel aşk evliliği(!)" Göz devirmiş ve yüzümde oluşan sinir bozucu gülümsemeye engel olamamıştım. "Kendine gel ve saçmalamayı kes artık. Biz buyuz işte, birbirimize mahkumuz ama asla birbirimize ait olmayacağız."

Bakışlarında oluşmaya başlayan kırgınlığı görüyordum, onu böyle görmek artık benimde canımı sıkmaya başlamıştı ama haklıydım. Neredeyse dört yıldır bu evliliğin içindeydik ve ben hep aynıydım ama Daniel her şeyi alttan almış, tüm kötü davranışlarımı göz ardı etmişti. Eskiden olanlarla baş edemez ve gereksiz kavgalar çıkartırdım ama buna rağmen ilk özür dileyen her zaman Daniel olmuştu. Bunları bir gün ona aşık olacağımı düşünerek yaptığını biliyordum, anlamadığı kısımda burasıydı zaten. İmkansızı arzuluyordu.

"Bu evlilik için sadece ben çaba gösterdim ama artık dayanamıyorum, Alice. Ben çok uğraştım."

Sonlara doğru titreyen sesi ile derin bir nefes aldım. Baş ağrım yüzünden ağırlaşan göz kapaklarım yavaş yavaş kırpışırken, öylece ona bakıyordum. Daniel kötü biri değildi, en azından babası kadar kötü biri değildi. Bana olan narin tavırlarının sebebi sevgisi olsa da, yine de kimseye karşı babası gibi kaba davranışlar sergilediğini görmemiştim. O, bu kasaba için beyaz atlı prens gibiydi. Onunla evlenmek, kasabadaki tüm kızların hayallerini süsleyen hayata kavuşmak demekti. Bir kere Papazın oğluydu, sert dursa bile her zaman kadınlara karşı ayrı bir kibar olmuştu, Papazın oğlu olduğundan da bu kasabadaki pek çok insanın hayal bile edemeyeceği bir servetin üstünde oturuyordu. Ve bunca şeye rağmen, o gelip beni bulmuştu.

"Ben hiçbir zaman bunu istemedim ki, Daniel." Duraksamış ve kuruyan dudaklarımı ıslatmıştım. "Özür dilerim."

"Neden özür diliyorsun şimdi?"

"Özür dilerim çünkü seni sürekli kırıyorum ama lütfen artık anla; seninle iyi birer arkadaş olabiliriz ama asla gerçek aşıklar olamayız."

"Ben gerçek bir aşığım. Sana gerçekten aşığım, Alice."

Her şeyin dönüp dolaşıp yine aynı noktaya gelmesi ve Daniel'in bir türlü bunu aşamayışı sinirlerimi bozuyordu. Asla kavrayamadığı bir gerçek vardı ve artık bunu bilerek yaptığını düşünmeye başlayacaktım. Ona o kadar çok 'seni sevmiyorum' diyordum ki artık kulağa kaba bir pislikmişim gibi gelmeye başlamıştı.

Amelia | Kutsal Cadı - 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin