Bölüm 14- Kontrol edilemez
*****
Kalbim öyle hızlı çarpıyordu ki, dışarıdan birinin bile çok rahat duyabileceğinden emindim. Tedirgin bakışlar attığım beden daha fazla yerinde durmamış ve bize doğru adımlamaya başlamıştı. Luke'un yanımda hareketlendiğini duyabiliyordum. Onun da şaşkın ve korkmuş olduğu açıktı.
"Tanıştığımız andan beri beni şaşırtmaya devam ediyorsun, Amelia."
Sonunda yanımıza ulaştığında, başımı kaldırmış ve kendimden emin bir duruşa geçmiştim.
"Sizde her yerde karşıma çıkarak beni şaşırtıyorsunuz, Şerif."
Yüzünde beklediği cevabı almış gibi bir ifade oluştuğunda gerilmiştim. Amacını anlayamamak beni oldukça geriyordu.
"Bende senin için aynısını söyleyebilirim aslında. Hatta o kadar şüpheli olmaya başladı ki bu durum, neredeyse aynı şey için uğraştığımızı düşünmeye başlıyorum."
Sözleri yüzümde bilmiş bir gülümsemenin oluşmasını sağlamıştı. Gözlerimi, onun meydan okuyan bakışlarına diktim.
"Bunda emin değilim, efendim."
"Nedenmiş?"
"Çünkü asla aynı seviyede olmayacağız."
Şerifin kaşları havalandığında, kolunda hissettiğim baskı ile Luke'a dönmüştüm. Kaşlarını çatmış, saf bir merak ile bana bakıyordu.
"Ne yapıyorsun sen?"
Fısıltısını umursamazken, yüzümdeki gülümseme ile tekrar Şerife döndüm. Onun gözleri de bir an için Luke'a dönse de, çok oyalanmadan tekrar beni bulmuştu.
"Seviyeden kastın nedir? Yoksa Şerif olduğum için kendini yetersiz mi görüyorsun?"
Suratındaki kibirli ifade kıkırdamamı sağlamıştı. Tehlikeli sularda yüzdüğümü biliyordum ama o an için bu umurumda değildi.
"Kastettiğim bu değildi efendim. Söylediğim şey sizden çok daha ileride olduğum."
"İddialısın, bunu sevdim. Yine de ufak bir pürüz var." Aşağı doğru biraz eğilmiş ve yüzüme daha yakından bakmıştı. "Şerif olduğumun farkındasın değil mi?"
"Elbette." Onu taklit ederek bende yüzlerimizi yakınlaştırmıştım. "Fark ettiniz mi bilmem ancak sürekli bunu söylüyorsunuz. Söyleyeceklerim yüzünden beni affedin ama acaba tek meziyetiniz bu olabilir mi?"
Benden yavaşça uzaklaşmış ve ellerini arkasında birleştirmişti. Yüzü az öncekinin aksine daha ciddi bir hal aldığında, bu savaşı kazandığımı düşünüyordum. Birden keyifli bir kahkaha atmasaydı tabii.
"Siz gençleri gerçekten seviyorum. Açık sözlü ve cesaretlisiniz ama hep bir şeyleri atlıyorsunuz." Şapkasını kafasından çıkarmış ve altın saçlarını özgürlüğe kavuşturmuştu. "Hırs gözünüzü öyle bürüyor ki bilmeden bir şeyleri itiraf ediyorsunuz. Sözlerinle bana aynı şeyin peşinde olduğumuzdan emin olmam için çok güzel ipuçları verdin. Teşekkürler, küçük hanım."
Sinir tüm bedenimde kol gezmeye başladığında, bunun cezasını dişlerimin arasında sıkışan alt dudağım çekiyordu. Şerif çok beklememiş ve tekrar konuşmaya başlamıştı.
"Yine de benden ilerde olmadığından eminim. Hatta bundan öyle eminim ki sana şu an bilmediğin bir ayrıntı vereceğim." Gözleri en başından beri konuşmayan Luke'a kaydığında gülümsemişti. "Yani size. Aradığınız adamın yüzünde büyük bir yara izi var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amelia | Kutsal Cadı - 1
FantasyKutsal Cadı Serisi - 1 | Amelia ~Rowallmoon kasabasındaki küçük bir cinayet, büyük ve olağandışı kapıları açmıştı.~ Dünyaya gelme sebebinizi hiç sorguladınız mı? Bu bencil, adaletsiz ve kesinlikle acımasız olan dünyaya gönderilmemizin bir nedeni olm...