BÖLÜM 8| Farklı Görüşler

29 9 0
                                    

Bölüm 8- Farklı görüşler

*****

Aklınızdan çıkaramadığınız düşünceler olduğunda, rol yapmak zordur. Düşüncelerinize o kadar odaklanırsınız ki, diğer insanların sizin ne düşündüğünüzü fark edip etmediklerini umursamazsınız. Şimdi tamda öyle bir anda, ellerimin arasındaki çamaşırı hızlı hızlı çitiliyor ve bir nevi düşüncelerimin beynime yaptığı işkencenin acısını ondan çıkartıyordum. Birde Dorothy vardı tabii. Onun beynime yaptığı işkenceyi hiç bir şey geçemezdi.

"Dün Luke seni kapıya kadar bırakınca çok şaşırdım. Uzun zamandır görüşmüyorsunuz sanıyordum. Artık görüşüyor musunuz? Dün geldiğinde soracaktım ama annem seni yalnız bırakmadı ve sonrada hemen odana kapandın, yani-"

Elimdeki çamaşırı sertçe suya bıraktığımda, çıkan ses yüzünden Dorothy irkilmiş ve konuşmasını yarıda kesmişti. Dorothy'nin yaptığı gürültünün bitmesi ile rahatlayan baş ağrım yüzünden neredeyse huzur ile gülümseyecektim. Oturduğum yerde kafamı çevirerek omzumun üzerinden ona baktığımda, yanıma biraz daha yaklaşmış ve ayaktaki bedenini rahat görebilmemi sağlamıştı.

"Gördüğün gibi cezalıyım ve yorgunum, Dorothy. Lütfen ne söyleyeceksen söyle artık."

"Evet cezalısın çünkü tüm gün Luke ile beraberdin ve artık nasıl vakit geçirdiyseniz geç kaldın."

Mesafeli sesini duyunca kaşlarımı çatmadan edememiştim. Bu tavrı da neydi böyle? Luke ile tekrar görüşmeye başlamam onu neden ilgilendiriyordu? Ondan hoşlanıyor olması bana hesap sorabileceği anlamına gelmezdi

"Ne ima ediyorsun?"

"Bir şey ima ettiğim yok. Sadece sana Luke'dan hoşlandığımı söylediğim günden hemen sonra onunla buluşmanın garip olduğunu söylüyorum."

"Kiminle buluştuğum seni ilgilendirmez ama bu konu seni böylesine rahatsız ediyorsa söyleyebilirim." Yalan söyleyeceğimin bilinci ile gözlerimi onun gözlerine diktim. "Göl kenarına gittik. Eskiden olduğu gibi yani. Şimdi eğer bu açıklama sena yeterli geldiyse işime dönmem gerek."

Gözlerimi devirmiş ve tekrar önüme dönerek kovadaki çamaşırlara odaklanmıştım. Dorothy'nin dik bakışlarını hala arkamda hissedebiliyordum ama bunu umursamadım. Bir şeyleri abartmakta ondan iyisi yoktu. Normalde saf ve neşeli olan kız bir anda canavar kesiliyordu. Sanırım bu Morrinsonların ortak bir özelliğiydi.

"Şimdi olduğu gibi eskiden de çocuklar sizin sevgili olduğunuza dair dedikodu yaparlardı ama hep iki farklı görüş vardı. Bir kısım sizin birlikte olduğunuzu düşünürken, bir diğer grup ise Luke'un senin gibi bir ucube ile asla bir ilişki içinde olamayacağını savunurdu. Bil bakalım ben hangi gruptaydım."

Sözlerinin ardından kapıyı çarparak odadan çıktığında, çamaşırı yıkayan ellerim durmuştu. Gözlerim Angel'a ait elbisenin üzerinde gezerken, ellerimin titrediğini hissedebiliyordum.

İnsanlar ben ve Luke hakkında dedikodu mu yapıyorlardı? Belki de sadece bizi görüp Dorothy'e sormuşlardı.

Hayatım boyunca bundan kurtulamamıştım. Ucube olmaktan. Bu olmak istemiyordum. Farklı olmak neden kötü bir şey olarak görülürken, insanların beni böylesine yargılaması hoş karşılanıyordu?

Ben sürüye uyum sağlayan adaletsiz biri olmaktansa, dışlanan bir ucube olmayı tercih ederdim ve sanırım, insanların beni dışlama nedeni tamda buydu.

***

Sarsak ve yavaş adımlarım sonunda kulübenin olduğu araziye vardığımda, rahat bir nefes verdim. Bugün hava oldukça kapalıydı ve bu benim hiçte yüksek olmayan enerjimin -mümkünmüş gibi- daha da düşmesine sebep oluyordu. Luke ile buluşabilmek için işleri yapabileceğim en hızlı şekilde yapmıştım ve bu yüzden normalden daha uyuşuktum.

Amelia | Kutsal Cadı - 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin