Bölüm 17- Ballı Çörek
*****
"John, gerçekten kaçamayacağımızdan emin misin?"
"Amelia, kapa çeneni. Alice ve kocası gelecek, annem bizi öldürür. Sadece Alice olsa yine iyi, Papazın oğlu yani biricik damatları geliyor."
Bir süre durmuş ve huysuzca oturmaya devam etmiştim. Morrinson malikanesine tüm gün bir telaş hakim olmuş, hazırlıklar yapılmıştı. Alice ve Daniel'in son zamanlarda evimize bu kadar sık gelişi sinir bozucu olmaya başlamıştı. Bayan Morrinson her gelişlerinde sanki ilk gelişleriymiş gibi panik yapıyor, tüm gün bana kök söktürüyordu.
"Aslında ben ölüme de razıyım. Kaçalım, lütfen."
Çaresiz sesim, çalışma masasında oturan ve elindeki tüyden kalem ile özenle bir şeyler yazan John'a ulaşmamış gibiydi. Birden odasına dalmış ve dakikalar boyu benimle birlikte bu gece evden kaçması için onu ikna etmeye çalışmıştım ama inatçının teki olduğu için asla kabul etmemişti. Ben pes etmiş ve yılmış bir şekilde yatakta otururken, o sanki yokmuşum gibi çalışmaya devam ediyordu. Sahi, ne yapıyordu o?
"Ne yazıyorsun saatlerdir?"
"Dün bir anda ortaya çıkan gücün ile ilgili bildiğimiz ya da tahmin ettiğimiz her şeyi. Bazen, böyle şeyleri bir arada yazılmış görmek daha iyidir."
"Pekala, ama kimsenin okumadığından emin ol. Ben en son gizli bir şeyi not aldığımda Luke tarafından bulunup okunmuştu."
"O senin hatandı. Ben o kadar aptal değilim."
Artık alıştığım ukalalığına göz devirmekle yetinmiş ve kendimi geriye doğru bırakarak yatakta yarı uzanır pozisyona geçmiştim. Dizlerimden aşağısı yataktan sarkarken, bedenimin geri kalanı beyaz çarşaflara uzanıyordu.
"Kıyafetlerini kırıştırma."
"Bu seni ilgilendirmez."
Tavırlı ve huysuz sesime göz devirdiğini tahmin edebiliyordum. Bu gece benimle kaçmadığı için hem Alice'in laflarına hem de Morrinsonların Papazın oğluna yağ çekişlerine katlanmak zorunda kalacaktım.
"Tüm gece annemin 'bizi rezil ettin' adlı konuşmasını dinlemek istiyorsan sen bilirsin, yat."
Sinirle ayaklarımı sallamış ve olduğum yerde kısaca tepinmiştim. Bayan Morrinson'un bu konu hakkında konuşabileceği bir gerçekti ve onun yüzünden sadece birkaç dakika da olsa uzanamıyor olmak beni deli ediyordu. Zaten saçlarımı tepeden kocaman bir topuz yapmamla ilgili beni tehdit edip durmuştu tüm gün.
"Lanet olsun, haklı olmandan nefret ediyorum."
Sonunda elindeki tüyü bırakmış ve bastırmaya çalıştığı gülümsemesi ile bana dönmüştü. Gözleri kısaca beni süzmüş ve hafifçe yüzünü buruşturmuştu.
"Sen buna saç toplamak mı diyorsun?"
"Hayır ben buna; deli bir kadın saatlerce susmadığı için ve sadece 'yaptım' diyebilmek için toplanan bir saç, diyorum."
Bu sefer gülmesine engel olamadığında ve sesli bir kahkaha attığında, tüm huysuzluğuma rağmen beni de güldürmüştü. Saatlerdir ayrılmadığı sandalyesini terk ederek ayağa kalkmış ve beraberinde beni de kaldırmıştı.
"Hadi huysuz şey. Bir an önce saçlarını yapalım da içeri geçelim. Misafirlerden sonra salonda olmak ve bahsettiğin şu deli kadının gazabına uğramak istemeyiz."
Omuzlarımdan ittirerek az önce kalktığı sandalyeye oturmamı sağlamış ve direkt saçlarım ile ilgilenmeye koyulmuştu.
"Ona böyle dediğimizi duymasın. Yüzünün alacağı şekli bir düşünsene! Çok komik oluyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amelia | Kutsal Cadı - 1
FantasyKutsal Cadı Serisi - 1 | Amelia ~Rowallmoon kasabasındaki küçük bir cinayet, büyük ve olağandışı kapıları açmıştı.~ Dünyaya gelme sebebinizi hiç sorguladınız mı? Bu bencil, adaletsiz ve kesinlikle acımasız olan dünyaya gönderilmemizin bir nedeni olm...