Bölüm 12- Tehdit
*****
Gergin bir şekilde parmaklarımla oynarken, kısa bir nefes verdim. Sessiz ve tuhaf yolculuğumuz bitmek bilmezken, en azından karanlık ormanın sınırlarından çıktığımız için seviniyordum. Yolculuk boyunca hiç konuşmadan ilerlemiştik. Önde yürüyen adamlar bir kez olsun bize dönüp bakmamış olsalar da, Şerif Lee'nin ara sıra beni kontrol eden bakışlarını hissedebiliyordum.
"Daha öncede bunu yaşamış mıydın?"
Şerif beklemediğim bir anda konuştuğunda, yerimde hafifçe irkilmiştim. Neyden bahsettiğini tahmin etmek zor değildi ama bunu neden merak ediyordu ki?
"Anlayamadım efendim?"
Ben çatık kaşlarım ve meraklı bakışlarım ile suratına bakarken, Şerif Lee'nin yüzünde mimik oynamıyordu.
"Ormanda yaşadığın o krizden bahsediyorum. Daha öncede olmuş muydu?"
Bugün yeterince yalan söylemiştim ama Şerif Lee benimle konuştuğu sürece söylemeye devam edecek gibiydim.
"Hayır. İlk defa oldu, efendim. Sanırım biraz fazla korktum."
Yüzüme yerleştirdiğim sahte gülümsemeye kısaca bakmış ve duyduklarından memnun olmamış gibi kafasını iki yana sallamıştı. Bu beni tedirgin ederken, merakla konuşmasını bekliyordum.
"Bu bana söylediğin ikinci yalan ve daha tanışalı yirmi dakika bile olmadı." Kaşlarım çatılırken, bana alaylı bir bakış attı. "Ben Şerifim. İşimin bir kısmı insanların yalan söyleyip söylemediğini anlamak ama sen beni kandırabileceğinden oldukça emindin sanırım."
Yüzümdeki tebessüm Şerifin sözleri ile beraber silinirken, bu oyunu daha fazla sürdürmenin bir anlamı olmadığını fark ederek önüme dönmüştüm.
"Neyse ki evime gelmek üzereyiz ve umuyorum ki birbirimizi bir daha görmeyeceğiz. Yani ikimizin de dürüst olmasını gerektirmeyecek kadar kısa süreli bir yolculuk bu." Bakışlarımı tekrar Şerife çevirdiğimde, yüzündeki kendinden emin ifade ile bana bakıyordu. "Sizce de öyle değil mi, efendim?"
Sadece birkaç dakika önce saygı ifadesi olarak kullandığım bir kelimeyi bir anda imalı bir şekilde söylediğimde, Şerifin yüzünde bir gülümseme oluşmuştu.
"O kadar kolay değil. Neden en eğlenceli kısmı atlamak istiyorsun ki? Önce ailene seni ormanda bulduğumu ve büyük ihtimalle evden kaçtığını haber vermeliyim."
"İlk olarak, onlar üvey ailem. İkinci olarak, oldukça dedikoduculardır ve kasabaya yeni gelmiş bir şerifin neden iki adamı ile birlikte ormanda olduğunu oldukça merak edeceklerdir. Bana her zamanki gibi ceza verir ve umursamazlar ama sizi asla rahat bırakmazlar. Bana soru sormaları gerekirken size soracaklardır. Cevap vermeyip oradan hızlıca ayrılsanız bile ertesi gün herkes sizin ve adamlarınızın varlığını bilecektir. İstediğiniz bu mu gerçekten?"
Bakışlarım biraz ilerideki kahverengi evi bulurken, amacım bu konuşmayı kısa kesip hızlıca eve girmekti ama Şerif Lee'nin alayla kısılmış bakışlarından anladığım, bunun pek de mümkün olmadığıydı.
"Beni tehdit mi ediyorsun? Bunun suç olduğunun farkındasındır umarım."
Omuz silmiş ve umursamazlığımı bir kez daha gözler önüne sermiştim. Elimde başka koz kalmamıştı ve bir an önce bu adamdan kurtulmalıydım.
"Buna tehdit diyorsanız, sizin gerçek bir Şerif olduğunuzdan şüphe duyarım. Ben sadece olacakları söylüyorum. Bilirsiniz, burası Rovallmoon. Pek normal bir yer olduğu söylenemez. Sizin de buraya tatil için geldiğinizi hiç sanmıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amelia | Kutsal Cadı - 1
FantasíaKutsal Cadı Serisi - 1 | Amelia ~Rowallmoon kasabasındaki küçük bir cinayet, büyük ve olağandışı kapıları açmıştı.~ Dünyaya gelme sebebinizi hiç sorguladınız mı? Bu bencil, adaletsiz ve kesinlikle acımasız olan dünyaya gönderilmemizin bir nedeni olm...