NUMARA HATASI ❦ 𝑡𝑒𝑥𝑡𝑖𝑛𝑔

2.

Kullanıldığınızı hissettiğiniz an ne hissetmiştiniz? O an aklınızdan neler geçmişti? Bir sürü şeyin geçtiğini tahmin edebiliyorum, yaşamak istemediğim ne varsa hepsini teker teker yaşıyordum.

Aldatılmaktan çok korkardım, korkutuğum başıma gelmişti. Ne demişler 'bu dünyada en çöm korktuğun şey başına gelirmiş.' Korkmuştum, bir gün aldatılacağım bile bile korkmuştum. Beni aldatmasın, güzel sevsin diye kendimden hep fedakarlık etmiştim: benden başkası onu benim gibi sevemezdi.

Sevmekten çok şey katmıştım ona ama o bu hissettiklerimi görmemiş bile, umursammış. Kendime acımaktan başka bir şey gelmiyordu elimden.

Salaktım, hem de ne salak.

Kalbim çok hızlı atmasına engel olamadım, normalinden de fazlaydı bu his. Karnımın ağrıdığını ve midemin hafif çalkalandığını hissedebiliyordum. Bu hissetiklerim bana ağrı ile geri dönüyordu.

"Bu kim Ya?"
Cansu'nun konuşmasıyla bakışlarımı telefonumdan çekip ona çevirdim. Aklımdan geçen ilk fikri söyledim.

"Yalan söylüyorsa?"

"Onun ismini söylemedin?"

"Ya başka sevgilisi sanmışsa?"

"Ebenin nikahı derim!" diye çıkıştığında elimden telefonu aldı ve ellerini klavyenin üzerinde gezdirdi. Aklında bir plan vardı galiba?

:Çağla? Şimdi de Çağla mı oldum?

:Beni nasıl hatırlamazsın?

:Hiç mi değerim yoktu sende?

PC: ben sana kendime bile vermediğim değeri verdim çağla.

PC: hem çağla değilsen kimsin amk?

Bu kısma kadar okuduktan sonrada Cansu'nun elinden telefonu aldım ve ben kendim yazmaya başladım. Sinirlenmeye başlıyordum.

:Cenk bu işin şakası yok, oyun oynama benimle.

PC: Çağla dalga mı geçiyorsun?

PC: Cenk beni aldattığın çocuk değil mi?

PC: bir de benimle dalga geçiyor, bak küfür etmek istemiyorum ama siktir git.

:Sen kimsin de bana siktir git diyorsun!

:Sana dava açsam Cenk sürünürsün.

PC: CENK KİM AQ

"Piç Cenk sizi arıyor..."

Ekranda yazan ismi görünce gözlerim kocaman oldu, Cenk beni arıyordu. İstemim dışı hızlı atan kalbimi umursamadan Cansu'ya döndüm. O da benim gibi şaşkındı ama daha sakin gözüküyordu. Bakışlarını telefonumun ekranından çekti ve başını olumlu anlamda salladı.

"Aç ve hapörlere ver."
Başımı 'tamam' anlamında sallayıp yeşil tuşa bastım ve sesi hapörlere verdim.

"Ne zırvalıyorsun kızım gece gece!"
Tok ve emin bir erkek sesi kulaklarımı doldurunca gözlerim kocaman oldu. Nefes alış- verişlerim hızlandı. Bu soğukta neredeyse terleyecektim.

Sakinliğimi korumak isterken ağzımdan istemsizce "Cenk." İsmi çıktı.

"Cenk kim Çağl-" cümlesine devam edemeden kendini durdurdu. Ben şaşkın bir şekilde telefona bakıyorken Cansu normal bir şey varmış gibi bizi dinliyordu.

"Çağla?"

"Ben Çağla değilim." cümlesi çıktı ağzımdan birden bire.

"Çağla değilsen kimsin?"

"Meva." diye fısıldadım ve devam ettim.

"Cenk değilsen sen kimsin?"

"Metehan ben."
Emin ve güzel sesiyle daha sakin bir ses tonuyla konuştu.

Yanlış anlaşılmayı fark etmiştik ikimizde, sonradan güleceğimi bilsem de hala kalbim hızlı atıyordu. Onun hayatımda kocaman bir yere sahip olacağını bilmeden...

"Özür dilerim Metehan bey, numarayı yanlış yazmışım."

Cansu'ya bir anlık döndüğümde bana aval aval baktığını gördüm. "Bey?" diye fısıldadığında elimle onu durdurdum.

"Sorun yok Meva, asıl sen kusura bakma. Sinirimi senden çıkardım."

Sanki beni görüyormuşçasına başımı hayır anlamında salladım.

"Asıl siz kusura bakmayın, iyi geceler." dedim. Telefonu kapatacakken sesi duyuldu.

"Görüşmek üzere."
Görüşür müydük ki?