Bir hafta geçmişti yaşadığımı bu atraksiyonlu olaydan sonra, bir haftada havalar daha da soğumuş karlarını üzerimize salmıştı bu kış mevsimi. Seviyordum ama, asla şikayetçi değil aksine bu durumdan hoşnuttum. Soğuktan üşümeyi ve ısınacak olmanın huzurunu yaşıyordum. Sevdiğim bu mevsimin aşkını size sayfalarca anlatabilirdim, o dereceydi benim kışa olan sevgim.
Pazar günüydü bugün, dersler yoktu. Kafamı az da olsa toplayacak bir zaman dilimim vardı. Elimde tuttuğum çantamı sıkıca kavrayıp kalabalığın arasından geçmeye çalıştım. İstanbul'du burası; kalabalığıyla yakınılsa da vazgeçemediğimiz topraktı. Vazgeçilmeyen İstanbul...
İnsanları aşa aşa geçtiğim sokaklardan sonra istediğim yere gelmiş ve keyiflice gülümsemiştim. Yavaşça küçük merdivenleri aşıp kafenin içerisine girdim. Kafeye girmemle ortamın sıcaklığı ve içeceklerin yoğun kokusunu içime çekmem bir oldu.
Gülümsedim ve etrafa diktim bakışlarımı, her zaman ki gibi tıklım tıklımdı burası. Boş yer arıyordum, arka tarafta bir masanın boşaldığını görünce gülümsedim ve adımlarımı boşalan masaya yönelttim.
Masadakiler kalkmıştı, ben de yavaşça duvara montelenmiş yumuşak koltuğa oturup üzerindeki kabanımı çıkardım. Çantamı ve telefonumu da masaya koyup burada çalışan Mert'in masayı temizlemesini izledim.
"Nasılsın Meva abla?"
Memnuniyetle gülümsedim."İyiyim Mert. Sen nasılsın?"
Elindeki koyu renkli bezle masayı siliyor hem de bana cevap veriyordu."Ben de iyiyim abla," dedi ve olduğu yerde dikleşti.
Mert lise sona giden bir gençti. Uzun boyu ve heybetli duruşuyla tüm gözleri üzerine çekiyordu. Ela gözleri ve koyu kestane dalgalı saçları vardı. Dış görünüşü epey iyiydi; karakteri de öyle. Hem sınava hazırlanıyor hem de burada çalışarak kendi ekmeğini kazanıyordu. Övülesi bir hayatı vardı.
"Her zamankinden mi abla?"
Başımı olumlu anlamda salladım ve arkasına dönüp gidişini izledim. Mutfak kısmına girdikten sonra bakışlarımı ondan çekip çantamdan test kitabımı çıkardım.
Ben Üniversite üçe giden matematik öğretmenliği bölümünü okuyan bir kızım. Küçüklüğümden beri öğretmen olma hayalini kurunca bu hayalimi devam ettirmek istemiştim, iyi ki de bu hayalimden vazgeçmemiştim.
Matematiğim gereğinden iyi olunca öğretmenleriminde üzerimde hakimiydi olmuştu, bir nevi onlarda bu bölümü seçmemi istemişlerdi. Puanım iyi gelmişti, istesem tıp okurdum ama her zaman haylini kurduğum bir alan vardı. Ömrümü sevmediğim bir meslekte harcayamazdım. Doğru olan buydu.
Test kitabımda kaldığım yeri açıp sırayla çözmeye başladım. Her soruya bir dakika vere vere çözdüğümde yarım saatim çoktan geçtiğini fark ettim. Bu zaman diliminde içeceğim ve kurabiyem de gelmiş mideme gitmişlerdi.
Kalan içeceğimi bitirmek için kendime beş dakikalık bir mola vermiştim, sırtıma yumuşak deri koltuğa yaslayıp bardağımı elime aldım ve etrafı incelemeye başladım.
Ben etrafı izleyerek içeceğimi içerken telefonumdan bir bildirim sesi yükseldi. Dikkatimi etraftan çekip telefonumu elime aldım ve bildirimin geldiği uygulamaya girdim. Birisi bana mesaj atmıştı.
05+: Merhaba Meva.
05+:Umarım beni hatırlarsın.
05+: Ben Metehan, birbirimizi eski sevgilerimiz sanan Metehan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NUMARA HATASI ❦ 𝑡𝑒𝑥𝑡𝑖𝑛𝑔
Teen Fiction[𝑇𝑎𝑚𝑎𝑚𝑙𝑎𝑛𝑑𝚤*] [14.09.21] "Bazı hatalar güzel nedenlere sebep olabilir." Sadece nefretimi kusmak için tekrardan ona yazmıştım, ona yazdığımı düşünerek başka birisine yazdığımı nereden bilebilirdim ki? Gerçek aşkı bulduğumu nereden anlayabi...