17.02.2021
Titriyordum, havanın soğuk olmasından değildi bu titreme; göreceğim şeyin etkisiydi. Oysa ben mantık insanıydım, duygusu ağır basan değildim. Neden iki dakikalık işi uzatıp kendime işkence çektiriyordum? Neden kapıyı açıp içeriye girmiyordum?
Gücüm yoktu, gerçekten gücüm kalmamıştı. Kapıyı açacak kadar dermanım kalmamıştı. Ne yaşamıştım ki yorulmuştum? Onu görecek olmak bana azap gibi geliyordu, benim yüzümden bu halde olmasını kendime yediremiyordum. Hepsi benim suçumdu ve acısını çekiyordum, bana müstahaktı.
"Yapabilirsin Meva, kaybedecek bir şeyin yok."
Titrek bir ses tonuyla söylediğim bu şeye kendim bile inanmasam da kendime güvendim ve kapının kolunu tutup kapıyı araladım. Kalbim deli gibiydi, daha fazla dayanamayacaktım.Sıkıca tuttuğum kolu bıraktım ve içeriye girdim. İki elimi de yumruk yaptım, badem şeklindeki uzun tırnaklarım tenime batıyordu. Kalbimdeki ateşin varlığı elimdeki acıyı bana hissettirmiyordu.
Kısa koridordan geçtim ve geniş hastane odasına geldim, gözüm direkt yatakta boylu boyunca uzanmış genç adama kaydı. Koyu kahve rengi saçları dağılmış anlına boylu boyunca yayılmıştı. Açık teni ne kadar harap olduğunun göstergesiydi. O Metehan'dı, hayatımı derinden etkileyen adam şu karşımda yatıyordu.
"Metehan'ın yanındasın Meva."
Gözlerimin dolmasına engel olamadım ve yaşlar yanaklarımdan usulca akmaya başladı. Dakikalarca ağladığımda ağzımdan istemsizce bir hıçkırık nidası döküldü. Ellerimle sıkıca ağzımı kapattım, ona daha fazla bakamıyordum. Ona bakmak bana acı veriyordu, kalbime bir hançer saplanıyordu sanki. İşkence görsem bedenim ve ruhum bu kadar acı çekmezdi sanki.Sıkıca gözlerimi kapattım ve koşarak odadan çıktım, ses yapmamaya özen göstererek kapıyı yavaşça kapattım ve kendimi duvara yasladım. Ellerim hala ağzımdaydı, ağlamalarım ve hıçkırıklarım artmıştı. İçime içime hıçkırıyordum, karnım ağrımaya başlıyordu.
Ayaklarım beni taşımak istemiyordu artık, diz kapaklarımın titrediğini hissettiğimde yavaşça kaymaya başladım. Dizlerimi kendime çektim ve başımı dizlerime yasladım. Ellerimle de bacaklarımı sarmıştım. Uyumak istiyordum, sonsuza denk.
Oksijenin bana yetmediğini hissediyordum.
"Ağlama, kalbim acıyor."
Ölsem de unutmayacağım bir ses kulaklarımı doldurdu. Nefes almayı o an bırakmıştım, hiçbir şeyi duymuyor o sese kitlenmiştim."Metehan." diye mırıldandım çıkmayan sesimle.
Ağlamam bir anda durdu, dizlerime yasladığım başımı kaldırdım ve başımda dikilen adama çevirdim bakışlarımı. Kara gözlerini yeşil gözlerime dikmişti, gözlerinin içi parlıyordu sanki.
"Üşüteceksin, kalk lütfen."
Duran ağlama isteğimin tekrar geldiğini hissettim. Gözlerim doldu. Yavaşça oturduğum yerden kalktım, kalkamadım. Tam düşecekken Metehan; bir hamlede kolumdan tutmuş beni kendine doğru çekmişti.Ona uzaktan bakmak ızdırap gibi geliyorken şu an yaşamam bir mucizeden ibaretti. Yüzü yüzüme o kadar yakındı ki sıcak nefesini hissedebiliyordum. Bu çok zordu.
"Bana geldin Meva." diye fısıldadı yüzüme doğru. Sıkıca gözlerimi kapattığımda yaşlar bu anı bekliyormuş gibi akmaya başladı.
Yüzümdeki elini hissedince yavaşça gözlerimi açtım ve kara gözlerini diktim bakışlarımı. Bana değil, göz yaşlarımın aktığı yolu izliyordu. Baş parmağıyla yavaşça göz yaşlarımı sildi ve gözlerini gözlerime çevirdi.
"Ağlam-" demesine kalmadan bilincimin kapandığını hissettim. Gözlerim siyahla buluşmuştu. En son hissettiğim şey belimdeki sıkıca bir el ve adımın haykırışıydı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
NUMARA HATASI ❦ 𝑡𝑒𝑥𝑡𝑖𝑛𝑔
Genç Kurgu[𝑇𝑎𝑚𝑎𝑚𝑙𝑎𝑛𝑑𝚤*] [14.09.21] "Bazı hatalar güzel nedenlere sebep olabilir." Sadece nefretimi kusmak için tekrardan ona yazmıştım, ona yazdığımı düşünerek başka birisine yazdığımı nereden bilebilirdim ki? Gerçek aşkı bulduğumu nereden anlayabi...