4

696 29 4
                                    

(medyada Kübra var)

Kuşlar... Kuşlar ve kuşlar... Gözlerimi gökyüzünde gezdirdim. Cuma günü okul yolunda yürüyüp müzik dinlerken bi yandan da iki gün içinde olanları düşünüyordum. Bi kere, doğaüstü hiçbir şey olmadı. Biriyle çarpıştığımda garip şeyler görmedim. Garip sesler duymadım. Boşver. Boşver. Unut bunları. İşte, Kübra Kıvırcığın numarasını bulmuştu ki onun için pek zor olmamıştı. Ayrıca çocuğun twitter ve ask.fm hesaplarını da bulmuştu ve iki gün içinde onu soru yağmuruna tutmuştu. Çocuğun adı Emir'di.

Tuğçe'de kendininkinin adını öğrenmişti. Adı Kerem'di. Sarışın Kerem. Tabi ki çocuğun sarışın olması Tuğçe'yi çeken en önemli nedendi. Tuğçe'de çocuğun instagram hesabını bulmuştu. Başka bir arkadaşının hesabından çocuğu takip etmiş, fotoğraflarına ss almıştı.

Hayır, tabi ki sapık değiliz. Tabi ki platoniklerimizi sapıkça takip edip ev adreslerini bulup gece evlerine girip kıyafetlerini çalmıyoruz. Sadece sosyal paylaşım sitelerinin hepsini bulup anonimden takip ediyoruz o kadar *yanakları kızarmış gülümseyen emoji*.

Kübra bana istersem esmer çocuğun telefon numarasını da bulabileceğini söyledi ama ben ilgilenmedim. Sapık gibi onu takip etmek istemiyordum açıkçası. Benimle konuşmak isterse gelip konuşması gerekecekti.

Evden çıktım. Okul yolunda Kübra'yla karşılaşmadım. Normalde her zaman aynı saate aynı yerde beni beklerdi. Bişey olursa da arardı. Onu bi 5 dakika evinin önünde bekledikten sonra okula yürümeye devam ettim. Büyük ihtimalle sabah gelmeyeceğini Whatsapp tan yazmıştı ama ben görmemiştim. Okula girdiğimde wi-fi'ı açtım. Kübra'dan mesaj vardı. Erken geldiğini ve Tuğçe'yle kantinde oturduğunu yazmıştı.

Çantamı sınıfa bırakmadan direkt kantine yürüdüm. Kantin kapısından içeri girmemle gözlerimi kocaman açmam bir oldu. Tuğçe ve Kübra arkadaki masalardan birine oturmuşlardı. VE hemen karşılarında EMİR VE KEREM OTURUYORDU. Oha amk dedim yani ne diyeyim.

Kızlara doğru yürümeye başladım. İkisinin de suratı şaşkınlık ve mutlulukla çarpılmıştı belliydi. Tuğçe gözlerini Kerem'den alamıyordu. Ara sıra saçlarına baktığını da gördüm ayrıca. Gözümden kaçmadı. Kübra ise tamamen kopmuştu. Kendini güldürmeye kaptırmıştı. Tuğçe ise basılmış suratını takılmıştı. Kerem'e baktım. Olanları pek umursamıyormuş gibiydi. Öbür yandan Kıvırcık/Emir gözlerini Kübra'ya sabitlemişti. Bir an Görkem içeri girecek ve şu manzarayı görecek diye ödüm koptu. Tamam, Emir ve Kübra istesem bile Görkem'in bunu görmesini istemezdim.

Uzakta durmuş onları izlerken Kerem'in kalktığını gördüm. Emir'de arkasından kalktı. Bu tarafa doğru yürümeye başladıklarında bende kızlara doğru yürümeye başladım. Gözlerimi bir saniye için Emir ve Kerem'e çevirdiğimde başım ağırmaya başladı. Gözlerimi onlardan ayırmadım. Kafamın içinde sesler duymamla beraber hemen kaşlarımı kaldırdım. Başka yöne baktım. Derin bir nefes aldım. Güzel kızmış... Kerem'e baktığımda bunu duymuştum. Kafasından geçenleri duymuş olabilir miydim? Peki, bunu Tuğçe için söylemiş olabilir miydi? Ne kadar kafa karıştırıcı olsa bile yine de gülümsedim. Madem deliriyorum, bir işe yarasın değil mi?

Akıl okumamın şokundan sıyrıldıktan sonra birbirlerine bakıp kahkaha atan kızlara doğru depar attım. "NASIL, NERDE, NE ZAMAN, NOLDU?" diye biraz bağırmış olabilirim. "Kanka, oha. Resmen gelip yanımıza oturdular." dedi Tuğçe şok olmuş bir şekilde. Kübra zaten gülmekten kendinden geçmişti.

"NOLDU DİYORUM! Çatladım burda." dedim, Tuğçe'ye az önce duyduğumdan bahsetsem mi diye düşünürken bir yandan. "Kanka bak, noldu biliyo musun?" diye başladı Tuğçe. Kübra söze girdi, "Kanka ben şimdi buldum ya Emir'in numarasını..." "Eeeee," "İşte bende okula erken gelince dedik ki biz bunu işletelim." "Çocuk burdayken onu işletmeye mi çalıştınız?!?!?!?!?!?!" dedim ağzım açık. "Kanka şimdi, aslında biz işletmeye başladığımızda burda değildi." dedi Tuğçe. "Kanka işte açtık telefonu sesimizi değiştirip konuşmaya başladık. Bi baktım, kıvırcık içerde. Kübra şok. Anladılar tabi bizim olduğumuzu." demişti ki Kübra Tuğçe, "Tabi yanında da Kerem varmış. Ya of Allah belasını versin ya..." dedi Tuğçe oha çok yakışıklı manasında. Kübra, "İşte kanka onlar da gelip oturdular yanımıza. Kerem hiçbi şey demedi. Emir," burda gülüyor, "Güldü, dedi ki numaramı nerden buldunuz? bende kaldım öyle. Güldüm. Kanka içimden demek geliyo ki herkesin hayatına kimse karışamaz... Ama yemedi kanka. Bende Kübra sırrı. Ben bulurum. dedim." yine güldü. Tuğçe, "Bu sırada Kerem hiçbi şey yapmıyo ha. Sadece duruyo. Allah'm ya." Kübra, "Sonra Emir, demek öyle? dedi. Bende güldüm kafa salladım. Telefonumu bildiğine göre adımı da biliyosundur herhalde, dedi. Emir değil mi? dedim gayet cool bir şekilde. Ha-ha, senin adın ne dedi. Kübra, dedim. Memnun oldum. dedi. Keşke böyle tanışmasaydık ama olsun sonuçta tanıştık dedi. Uf ya. Yerim." Kübra kendini kıvırcık fantazilerine bırakırken Tuğçe, "Ve Kerem hiçbi şey demedi. Hiç bi şey." Güldüm. Çünkü Kerem hiçbi şey demedi. Hiçbi şey.

MentalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin