Ocak
Katherine gözlerini araladı.
Tuğçe gözlerini araladı.
Kübra gözlerini araladı.
Saate baktı Katherine. Saat 7.30'tu. Ayağa fırladı. Elini yüzünü yıkadıktan sonra odasına döndü ve okul kıyafetlerini giymeye başladı. Kıyafetlerini giyindiğinde saate göz attı. Okulun başlamasına 10 dakika kalmıştı. Dişlerini fırçaladı, kulaklığını da aldıktan sonra evden çıktı.
Tuğçe, saat 7'de lanet ederek ayağa kalktı. Onu buçukta alacak servise yetişmesi gerekiyordu. Çabucak elini yüzünü yıkadı ve odasına döndü. Etrafına bakındı. Okul kıyafetleri nerdeydi? Odasını karıştırmaya başladı. Sonunda, okul pantolonunu yatağının kenarına iliştirilmiş bir şekilde buldu. Saate göz attı, 20 dakika olmuştu. Yeterli zamanı yoktu. Telefonunu ve kulaklığını eline alıp çantasına uzandığında bir küfür savurdu. Çantasını hazırlamamıştı. Oflayarak çantasını hazırladığında çoktan servise geç kalmıştı. Küfretti. Servis şoförü asla onu beklemezdi. Işık hızıyla evden çıktığında yolun kenarında bekleyen servisi görünce şaşırdı. Çoktan kendini otobüsle gitmeye hazırlamıştı oysa ki. Gülümseyerek kulaklıklarını taktı ve servisine bindi.
Saat 7. Kübra kalktı, elini yüzünü yıkadı. Odasına döndü. Telefonunu eline aldı ve wi-fi'ı açtı. Telefonu kendine gelirken o da üstünü giyindi. Telefonu elinde, twitter'ını kontrol ederken mutfağa girdi. Annesi çoktan kahvaltısını hazırlamış, onun oturmasını bekliyordu. Masaya otururken telefonunu bıraktı. Yemeğini yedikten sonra dişlerini fırçaladı, kulaklığını aldı ve evden çıktı.
08.00
Okula vardıklarında üçünün de ilk yaptığı şey, gözleriyle okul bahçesini taramak oldu.
Emir, okulun bahçesindeki banklardan birine oturmuş Kübra'yı bekliyordu. Kübra'nın gözleri sonunda Emir'inkilerle buluştuğunda ikisi de gülümsedi. Kübra, "Emir'in yanına gidiyorum." dedi ve kızlarla vedalaşıp Emir'e yöneldi. Katherine ve Tuğçe onun gidişini izledikten sonra Tuğçe Katherine'e döndü. "Yeni bir şey var mı?" Katherine kafasını salladı. "Teyzem hala diğer cadılarla bir şeyler bulmaya çalışıyolar ama daha bişey yok."
1 aydır son buldukları üzerinden Jetta'ya karşı kullanabilecekleri bir şey arıyorlardı. Ama sonuç olumsuzdu. Hiçbir şey bulunmamıştı. Ne bir yer, ne bir isim.
"Selam güzellik," dedi Arda ve Katherine'in yanında belirdi. Katherine ve Tuğçe bakıştılar. 'Güzelim/lik' lafı bir iltifat olarak sadece Tuğçe için kullanılabilirdi. Bir anlaşmaları vardı. "Selam yakışıklı," diye karşılık verdi Katherine. Arda sırıttı. "Selam Tuğçe," "Selam." "Bugün," diye söze başladı Arda, "Kerem'in doğum günü. 17'sine basıyor." "Bugün Kerem'in doğum günü mü?" dedi Tuğçe gözlerini açarak. "Ee, ne yapacaksınız?" "Pek bir şey düşünmedik aslında. Kerem'le hala pek konuşmuyoruz." "Bizi neredeyse ele verdiği için mi?" Arda karşısına bakmayı sürdürdü, "Evet." Katherine başını salladı. "Bişey yapalım Kerem için." dedi Tuğçe. Arda ona döndü, "Aklında ne var?" "Bilmiyorum ki," "Şanslısınız ki, benim bi fikrim var." dedi Arda, sırıttı. Elini saçlarının arasından geçirdi. "Bu akşam akşam 9'da. Size mesaj atarım." Arda Katherine'e döndü. Göz kırptı ve uzaklaştı. Tuğçe, Katherine'e bir bakış attıktan sonra birlikte sınıfa doğru yürüdüler.
Kübra Emir'in yanına, banka oturdu. "Günaydın." dedi Emir. Kıvırcık saçları karmakarışık görünüyordu. Neyse ki Kübra'nınkiler de öyleydi. "Günaydın." diye cevapladı Kübra. Emir kolunu bankın yaslanma yerine attı. "Nasılsın?" "İyiyim, sen?" "Ben de iyiyim." Kübra karşısına baktı. "Bugün Kerem'in doğum günü," dedi Emir. Kübra ona döndü, "Öyle mi? Tuğçe çıldırmıştır." Emir güldü, "Evet, öyle." Birbirlerine baktılar. Biraz sonra Kübra gözlerini kaçırdı. Karşısına baktı. "Seni seviyorum," diye fısıldadı Emir. Kübra'nın hafif rüzgarla yüzünü kapatan kıvırcık saçını kulağının arkasına attı. Kübra Emir'in dokunuşuyla irkildi. O günden beri bırakın ona dokunmayı, yaklaşmamıştı bile. "Bende seni seviyorum," dedi Kübra. Göz göze durmaya devam ettiler. Bu kadardı. Daha konuşacak bir şey yoktu. Bu iki kelimelik cümle, ikisi için de yeterdi. "Artık birbirimize soğuk davranmayalım." dedi Kübra. Emir kafasını salladı, "Bence de. Bıktım bu kadar ayrı olmamızdan." Kübra gülümsedi. "Şu, Jetta denilen yaratık... Onu bulamasak bile..." Elini Kübra'nın suratına koydu. "Onu öldürücem. Sana yaptıkları yüzünden onu öldürücem." "Teşekkür ederim." dedi Kübra. Emir onu öpmek için eğildiğinde ise Kübra kendini geri çeken oldu. "Tamam seni seviyorum ama okulun içindeyiz Emir. İyi misin?" Emir güldü. Kolunu Kübra'nın omzuna attı, birlikte okulun içine girdiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mental
FantasyFarklı olmak güzeldir değil mi? Diğer insanlardan, arkadaşlarından, ailenden... Farklı olmak. Normallerin arasından seçilmek, güçler bahşedilmiş olmak. Ama insanların bilmediği bir şey var; Farklı olmak aynı zamanda tehlikelidir de. Karanlık, bir gö...