5

632 27 4
                                    

(Medyada Görkem'in gifi var)

Pazar günü saat 10'daki voleybol antrenmanımdan sonra eve geldiğimde tam eşofmanlarımı üzerime geçirmiş koltuğa uzanacak müzik dinleyecek tumblr'a girecektim ki zilin çalmasıyla bütün umutlarım yok oldu. Kapıyı açtığımda Tuğçe, Berk ve Görkem'le karşılaştım. "Selam?" dedim şaşırmış bir halde. Onları içeri davet ettim. Saat 1'di. "Burda napıyosunuz?" Tuğçe, "Seni almaya geldik kanka." "Nereye sürükleyeceksiniz beni yine?" Berk beni süzdü. Eminim eşofmanlarımla çok hoş görünüyordum. "Okulun birinci haftasının bitişini kutlayacaz." Görkem'e döndüm. "Queen nerde?" diye sordum. "Qbra'yı almaya gidiyoruz burdan. Hadi git giyin kanka. Hadi." dedi Tuğçe. Üzgün bir surat takındım. Şimdi ne güzel eşofmanlarımla, bilgisayar kucağımda kola elimde tumblr'da alem yapacak, daha sonra da YouTuber'ları seyredecektim. Bütün planlarım suya düşmüş bir halde odama yürüdüm. Berk ve Görkem salonda otururken Tuğçe beni takip etti.

"Kanka hadi güzel bişeler giyin." "Tamam." dedim. Dolabımdan siyah bir tayt siyah omuzları açık, uzun kollu siyah bir tunik çıkardım ve giydim. Babam neyse ki odasında her zaman bir miktar para bırakırdı. Odasına girdim ve biraz para alıp parayı montumun cebine iliştirdim.

Salona girdim. Tuğçe'de arkamdan geldi. "Haydi gidelim." dedim Berk'e bakarak. Sarı botlarımı giydim ve hep birlikte dışarı çıktık. Kübra'nın evine gittik ve milyonlarca yalvarış ve yakarıştan sonra Kübra'yı da ikna etmeyi başardık.

Kübra üstünü giyinmek için içeri gittiğinde Tuğçe ve bende peşinden gittik. "Görkem'i evime mi getirdiniz?!" diye sordu. "Kanka... Bak orasını hiç düşünmemiştim." dedim. "Aynen," dedi Tuğçe. "Pardon kanka." "İyi ki annemler yok ha. Onlar olsaydı sıçmıştım." "Hem de fena sıçmıştın." dedim. Kübra üstünü giyindikten sonra, salona geçmeden önce heyecanlı bir ifade takındı. "Ne oldu?" "Kanka AÇ vardı ya. Onun adını öğrendim." "Neymiş adı?" "Berkay." "Berkay," diye tekrar etti Tuğçe ve dudağını büküp kafasını salladı.

"Eee başka ne konuştunuz AÇ'yle?" "Kanka var ya hep trip atıyo. Ve kanka öyle böyle hani arkadaş tripleri de değil yani. Sanki benim ona arkadaşımmış gibi davranmamdan hoşlanmıyomuş gibi böyle." "Wowowowowoowowowowow." dedim. "Oha," dedi Tuğçe. "Uf kanka boşver. Benim kıvırcığım var." dedi Kübra gülümserken, yüzünü ellerinin arasına alırken.

Sonunda hepimiz hazır olduktan sonra nereye gideceğimiz hakkında tartıştıktan -belki de biraz kavga ettikten sonra- en sevdiğimiz mekan olan "GECE" adlı kafeye gitmeye karar verdik. Oradan da gezebilirdik.

Saat 2'de GECE Kafe'deydik. Otomatik olarak kendi masamıza her zaman oturduğumuz şekilde oturduk. Masalar yarım daire şeklindeki koltukların ortasındaydı. Tek koltuk vardı yani. Yarım daire olarak şöyle diziliyorduk: sol en dışta Kübra - Görkem - Tuğçe - Ben - Berk sağ en dışta. Bu oturuş şekli kendiliğinden böyle olmuştu. Tabi ilk kaynaştığımız zaman kızlar bir tarafa erkekler bir tarafa otururdu. Ama Kübra ve Görkem çıkmaya başladıktan sonra hepimiz kaymıştık ve ben birden kendimi Berk'in yanında bulmuştum.

Yeniden böyle oturduğumuzda biraz garip olduğunu söylemeliyim. Görkem ve Kübra neredeyse hiç birbirlerine bakmıyordu bile. Tuğçe ortada kaldığı için durumu anladığına emindim. Berk ve ben de yan yana oturunca garip hissetmiştim ama Görkem ve Kübra kadar da değil. Çünkü biz aramızda ne yaşanmışsa yaşansın arkadaşlığımızı korumayı başarmıştık. Kübra ve Görkem için de hala bir umut vardı tabi ama önce Görkem Kübra hakkında hissettiklerinden kurtulmalıydı.

Yemeklerimizi sipariş verdikten sonra Berk Tuğçe'ye döndü, "Kanka sen gitmedin mi Kat'le voleybol antrenmanına?" "Yok kanka bugün kursum vardı. Gidemedim o yüzden. Ne yaptınız antrenmanda?" "Bişe yapmadık," dedim. "her zamanki şeyler. Çalıştık işte. Kanka ama yakında maçlar başlayacakmış antrenman kaçırma yani." derken irkildim. Çünkü aklıma cuma günü yaşadıklarım gelmişti. Bunlar yaşanırken voleybol antrenmanları hakkında endişelenebilmem güzel bir şeydi sanırım.

MentalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin