Katherine olay yerine vardığında Tuğçe'yi, Emir'i onun üzerine eğilmiş bir şekilde buldu. Kerem bir köşede oturmuş gözleri dalmış, Berk ise başka bir köşeye çekilmiş sessizce ağlıyordu.
Yavaşça yürüdü. İçinden hayır kelimesini belki de binlerce kez geçirmişti ama neyin geldiğini biliyordu. Görkem'in ağlayışını duydu. Arda onun elini tutunca elini itti ve Tuğçe'nin yanına yürüdü. Yanına oturdu. "Kübra..." dedi fısıldarcasına. Sonra da gözlerinden akan yaşları hissetti. Birkaç saniye sonra ise inkar başladı. Gözlerindeki yaşları sildi. Ayağa kalktı. Etrafına dönmeye başladı. Tuğçe onun elini tutup ayağa kalktı. Katherine'e sarıldı. Birkaç dakika öyle kaldıktan sonra Katherine "Bunu düzelticem." dedi. "Nasıl?" dedi Tuğçe hıçkırarak.
Katherine onu bıraktı. Geri çekildi. Tuğçe'nin oturması için ona zaman tanıdıktan sonra hızlıca Emir'in yanına yürüdü. Bu sırada Tuğçe yine Kübra'nın yanına oturmuş gözlerini ona dikmişti.
Katherine Emir'in arkasında durdu. Emir, onun ne yaptığını anlamayacak kadar sarsılmıştı. Emir'in kafasını yanlarından tuttu. Gözlerini kapattı, bir saniye sonra Emir çoktan derin bir uykuya dalmıştı. Kerem hemen bir şey söylemek için ayağa kalkmıştı ki Katherine onun önünde belirdi. Ellerini onun yüzünün iki yanına koydu. Ve onu da uyuttu. Arda'ya döndü. "Görkem'in çıkmasına yardım et. Ona ihtiyacımız var."
Arda sorgusuz sualsiz yer altındaki depoya yürüdü. Elini uzattı. Görkem önce onun elini tutmadı. Arda aşağıdan gelen seslerden Görkem'in olanlardan haberinin olduğunu varsayıyordu. "Görkem, hadi." dedi tonsuz bir sesle.
Görkem karanlığın içinden elini uzattı ve Arda'nın onu yukarı çıkarmasına izin verdi.
Dışarı çıkınca ilk yaptığı şey gözlerini kapatmak oldu. Görmek istemiyordu, bakmak istemiyordu. Katherine onun yanına yürüdü, "Görkem, Görkem. Sakin ol. Her şeyi düzelticem. Arda'ya yardım et. Emir ve Kerem'i arabalarına taşıyın." "T-tamam." dedi Görkem. Şu anda Kübra'yı görmektense herhangi bir şeyi yapmayı kabul ederdi.
Arda onun doğrulmasına yardım etti ve birlikte Kerem'in yanına yürüdüler. Bir köşede duran Berk'te onların yanına yürüdü. Katherine elini Kübra'ya uzattı. Tuğçe, "Ne yapıyosun?" dedi titreyen sesiyle. "Telekinezi." dedi Katherine sadece. Tuğçe gözlerini Kübra'ya çevirdi. Kübra havalanmaya başladı. "Tut onu," dedi Katherine "sırtının arkasında tut." Tuğçe Kübra'nın yanına yürüdü. Ellerini Kübra'nın sırtına koyarken ağlamaya devam ediyordu. "Onu sen yönlendireceksin, eve gidicez." dedi Katherine. Eli hala havadaydı. Kübra'yı bu şekilde havada tutmak için büyük güç harcıyor gibiydi.
"Neden onu güçlerinle taşımıyosun?" dedi Tuğçe eve doğru yürürken. "Duygularımı kontrol edemiyorum. Yani güçlerimi de kontrol edemiyorum. Onu düşürebilirim. Daha fazla kana ihtiyacımız yok." Yol boyunca daha fazla konuşmadılar. Tuğçe'nin elleri Kübra'nın sırtındaydı. Kübra ise Tuğçe'yle birlikte havada süzülüyordu. "Neden onu sen taşımıyosun?" "Sizi görünce daha iyi konsantre oluyorum. Aklım başka yerlere kaymaz böylece." Kübra'nın kolları, başı ve alt bacakları sarkmışken gövdesi havada düz, sırtı Tuğçe'nin elleri üstünde olacak şekilde duruyordu.
Eve vardıklarında Tuğçe Kübra'nın ellerinin üzerinden havalandığını hissetti. Katherine'e döndü. Katherine bedenle birlikte yürümeye başladı. Elleri aşağı sarkıyordu. Aklıyla onu hareket ettiriyomuş gibiydi. Kübra yavaşça üçlü kanepenin üzerine kondu. Tuğçe hemen onun yanına koştu ve oturdu. "Ne yapıcaz?" dedi umutsuzca Katherine'e bakarak. "Emin değilim," dedi Katherine ve bir koltuğa oturup gözlerini Kübra'nın cesedine dikti.
Saat 12'ye vurduğunda Arda ve Görkem eve döndüler. Arda hızlıca içeri girerken Görkem yavaşça kapının girşinde durdu. Bunu yapmalıydı, bir şekilde başarmalıydı. "Görkem, o öldü." Katherine'in dedikleriyle birlikte Görkem burkukça birkaç adımla içeri girdi. Koltuğun yanına yürüdü. Tuğçe'nin yanına. Kübra'nın cesedinin yanına. Eliyle ağzını kapatıp ağlamaya başladı. Birkaç dakikalık sessizliğin ardından, "Hayır. Hayır! Ölmedi. Ölmedi tamam mı! Hadi Kat! O kadar güçlerin var! Bişeyler yap! Kurtar onu! KURTAR!" Görkem Katherine'e doğru yürümeye başlayınca Arda onun önünde geçti. Katherine Arda'nın onun önünden çekilmesi için yavaşça omzuna dokunduktan sonra Görkem'e yaklaştı. "Kurtarıcam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mental
FantasyFarklı olmak güzeldir değil mi? Diğer insanlardan, arkadaşlarından, ailenden... Farklı olmak. Normallerin arasından seçilmek, güçler bahşedilmiş olmak. Ama insanların bilmediği bir şey var; Farklı olmak aynı zamanda tehlikelidir de. Karanlık, bir gö...