12

373 17 12
                                    

Medyadaki şarkıyı son yıldızlardan sonra açmanızı tavsiye ederim.


"KÜBRA! KÜBRAAA!" diye bağırmaya devam etti Emir. Eve varalı 10 dakika olmuştu ve vardığında beri Kübra'ya sesleniyordu. "Allah'm" dedi yüzünü ellerinin arasına aldı. Diğerlerine döndü. Herkes evin etrafına dağılmıştı.

Emir, "Artık dağılıp onu aramaya başlamalıyız." "Onları," diye düzeltti Berk. Yerinden kalkmayı başarmış ve arkadaşları için seferber olmuştu. "Her neyse," dedi Emir. "Tamam," dedi Katherine saçını kulağının arkasına atarak. "Gruplara ayrılalım ve aramaya başlayalım."

Emir, "Ben ve Kerem, Berk'le Tuğçe senle Arda'da bir grup olun. Dağılıp aramaya başlayalım." "İyi de aramaya nerden başlayacaz?" dedi Arda. Tuğçe, "Böyle evin etrafına dağılalım. Çok uzaklaşmayalım ama. Sonra biz de kayboluruz." "Aynen," dedi Katherine. "Aramaya başlayalım o zaman." dedi Kerem. Emir, "Biz evin sağını, Arda ve Katherine solunu, Berk ve Tuğçe'de arka tarafına doğru yürümeye başlayın."

Kafalarını salladılar. Herkesin elinde evin içinde buldukları el fenerlerinden birer tane vardı. Emir söyleyeceklerini söyledikten sonra direkt arkasına döndü ve yürümeye başladı. Kerem de arkasından yürümeye başladı. "Şey, bunu beklemiyordum." dedi. "Bende," dedi Emir sinirle. Neden sinirli olduğunu o da bilmiyordu. Daha çok endişeli hissediyordu ama sesi yine de sinirli çıkıyordu.

Ormanın derinliklerine doğru yürümeye başladılar.

***

"Benimle gelin." dedi Katherine. Berk, Arda ve Tuğçe'yi evin içine çağırdı. "Ne yapıcaz? Kübra'yı aramamız lazım." dedi Tuğçe. Katherine, "Yer bulma büyüsü yapabilirsem işimiz çok daha önce biter." Arda, "Yer bulma büyüsü? Onun için Kübra'nın özel bi eşyasına sahip olman gerekiyo dimi?" "Evet," Tuğçe saçını kulağının arkasına attı ve hemen koltuğun üstündeki Kübra'nın telefonuna uzandı. "Bu işe yarar mı?" "Sanırım, emin değilim. Mary burda olsaydı işimiz çok daha kolay olurdu."

"Neden onu çağırmıyoruz! Bu acil bi durum değil mi? Burada sana yardım ediyor olması gerekirdi." diye patladı Arda. "Şu anda ona ulaşabileceğimizi pek sanmıyorum." "Ne demek 'ulaşamayız'." "Sonra anlatırım. Önce şunu halletmemiz lazım." dedi Katherine, elini uzattı. Tuğçe telefonu Kat'in eline bıraktı.

Katherine etraftaki mumları topladı. Salonun ortasındaki masaya getirdi. Mumları masanın üzerine koydu. Tek bakışıyla mumları yakarken diğerleri de ayakta dikilmiş onu izliyorlardı. Katherine ayağa kalktı. Üst kata çıktı ve bir dakika sonra elinde bir kağıt parçasıyla geri geldi.

"Ormanın bir haritası. Teyzemle çalışırken hazine avları yaptık. Böylece yer bulma büyüsünü çalışmış oldum." Katherine haritayı masanın üzerinde açtı. Mumları haritanın köşelerine koydu. Mumlar eridi ve haritaya yapıştılar.

Katherine Kübra'nın telefonunu eline aldı. Gözlerini kapattı. Arda dikkatlice onu izliyordu. Tuğçe az önce kötüleşen Berk'e yardım etmek üzere yanına gitmişti. Berk'in oturmasına yardım etti. Berk'in sinirleri bozulmuştu. Böyle kırılgan ve yardıma muhtaç olmak hiç onluk bir şey değildi.

Arda Katherine'in karşısına masanın diğer tarafına oturdu. Katherine bağdaş kurmuştu. Telefonu tam haritanın üzerinde tutuyordu. Haritayı inceledi. Bu orman gerçekten de büyüktü. Kübra ve Görkem herhangi bir yerde olabilirlerdi.

Katherine gözlerini açtı. Aklı karışmıştı. Daha önce bu işe yaramıştı. Şimdi neden yaramıyordu? Mary'nin söyledikleri birden aklına geldi. Mary hazine avı yaptığında sakladığı hazinelere saklama büyüsü yapmamıştı. Sadece bir yere gömmüştü. Bu yüzden işe yaramıyordu. Katherine'in yapmaya çalıştığı büyü bu yüzden işe yaramıyordu. Daha güçlü bir maddeye ihtiyacı vardı. Ateş yetmiyordu.

MentalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin