Elime aldığım hamburgerle kantinciye baktım. Hamburger demeye bin şahit ister. Ekmeğin arasına köfte denemeyecek kadar inçe bir köfte ketçap ve mayonez vardı bu kadardı başka hiçbir şey yoktu.
"Pardon ama bu köfte eksik"
Dediğim şeyle kantincinin bakışları bana döndü.
"Nesi var oğlum"
"İşte sorun da orada işte hiçbir şeyi yok. Ne bir turşu bir yeşillik bir cheddar peynir yanına bir patates bir sos hadi patatesi ve sosu geçtim diğerleri olaydı bari"
Adam yüzüme yüzüme baktı sonra da kafasını yukarıya çevirdi.
"Te allahım ya"
Ve ona parayı uzatan çocuğa döndü beni hiç umursamadı. Aman ben burada onun iyiliğine konuşuyorum o hiç umursamıyor çok da şey. Kolamıda aldım ve dışarıya çıktım. Bankaların oraya doğru gittim ve oturum.
Hamburgerden bir ısırık aldıktan sonra yüzümü ekşittim. Kötünün iyisiydi. Bir kere bu nasıl bir köfteydi. Yanıma gelen kediye köfteden bir parça koparıp verdim. Önce biraz kokladı sonra da mideye indirdi. Tekrar bana baktı. Güldüm ve başını okşadım.
"Beğendin sanırım çakma inek"
Beyazdı ve üzerinde siyahlıklar vardı. İneğin kedi hali gibiydi. Ekmeğin içindeki köfteyi çıkardım ve ona uzattım.
"Al ye bakalım benekli şey"
Miyavladı ve köfteyi yemeye başladı. Elimdeki ekmeğe baktım ve bir ısırık aldım. İçinde bir şey yokken hayatta yemezdim ama açtım. Koladan bir yudum alacakken. İlerdeki gelen Barınla güldüm ve ayağa kalktım. Sanırım artık başlamalıydım. Elimdeki kolaya bakıp güldüm. Şimdi ona yazık olacaktı ama savaşta her yol mübahtır.
Kedinin başını okşadım ve Barına doğru yürümeye başladım. Arkadaşlarıyla gelen Barın'a göz ucuyla baktım ve sonra sanki hiç onu görmemiş gibi yürümeye başladım. Hızımı biraz artırdım ve sanki koşarken ona çarpmışım gibi çarptım ve içim yansa da kolanın hepsini onun üzerine döktüm.
"Ayyy çok pardon özür dilerim acelem vardı da seni görmedim"
Bütün kelimeleri bir nefese söyledim ve beklentiyle ona baktım hadi kız bana Barın. Tişörtü komple kola olmuştu.
"Önüne baksana lan! Kör müsün?"
Arkadaşının sinirli sesine aldırış etmedim ve ona baktım. Hadi be kız bana. Tişörtündeki bakışlarını bana çevirdi sinirli bakıyordu.
"Tamam İsak sakin ol"
"Ben çok özür dilerim.... öyle yanlış-"
Kaldırdığı eliyle dondum dövecek miydi. Bir kızsaydın yeterdi aslında 5 kişiye tektim ve koca okulda bir arkadaşım bile yoktu. Bunlar beni haşat ederdi üstümden bile geçerleri.
Elini omzuma koydu.
"Sorun değil görmemişsin sonuçta"
Dediği şeyle gözlerim hayretle açıldı. Sinirli yüzü de gitmiş gülerek bana bakıyordu.
Hani kızmak hani okulu dar etmek ulan sen nasıl serserisin girdiğin deri ceketin hakkını ver bari.
Son kez güldü ve arkadaşlarıyla beraber gitti bense arkasından şaşırarak baktım.
Ulan hani sinirliydi lan bu!
"Bu niye kızmadı lan!"
"İddiadan dolayı"
Duyduğum sesle o tarafa döndüm. Bana bakıp gülen çocukla kaşlarımı çattım.
"Ne iddiası?"
Eliyle önce Barını sonra da onun tam karşısındaki bankta oturan çocuğu gösterdi.
"Barın ve Özgür iddiaya girdi. En çok kavga etmeden kim duracak diye"
Hayy şansıma ben.
"Ne kadar sürer bu?"
Güldü ve elini omzuma attı. Aklıma Eren geldi.
"Vallaha geçen sene bir 2 ay falan sürdü ikisi de inattır"
Ama yuh yaa. Benim iki ayı bırak iki saniyem bile yok.
Eğer o inatsa ben daha inattım. Bu iddia bozulacak o kadar!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denizcik | Gay
General FictionKoridorun sonuna gelmiştim ki bana çarpan bedenle sendeledim. Ulan o nasıl bir çarpmaktır. Bana çarpan bedene döndüm. Hayvan herif omzumu çürüttü "Yuh! Önüne baksana ayı " Dudağı alayla kıvrıldı "Bana mı diyorsun" Eliyle kendini gösterince bu sef...