13

10K 636 42
                                    

Gözlerimi açmamla etrafa bir göz gezdirdim. Her yerim ağrıyordu en çok da başım. Böyle bir ağrı yoktu arkadaş.

Koltukla oturmuş kafasını arkaya yaslamış gözlerini kapamış abimi görünce ona seslendim. Seslenmemle hızla gözlerini açtı hemen yanıma geldi.

"Deniz iyi misin abicim"

Beli ki fazla endişelenmişti. Onu çok korkutmuştum. Abim sonra gidip doktoru çağırdı. Doktor geldikten sonra muayene yaptı ve gitti. Kapı doktordan sonra tekrar açıldı. İçeriye bir kadın girdi. Çekingen adımlarla yanımıza doğru geliyordu. Abim kadını görünce ağzından bir şeyler geveledi ama pek anladığım söylenemez.

"Niçin gelmiştin"

Vay abim ilk defa bir kadına sert bir şekilde konuşmuştu. Kadın abime bakınca kaşlarını çatsada bana bakınca gülümsedi.

"Uzun sürmeyecek Demir bey"

Sonra bana döndü

"Deniz ben Özgür'ün ablasıyım sana yaptıkları için onun adına ben özür dilerim"

Vay be bu kadar minnoş şirin bir kadın nasıl olur da o hayvan Özgür'ün ablası olur.

"Şikayetimizi geri çekmek için yapıyorsan boşuna uğraşıyorsun"

Dedikleriyle hayretle abime baktım

"Sen Özgür'den şikayetçi mi oldun?"

Başını evet anlamında salladı.

"Tabiki de kardeşime bunu yapan adamın elini kokunu sallayarak dışarda gezmesine izin vermeyeceğim"

Neyse yaa biraz içerde kalsın sonra abimi ikna eder şikayeti geri çekeriz. Biraz aklı başına gelsin. Sonuçta sadece o değil ben de vurmuştum ona.

Kadın abime sinirle baktı.

"Öyle bir düşüncem yok zaten Demir bey"

Derin bir nefes aldı ve bana döndü.

"Tekrar geçmiş olsun Deniz ve tekrar özür dilerim"

Konuştuktan sonra odadan ayrıldı. O çıkınca abime döndüm.

"Sence de biraz abartmadın mı abi? Gelip özür dilemek istemiş"

Abim bıkınca bir nefes verdi.

"Sen bunları düşünme abicim. Hadi biraz dinlen"

Hâlâ ona bakıyordum. Ayağa kalktı üstümü örtü.

"Hadi abicim dinlen"

Tam koltuğa doğru gidiyordu ki onu durdurdum.

"Babam aradı mı?"

Yüzünde küçük bir endişe oluştu ama yine de gülümsedi.

Ne diyeceğine adım kadar eminim. Ama yine de belki aramıştır.

Deniz daha aramadı ama eminim toplantısı vardır. Bir iki saate arar.

"Deniz daha aramadı ama eminim toplantısı ya da işi falan vardır. Arar birkaç saate sen uyu ararsa ben seni çağırırım"

Ben ne demiştim. Ama aramaz biliyorum. Abim şimdi arar babamı onu beni araması için ikna etmeye çalışır babamda abimin hatırı için arardı beni 1 dakikayı bile geçmeyecek bir konuşma sonra da telefonun kapanış sesi.

Ama yine de inanmış gibi yaptım ve abime gülümsedim. Sonra da gözlerimi kapattım.

___

Gözümü abimin sesiyle açtım. Odaya baktığımda burada değildi. Refakatçi için yapılan diğer odadan ses geliyordur.

"Baba nasıl şikayeti geri çekersin."

Duyduklarımla acıyla gülümsedim. Tam da Haşmet Kutman'dan beklenecek davranışlar. Çocuğa madalya takmadığına dua etmek lazım.

"Baba sanırım Denizin yüzünün halini görmedin"

Görmüştür ama üzüldüğünü sanmıyorum. Tamam ben zaten şikayeti geri çevirmek istiyordum ama babamın bunu yapması fena koymuştu.

Dolan gözlerimle hırsla göz yaşlarımı sildim.

Böyleydi zaten benim babamla ilişkim. Aslında yıllar öncesine kadar böyle değildi. Babam beni çok severdi hatta abim kıskanırdı bu durumumuzu sonra her şey benim 9. sınıfta yönelimimi öğrenmemle başladı. Dokuzun sonlarında babamda öğrendi. Aslında fiziki hiçbir şey yapmadı bağırmadı çağırmadı kızmadı eve kapatmadı. En ağırını yaptı beni kimsesiz bıraktı

Annemi abimi alıp yurt dışına gitti. Bana verdiği ceza sessizlik yalnızlıktı. Keşke bağırıp çağırsaydı diyordum. Bana yasaklar verseydi kızsaydı ama beni kimsesiz bırakmasaydı.

Sonra birkaç ay sonra abim geldi ama babam ve annem hiç gelmedi. Annem beni arar bazen o da babam gibi düşünüyordu sanırım. Öyle çok sesini hatırlamam arada aramazsa sanırım sesini unutacağım. Babam ise hiç aramaz ilk başara da gördüğünüz gibi kâğıt üstünde haberleşir benimle. Sanırısız baba oğul değil de anlaşma yapan iki şirket gibiyiz.

Odanın kapısı açıldı abim beni görünce hafif çaplı bir şok yaşadı. Ona dolu dolu gözlerle gülümsedim.

"Deniz"

Başka bir şey demedi çünkü söyleyecek bir yalanı kalmamıştı.

Bense daha çok gülümsedim.

"Eve gitmek istiyorum"

"Deniz"

Daha da gülümsedim!

"Abi lütfen eve gitmek istiyorum"

Ciddi olduğumu anlayınca üstelemedi ve gidip çıkış işlemlerini hal etti. Eve giderken ikimizden de ses çıkmıyordu. Evin kapısı açılır açılmaz Sultan abla bana sarıldı.

"Oğlum çok korktum. Sana bir şey olacak diye içim içimi yedi"

Duyduklarımla ona daha çok sarıldım. Bu sarılışımı beklememiş olacak ki afaldı ama sonra o da daha sıkı sarıldı. Çünkü buna ihtiyacım olduğunu anlamıştı. Bu hayatta sorgusuz sualsiz beni seven nadir insanlardan biri. Yalnız kaldığım zaman daha çok birbirimize bağlamıştık. Bu yüzden hep Yavuz abiye imrenirdim.

Ondan ayrılınca dolu dolu gözlerle ona baktım. Eli yanaklarıma gitti ve göz yaşlarımı sildi.

"Ağlama Denizim niye ağlıyorsun"

Ona gülümsemeye çalıştım ama olmadı. Derin bir nefes aldım.

"Ben biraz dinleneceğim"

Sultan abla kaşlarını çattı.

"Daha sana hasta çorbamı yapmadım. Hem Eren aradı yeni haberleri olmuş buraya gelecekler"

Başımı olumsuz anlamda salladım!

"Hiç halim yok Sultan abla söyle boşuna gelmesinler ben uyuyacağım"

Konuştuktan sonra kapıya yaslanmış bize bakan abime bir bakış attım ve odama çıktım.

____

Üzümlü kekim Deniz...

Bu bölüm ben Denize bir üzül bir üzül bir üzül

Denizcik | GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin