Kantine girmemle Baran'la göz göze geldik. Eliyle gelmemi işaret etti. Yanına gitmemle sandalyeye kuruldum.
"Sonunda sınıftan dışarı çıkmayı başarmışsın"
Sabah olanlardan sonra hiç yanlarına gitmemiştim. Baran birkaç kez beni çağırmaya gelmişti ama yine de gitmemiştim.
Sabahki şoku bile yeni yeni atlatıyorum. Bu yüzden sakinleşene kadar Barını görmesem iyi diyeceğim ki Barın bizim masaya doğru geliyor.
Barın ve İsak gelip yanımıza oturdular. İkisinin de bakışları benim üzerimdeydi. Harika!!
"Sohbetinize de doyum olmuyor"
Baran'ın konuşmasıyla ona döndü ikisi de. Sonunda! Beni bakışlarıyla öldürecekler sandım.
İsak gülerek konuştu.
"Sen bir konu aç biz konuşalım kardeşim"
Barının bakışları tekrar bana döndü bana doğru biraz eğildi.
"Sorun yok değil mi?"
Başımı hayır anlamında salladım ve ani bir hareketle ayağa kalktım. Ani hareketimden dolayı sandalyem düştü. Kantindeki bakışlar bana döndü ve masadaki üçlünün de
Kendimi her şekilde rezil edebiliyorum.
"Kerem beni yanına çağırmıştı onu unutmuşumda. Görüşürüz sonra"
Konuştuktan sonra hiçbir şey söylemelerine izin vermeden hızla oradan çıktım. Bahçeye çıktım. Kendimi her zamanki bankıma attım.
Ben bu şeyi neden farkettim ki nasıl davarlanacağımı bilmiyorum. Ne yapacağımı da bilmiyorum salağa bağlıyorum.
Banka oturmamla Benekli her zamanki yerine kuruldu. Başını okşadım.
"Nasıl davranacağım ben şimdi Benekli bey"
Konuşmamla bana döndü ve miyavlamaya başladı.
"Eminim ki çok iyi tavsiyeler veriyorsun ama ben ne dediğini anlamıyorum"
Konuşmamla miyavladı ve kafasını başıma sürttü. Elim saçlarıma gitti ve karıştırdım.
Ne yapacağım ben yaa.
Kafamı geriye doğru yasladım ve bir müddet gözlerimi kapattım. Yüzüme vuran güneşin tadını çıkarmaya çalıştım.
"Deniz"
Adımın söylenmesiyle eski pozisyonuma geçtim. Baran başımda dikilmiş bana bakıyordu.
"Düşündüm mü geliyor musun?"
Neyi düşündüm mü?
"Nereye"
Gelip yanıma oturdu
"Kantindeyken sana dedim yaa akşam mahallede eğlence var gelecek misin diye? Sen de öylece yüzüme baktın sadece"
Kantinde bir şeyler söylemişti ama dinlediğim pek söylenemez.
"Yok yaa ben gelmeyeyim"
Kaşları çatıldı.
"Ne olur yaa gelsen hem eğleniriz. Biz o kadar sana geldik bu seferde sen bize gel. Ne olur yani gelsen"
Tam konuşacaktım ki benden önce İsak lafa girdi.
"Zorlama işte Baran gelmek istemiyor adam. Sıkılır o bizden , onun çevresine pek uymuyoruz"
Sinirle bir nefes aldım ama sakin bir şekilde İsak'a döndüm.
"Sıkıldığımı ya da çevrenize uymadığımı söylediğimi hatırlamıyorum"
Gülümsedi!
"Söylemedin belli her şey hem o arkadaşın şu bizimle boş boş konuşan çocuk o bence bütün duygularının tercümanı oldu o gün"
Ne kadar özür dilemiş olsam da o günü bir türlü unutamıyorlardı. Zorla olsa da gülümsedim ve Baran'a döndüm.
"Aslında gelebilirim hem şu üsten baktığım çevrenizi de görmüş olurum."
Ayağa kalktım.
"Sen bana evin konumunu atarsın gelirim ben"
Baran'a doğru konuştum.
"İstersen çıkışta direkt gidelim."
Başımı olumsuz anlamda salladım.
"Böyle mi geleyim"
Okul üstümü gösterdim.
"Bizden giyersin bir şeyler"
Başımı tamam anlamında salladım. Barınla beraber bir gece. Harika! Ben adamın yanında iki kelime edemiyorum şimdi ise tüm gece beraber olacağız. Daha ne olsun!
"Hem annemle ve teyzemle de tanışırsın"
Barının annesi.
BARININ ANNESİ
Sakinim hem de çok sakinim. Ne demiştim hiçbir şey olmamış gibi. Sanki sabah bir şeyler farketmemişim gibi.
Of abi yaa!
Sen niye bunu farketmeme sebep oldun ki şimdi. Ben ne güzel farketmeden boş boş dolaşıyordum etrafta.
Şimdi ise şaşkın bir balığa döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denizcik | Gay
General FictionKoridorun sonuna gelmiştim ki bana çarpan bedenle sendeledim. Ulan o nasıl bir çarpmaktır. Bana çarpan bedene döndüm. Hayvan herif omzumu çürüttü "Yuh! Önüne baksana ayı " Dudağı alayla kıvrıldı "Bana mı diyorsun" Eliyle kendini gösterince bu sef...